Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1019 E. 2023/98 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :

DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 26/08/2022
KARAR TARİHİ : 25/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkil adına kayıtlı olan, … İli, … Mahallesindeki … ada … parselde bulunan taşınmazın, davalı … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile müvekkil arasındaki alacak ilişkisinden dolayı yaklaşık 15 yıl önce davalı lehine ipotek verildiğini, davalı tarafın dava dışı sebeplerle iflas etmesi ile dava konusu taşınmaz üzerinde Polatlı İflas (1. İcra) Dairesi Müdürlüğü’nde…Tarih ve … Yevmiye no ve … TL bedel ile şerh konulduğunu, ipoteğin verilmesinden kısa bir süre sonra davalı … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi ile müvekkil arasında çek ilişkisinden kaynaklanan alacak borç ilişkisi sona ermiş, taraflar karşılıklı birbirlerini ibra etmiş, yine taraflar birbirlerine karşı herhangi bir hak ve alacakları kalmadığını da beyan ve taahhüt ettiklerini, ipoteğin, alacağın varlığına bağlı olduğundan Türk Borçlar Kanunun 131. maddesi gereği alacağın son bulması ile ipotek hakkının da ortadan kalkacağını, Türk Medeni Kanununun 883. maddesi uyarınca borçlunun borcunu ödemesi ile taşınmaz malikinin, alacaklıdan ipoteğin kaldırılmasına razı gelmesini isteyebileceğini, ancak alacaklının, borcun ödenmesine rağmen tapudaki ipoteğin terkininden kaçınırsa borçlunun, dava yoluyla tescilin terkinini sağlayabileceğini, ipotek borcunun tamamen ödenmiş olması halinde, tesis edilmiş olan ipotek kaydının kaldırılması işlemini yerine getirme borcunun, tüm masraflar kendisine ait olmak üzere alacaklı veya alacaklılara ait olduğundan, daha önce müvekkili ile ipoteğin alacaklılar arasında ipoteğin terkini için görüşmeler yapılmış ve talepte bulunulmuş ancak ipoteğin terkin edilemediğini, alacaklının, borcun ödenmesine rağmen tapudaki ipoteğin terkininden kaçınırsa borçlunun, dava yoluyla tescilin terkinini sağlayabileceğini, müvekkilinin taşınmazı üzerinde kurulan ipoteğin haksız ve dayanaksız olup, uzun yıllardır sürüyor olması nedeniyle müvekkilinin mülkiyet hakkını ihlal eder nitelikte olduğunu belirtmiş, bu nedenle öncelikle davalarının kabulüne, müvekkilinin taşınmazları üzerine davalı lehine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Polatlı/Ankara İcra Dairesine müzekkere yazılmış, … İflas numaralı dosyanın tüm uyap kayıtları celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Polatlı 2.Asliye Ticaret Mahkemesine müzekkere yazılmış, ….esas …. karar sayılı dosyada verilen gerekçeli karar celp edilip dosya arasına alınmıştır.
… Tapu Müdürlüğüne, … Ticaret Sicil Müdürlüğüne, … Vergi Dairesi Başkanlığına, … Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığına müzekkereler yazılmış, gelen yazı cevapları dosya arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, alacak ilişkisi nedeniyle tesis edilen ipoteğin fekki (kaldırılması) istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın tapu kaydının yapılan incelemesinde; taşınmazın … İli, … Mahallesindeki … ada … parselde bulunduğu , tapuda arsa vasfıyla kayıtlı olduğu, yüz ölçümünün …. m2 olduğu, taşınmazın tamamının davacı …. adına kayıtlı olduğu, taşınmaz üzerinde … tarihli … yevmiye numarasıyla taşınmaz üzerine bahsi geçen bu şirket lehine “Fekki Bildirilinceye Kadar” (FBK) süreli 1.dereceden … TL bedelli ipotek tesis edildiği anlaşılmıştır.
İpotek tesisinin ise davacı ile davalı arasında gerçekleşen alacak ilişkisine dayalı olarak verildiği hususunda bir itilaf bulunmamaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır. Öte yandan 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, uyuşmazlık her ne kadar davacının taşınmazı üzerinde bulunan ipoteğin fekki istemiyle açılmışsa da, ipoteğin tesisine esas teşkil eden temel ilişkinin alacak ilişkisinden kaynaklandığı, taraflar arasındaki sözleşmenin mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı ve davacı yanın tacir olmadığının gelen yazı cevapları ile sabit olduğu anlaşılmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu, görevin, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmesi gerektiği, bu nedenle somut uyuşmazlıkta … Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu nazara alınarak HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur ( Benzer nitelikteki kararlar için bakınız: Yargıtay 19. HD’nin 17/11/2016 tarih ve 2016/7360 esas, 2016/14873 karar, Yargıtay 19. HD’nin 08/02/2016 tarih ve 2015/11093 esas, 2016/1860 karar, Yargıtay 19. HD’nin 22/10/2015 tarih ve 2015/1554 esas, 2015/13507 karar, Adana BAM 9.HD’nin 28/12/2021 tarih ve 2020/131 esas, 2021/1586 karar, Ankara BAM 17.HD’nin 17/05/2019 tarih ve 2019/713 esas, 2019/691 karar sayılı kararları).

HÜKÜM : Gerekçesi daha sonra açıklanacağı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nun 114/1-c maddesi ve 115/2. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-6100 Sayılı HMK’nın 20.maddesi gereği kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya bulunulan yer mahkemesine başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli DİYARBAKIR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine, aksi takdirde dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-H.M.K.’nın 331/2. maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim