Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/104 E. 2023/1028 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2022
KARAR TARİHİ : 06/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine Diyarbakır İcra Müdürlüğünün …..esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, takibe dayanak yapılan çekin …..Bankasına ait …..seri nolu çek olduğunu, çek fotokopisinden anlaşıldığı kadarıyla çekin keşidecisinin …..olduğu, …..tarafından ciro edildiği, ardından da müvekkil tarafından ciro edilerek davacıya verilmiş olarak göründüğünü, müvekkilin söz konusu takipten banka hesaplarına haciz işlemi uygulanması neticesinde haberdar olduğunu, nitekim müvekkile belirtilen icra dosyasından herhangi bir ödeme emri veyahut tebligat ulaşmadığını, müvekkilin davalıya icra takibi ve çek nedeniyle herhangi bir borcu bulunmadığı gibi söz konusu borç ilişkisini doğuracak herhangi bir ticari ilişkisininde mevcut olmadığını, ayrıca bahsi geçen çekteki imza ve yazınında müvekkile ait olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespiti ile davalı alacaklının %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davaya konu icra takibinin …..tarihinde başlatıldığını, ödeme emri ve eklerinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, kambiyo senedine dayalı haciz yolu ile yapılan takipte süresi içerisinde icra mahkemesine itirazda bulunmayan borçlu aleyhine açılan takibin kesinleştiğini ve mal varlığı sorgusu yapılarak haciz işlemi uygulandığını, ayrıca, borçlunun 2013 yılından bu yana söz konusu icra dosyasından haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olup bu iddiaya itibar edilmemesi ve borçlunun imzaya itirazının değerlendirmeye alınmaması gerektiğini, davacı borçlu tarafından takibe konu çek üzerindeki yazı ve imzanın kendisine ait olmadığı ileri sürülerek bu konuda bilirkişi incelemesi yapılması talep edildiğini, ancak, usulüne uygun tebligat ile icra dosyasından haberdar olan borçlu yanın icra mahkemelerine yapması gereken beş günlük imzaya itiraz süresi çoktan geçmiş olmakla beraber müvekkil şirkete borçlu olduğunun hem takip dayanağı kambiyo senedi ile, hem araç satış faturası ve müvekkil şirket ticari defterleri ile sabit olduğunu beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Taraflarca dosyaya sunulan deliller incelenmiş, talimat yoluyla davacının isticvabı sağlanarak mukayeseye esas imza ve yazı örnekleri alınmış, imza incelemesine esas olmak üzere davacıya ait ıslak imzalı belge asılları ve icra takibine konu edilen senet aslı celbedilerek dosya arasına kazandırılmış, davaya konu edilen çekteki ciroda yer alan yazı ve imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti amacıyla İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden …..ve …..tarihli bilirkişi raporları alınmıştır.
Diyarbakır İcra Dairesinin …..esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından …..TL çek bedeli, …..TL çekin keşide tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faizi, …..TL komisyon ve …..TL çek tazminatı olmak üzere toplamda …..TL’nın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır.
Takibe dayanak yapılan çek incelendiğinde; keşidecisinin …..olduğu ve çekin hamiline yazılı olarak düzenlendiği, çekin arka yüzü incelendiğinde …..tarafından davacı …..ciro edildiği, davacı tarafından da davalı …..Ticaret A.Ş.’ye ciro edildiği, son yetkili hamilin davalı …..Ticaret A.Ş. olduğu, …..tarihinde bankaya ibraz edildiği ve karşılıksız işlemi gördüğü anlaşılmaktadır.
Dava yazı ve imza inkarına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı tarafından icra takibine dayanak yapılan ve davacının ciranta olarak yer aldığı çekte yer alan cirodaki imzanın davacıya ait olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacının takibe ve davaya konu çek bedelinin ödenmesinden sorumlu olup olmadığına ilişkindir.
Davacının isticvabı yapılarak imza ve yazı örnekleri alınmış, imza incelemesine esas olmak üzere kurum ve kuruluşlarda bulunan ıslak imzalı belgeler temin edildikten sonra icra takibine dayanak yapılan cirodaki yazı ve imzanın davacı eli ürünü olup olmadığının tespiti amacıyla İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alınan …..tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda inceleme konusu belgenin (2012 yılı) düzenlenme tarihine yakın ve tercihen bu tarihten önce başka amaçlarla atmış olduğu bol ve samimi imzalarını içerir belgelerin; muhtarlıklar, noterler, bankalar, seçim kurulları, tapu ve vergi daireleri, nüfus müdürlükleri, evlendirme dairesi, dernekler ve vakıflar, vb. gibi çeşitli kurum ve kuruluşlardan temin edilerek mevcutlar ve adli dosya ile birlikte kuruma gönderilmesine yönelik ön rapor düzenlenmiştir.
Ön raporda belirtilen eksikliklerin ikmali Mahkememizce gerekli tahkikat işlemleri yapılmış, bir kısım ıslak imzalı belgeler temin edilerek dosya arasında kazandırılmıştır. Dosyaya kazandırılan ıslak imzalı belgeler arasında 2012 yılı ve öncesine ilişkin davacıya ait ıslak imzalı belge bulunmamaktadır. Bu kapsamda dosyada bulunan deliller itibariyle değerlendirme yapılarak bilirkişi raporu düzenlenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden tekrar bilirkişi raporu alınmıştır. …..tarihli bilirkişi raporunda; inceleme konusu çekin arka yüzünde yer alan “…..” isim yazısı ve atfen atılı imza ile …..mukayese yazı ve imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu yazı ve imzanın …..eli ürünü olduğu mütalaa edilmiştir.
Eldeki davada, davacı aleyhine başlatılan icra takibinde davacının sorumluluğu takibe dayanak yapılan çekin arkasında yer alan ciroya dayandırılmıştır. Cironun geçerli olabilmesi için ciro eden kişi tarafından imzalanmış olması gerekir. Her ne kadar davacı tarafça çekin arka yüzündeki yazı ve imzanın davacıya ait olmadığı iddia edilmiş ise de, dosya kapsamında yapılan tüm tahkikat ve alınan bilirkişi raporundan, çekin arka yüzündeki davacıya ait ciroda yer alan imzanın davacıya ait olduğunun kabulü gerekmiştir. Bu nedenle ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın, başlangıçta yatırılan 383,13 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 113,28 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim