Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1158 E. 2023/1139 K. 25.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR :

VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/09/2022
KARAR TARİHİ : 25/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS sigorta poliçesi düzenlenen dava dışı … adına kayıtlı ve dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın …. tarihinde yolun karşısına geçmek isteyen …’ya çarpması sonucu …’nun vefat etmesi nedeniyle müvekkillerinin müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını, kazanın meydana gelmesinde davalı sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatın ödenmesi için davalı sigorta şirketine …. tarihinde başvuru yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından …. tarihinde mail yolu ile tamamlanması talep edilen eksik taraflarınca ikmal edildiğini, arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını ileri sürerek fazlası saklı her bir müvekkili için ayrı ayrı … TL olmak üzere toplamda … TL maddi tazminatın işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, 6704 Sayılı torba yasa kapsamında trafik kazası sonucu zarar gören kişilerin sigortacıya başvurmasının zorunlu olduğu, kanun hükmü doğrudan poliçe genel şartlarına atıfta bulunduğundan, poliçe genel şartları ve eklerindeki düzenlemenin dikkate alınması gerektiğini, … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi ZMMS sigorta poliçesi ile teminat altına alındığı, poliçenin kaza tarihi itibari ile şahıs başına daimi sakatlık/ölüm teminat limiti belirlenen meblağlarla sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacıların destek zararının ispatı gerektiğini, davacıların başkaca geliri ve çocuklarının bulunup bulunmadığının araştırılması ve fiili destekliğin ispat edilmemesi halinde davanın reddi gerektiği, kazada kusur oranının Adli Tıp Kurumu tarafından tespit edilmesi gerektiğini, destek tazminatının da uzan bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, kaza tarihinden itibaren faize hükmedilemeyeceği gibi ticari faiz talebininde reddi gerektiğini beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Taraflarca dosyaya sunulan deliller incelenmiş, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, … plaka sayılı sayılı aracın trafik tescil bilgileri, davacılara ait sosyal ve ekonomik durum araştırması, Lice Cumhuriyet Başsavcılığının …. nolu soruşturma dosyası celp edilerek dosya arasına kazandırılmış, davaya konu kaza nedeniyle müteveffanın hak sahiplerine rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığı Sosyal Güvenlik Kurumundan sorulmuş, kusur durumunun tespiti yönünden Ankara Adli Tıp Kurumundan, tazminat hesabı yönünden aktüer bilirkişiden … tarihli kök bilirkişi raporu ve … tarihli ek bilirkişi raporu alınmıştır.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle davalı ZMMS sigorta şirketine yöneltilmiş destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
… plaka sayılı aracın ….-… tarihleri arasında geçerli olmak üzere davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin düzenlendiği, poliçede sakatlanma ve ölüm halinde kişi başı maddi tazminat üst limitinin … TL olarak belirlendiği, kaza tespit tutanağına göre … tarihinde davaya konu kazanın meydana geldiği, kaza nedeniyle Lice Cumhuriyet Başsavcılığının …. nolu dosyası üzerinden yürütülen soruşturma sonucu dava dışı … hakkında takipsizlik kararı verildiği, dava açılmadan önce davacılar tarafından davalı sigorta şirketine … tarihinde yapılan başvuruya istinaden herhangi bir ödeme yapılmadığı, yine dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk sürecinin görüşme sonucunda anlaşamama ile sonuçlandığı, kaza nedeniyle müteveffa …’nun vefatı nedeniyle SGK tarafından hak sahiplerine peşin sermaye değerli rücuya tabi her hangi bir ödeme yapılmadığı, dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemeler gereğince işleten ve sürücü kusuru nedeniyle meydana gelen zararları karşılamakla yükümlü olduğu gibi, davalı sigorta şirketi de, düzenlenen sigorta poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsünün kusuru nedeniyle meydana gelen trafik kazalarında üçüncü kişilere verilen zararı, zararın türüne göre poliçede belirtilen teminat üst limiti ile üstlenmiştir.
Öncelikle davaya konu kazada kusur durumunun tespiti gerekir.
Kaza tespit tutanağı, Lice Cumhuriyet Başsavcılığının …. nolu soruşturma dosyası ve Ankara Adli Tıp Kurumundan alınan bilirkişi raporundan; …. günü Saat 09:40 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile Bingöl istikametinden … istikametine doğru iki yönlü yol üzerinde seyri sırasında aracın ön kısımları ile iki yönlü yolun karşı istikametinden gelip yol kenarında duraklayan minibüsten inip ve yine yolun karşı istikameti üzerinden gelen kepçenin arkasından kaplamaya girerek(tanık beyanına göre) karşıdan karşıya geçmek isteyen 2011 doğumlu müteveffa yaya …”ya çarpması neticesinde müteveffanın ölümüne konu trafik kazası meydana geldiği anlaşılmaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatı da sigorta poliçesi kapsamında karşılanması gereken zararlardandır.
Kaza tespit tutanağında, dava dışı araç sürücüsü …’a kazanın meydana gelmesinde kusur atfedilmiştir.
Lice Cumhuriyet Başsavcılığının ….. nolu soruşturma dosyasında alınan …. tarihli bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde müteveffa yaya …’nun Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 138/B-3 maddesini (Yollarda güvenli geçiş, önce sola sonra sağa bakılarak sakınca yoksa taşıt yoluna girmek, geçiş sırasında sola ve sağa bakılarak yürüyüşe devam etmek, taşıt yoluna girmeden güvenle duramayacak kadar yaklaşmış taşıtlar varsa ilk geçiş hakkını onlara verip geçişlerini beklemek suretiyle yapılır.) ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğu, sürücü …’ın ise kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kural ihlali yapmadığı mütalaa edilmiştir.
Davaya konu kazada kusur durumunun tespitine yönelik Ankara Adli Tıp Kurumundan alınan bilirkişi raporunda, 2011 doğumlu müteveffa yaya …’nun meskun dışı mahalde, kaplama üzerinden karşıdan karşıya geçmeden önce inmiş olduğu minibüs ile arasında mesafe bırakarak karşıdan karşıya geçişini yolun müsaitlik durumuna göre kontrollü bir şekilde gerçekleştirmesi gerekirken bu hususa riayet etmediği, iki yönlü yolun diğer istikameti üzerinde yaklaşmakta olan otomobile rağmen müdrik yaşta olmamasının da etkisiyle yol üzerinde hareket halinde olan araçların arkasından koşar adımlarla ve görünürlüğünü kısıtlar bir şekilde kaplamaya girerek kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü olayda %75 oranında asli kusurlu olduğu, sürücü …’ın ise, sevk ve idaresindeki otomobil ile gündüz vakti seyri sırasında, beyanından da anlaşılacağı üzere öncesinde görmüş olduğu, yolun karşı istikametinde bulunan durakta duran minibüsün varlığını dikkate alarak bu araçtan inebilecek yayalara karşı her an tedbir alabileceği şekilde seyrini sürdürmesi gerekirken bu hususa yeterince riayet etmediği anlaşılmakla gerçekleşen kazada %25 oranında tali kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir. Alınan raporda, kazanın meydana geliş şekli ve kusur yönünden denetime elverişli olduğu anlaşılmakla mahkememizce de benimsenmiş ve kazanın meydana gelmesindemüteveffa …’nun %75 oranında, davalı sigortalı araç sürücüsü dava dışı …’ın ise %25 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 53. maddesi gereğince, Ölüm hâlinde ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıpları zarar sorumlularından tahsilini talep edebilir. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nın 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destekten yoksun kalanların destek paylarını belirlerken desteğin gelirinin bir kısmını kendisine bir kısmını da eş ve çocukları ile anne ve babasına ayıracağı varsayılmalıdır. Bunun dışında destekten yoksun kalanlardan bir kısmının davacı olup diğer kısmının davacı olmadığı durumda talepte bulunmayan destek görenlerin paylarının da hesaplamada göz önünde tutulması gerekmektedir.
Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında, destek payları doğru belirlenerek, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış/sağlayacak olduğu yardımın miktarı da doğru şekilde hesaplanmalıdır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise destek gelirden eşi ile birlikte 2’şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği, yine eş ve çocuklar ile anne – babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, anne ve babaya 1’er pay ayrılarak, böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile anne ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine uygun düşmektedir. Çünkü Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselecektir. Anne ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, anne ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay, eşe 2 pay esasına göre %50 pay desteğe, %50 pay eşe verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminat bu ilkelere göre hesaplanmalıdır. (Ankara BAM 4. HD.’nin 02.06.2023 tarih ve 2021/121 E.-2023/374 K.sayılı ilamı)
Dosya içerisinde yer alan nüfus kayıt örneği ile mirasçılık belgesinin incelenmesinden, müteveffanın doğum tarihinin .. tarihi olduğu, davacı…’nun müteveffanın annesi, davacı …’nun ise müteveffanın babası olduğu, … doğumlu olan müteveffanın …. ….’ın müteveffanın babası olduğu anlaşılmaktadır.
Yerleşik Yargıtay kararları uyarınca, anne ve babaya desteğin karine olarak kabul edilmesi ve ölenin desteğine dair aksi yönde ispata yarar bilgi ve belgenin dosyada yer almaması nedeni ile davacı anne ve babanın destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceğinin kabulü gerekir.
Davacıların destek zararlarının hesaplanması için aktüer bilirkişiden rapor alınmıştır. TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant tekniği esas alınarak düzenlenen …. tarihli kök bilirkişi raporunda; davalı sigortalı araç sürücüsünün %25 kusur oranına göre davacı… için …. TL, davacı … için ise … TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmıştır.
Davacılar vekili …. tarihli dilekçe ile, davacı… yönünden talep sonucunu bilirkişi raporu doğrultusunda … TL’na, diğer davacı … için ise … TL’na yükseltmiş ve … tarihli celsede, güncel asgari ücrette değişiklik yapıldığını ileri sürerek güncel veriler üzerinden hesaplama yapılarak bilirkişi raporu alınmasını talep etmiştir.
Güncel veriler esas alınarak düzenlenen …. tarihli ek bilirkişi raporunda; davalı sigortalı araç sürücüsünün %25 kusur oranına göre davacı… için …. TL, davacı … için ise …. TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmıştır. Bilirkişi raporunca yapılan hesaplamanın yöntemine uygun olması karşısınca mahkememizce benimsenmiştir.
Davacılar vekili …. tarihli dilekçe ile, davacı… yönünden talep sonucunu ek bilirkişi raporu doğrultusunda …. TL’na, diğer davacı …… için ise …. TL’na yükseltmiş ve talep edilen miktarların ihbar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsilini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi sigortalısının kusuru oranında tazminatla yükümlü olup, sigortalı araç sürücüsünün %25 kusurlu olmasına göre, ek bilirkişi raporu ile davacı… yönünden hesaplanan, poliçe limitleri dahilinde kalan ve talep edilen …. TL destekten yoksun kalma tazminatı ile … yönünden hesaplanan, poliçe limitleri dahilinde kalan ve talep edilen …. TL destekten yoksun kalma tazminatını ödemekle yükümlüdür. Hesaplanan ve talep edilen miktarlar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Faiz türü ve başlangıç tarihine ilişkin olarak;
Sigortalı aracın hususi olması karşısında davacıların yasal faiz talep edebileceği kabul edilmiştir.
Kaza sonrası dava açılmadan önce davacılar tarafından davalı sigorta şirketine …. tarihinde başvuru yapılmış, davalı sigorta şirketince herhangi bir ödeme yapılmamıştır. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 Sayılı Yasanın 99. maddesi gereğince sigorta şirketinin ihbarı takip eden 8 iş günü sonunda …. tarihinde temerrüdü gerçekleşmiştir. Davacılar tarafından dava belirsiz alacak davası olarak açılmış, …. tarihli bilirkişi raporu alındıktan sonra sunulan …. tarihli dilekçe ile bilirkişi raporunda tespit edilen miktarların tahsili talep edilerek talep sonucu yükseltilmiş, duruşmanın bırakıldığı …. tarihi itibarıyle asgari ücrette değişiklik yapılmış olması ve bu yönde talep bulunması nedeniyle ek bilirkişi raporu alınması karar verilmiş, alınan ek bilirkişi raporundan sonra davacılar vekili …. tarihinde ek bilirkişi raporunda hesaplanan miktarların tahsilini talep ederek talep sonucunu yükseltmiştir. Davanın belirsiz alacak davası olması nedeniyle mahkememizce davacı vekili tarafından talep sonucunun arttırılmasına yönelik sunulan …. tarihli 6100 sayılı HMK.’nun 107. maddesi kapsamında bedel arttırım dilekçesi olarak, …. tarihli talep dilekçesi ise ıslah dilekçesi olarak değerlendirilmiş, belirsiz alacak davası olarak değerlendirilen kısım yönünden davalının temerrüt tarihi itibariyle zararın tamamını karşılama yükümlülüğü bulunduğundan … tarihli dilekçe ile davacılar yönünden talep edilen miktarlara davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihi olan …. tarihinden itibaren, bakiye kalan kısımlara ise ıslah tarihi olan …. itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde kurulmuştur.
HÜKÜM-Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacılar tarafından haddi tazminat istemine ilişkin açılan davanın KABULÜNE,…. TL maddi tazminatın …. TL’lik kısmının davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihi olan …. tarihinden itibaren, bakiye kalan …. TL’lik kısmının ise ıslah tarihi olan …. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı…’ya verilmesine,
… TL maddi tazminatın …. TL’lik kısmının davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihi olan …. tarihinden itibaren, bakiye kalan … TL’lik kısmının ise ıslah tarihi olan …. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı …’ya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken … TL peşin harçtan, başlangıçta yatırılan …. TL peşin harç ile … TL ıslah harcının mahsubu sonucu bakiye kalan … TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacılar tarafından başlangıçta yatırılan 80,70 TL başvuru harcı ve .. TL peşin harç ile ıslah harcı olarak yatırılan … TL’nın toplamı olan … TL’nın davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Davacı …. TL tebligat ve posta gideri ile … TL bilirkişi ücreti ve … TL adli tıp rapor fatura ücreti olarak sarf edilen toplamda … TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davacı… kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan … TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı…’ya verilmesine,
6-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan … TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’ya verilmesine,
7-Arabuluculuk aşaması görüşme sonucunda anlaşamama ile sonuçlandığından, 6325 Sayılı HUAK’nun 18/A-13 maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.600,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
8-Davacı yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, Davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı

Katip Hakim