Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/998 E. 2022/1920 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2021
KARAR TARİHİ : 12/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilmiş bulunan …2016 tarihli Kira Sözleşmesine binaen … adet araç teslimi yapıldığını ve hali hazırda sözleşme ilişkisi devam ettiğini, davalı takip alacaklısının sözleşme ilişkisi devam ederken haksız ve hukuka aykırı şekilde sözleşme ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve haksız bir şekilde sözleşme ilişkisini feshettiğini bildirdiğini, müvekkili tarafından yapılan yazışmalarda ise sözleşme fesih dayanaklarının haksız olduğu, tarafların işlem ve eylemlerinin zımni olarak sözleşmeyi ayakta tutma iradelerini gösterdiğini, buna göre sözleşmenin yürürlükte olduğu ifade edilerek Sözleşmenin Kiracı açısından devam ettiği yönünde bildirim yapıldığını, sorumluluklarını ifa etmekten kaçınan davalı şirketin hakkı olmadığı imtiyazlar elde etmek ve sözleşme ilişkisini kendi lehine revize edebilmek maksadını taşıdıklarını, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi devam etmesine ve her ay fatura teatisi gerçekleşmesine rağmen; davalı takip alacaklısı, müvekkili şirket tarafından keşide edilen faturaları dikkate almadığını, müvekkili şirket ticari defterlerinde kayıtlı bulunan faturaları ticari defterlerine işlemediğini, bir kısım faturaları yasal süresi geçmesine karşın iade etmiş gibi gösterdiğini, her ne kadar davalı tarafça alacaklı olduğu iddiası ile icra takibi başlatılmış ise de, müvekkili şirket kayıtları ile sabit olduğu üzere müvekkili şirketin borcunun bulunmadığını, aksine davalı taraftan alacaklı durumda olduklarını, davalı tarafça başlatılan icra takiplerine itiraz edilmiş olunması ve gönderilen tüm ihtarlara cevap verilmiş olunmasına rağmen, alacaklı olunduğu iddiası ile Diyarbakır İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı dosya ile yeniden icra takibi başlatıldığını, söz konusu ödeme emri müvekkili şirketin kep adresine tebliğ edildiğini ve kesinleştiğini, söz konusu icra dosyasında müvekkili şirkete ait onlarca araca ve taşınmaza haciz konulduğunu, bu nedenlerle; teminatsız yahut teminat mukabili olarak Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyasının durdurulmasına ve vezneye yatan paranın alacaklıya ödenmemesine, davanın kabulü ile, müvekkili şirketin davalıya 1.281.781,45-TL tutarındaki alacak iddiası için borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine yüzde yirmiden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, muhakeme masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER: İcra dosyası, kira sözleşmesi, sair diğer deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; …2016 tarihinde imzalanan araç kiralama sözleşmesinin halen ayakta olup olmadığı, sözleşmeye istinaden davalı tarafından başlatılan Diyarbakır İcra Müd. …. esas sayılı takip dosyasına konu fatura sebebiyle davacının borçlu olup olmadığı, borçlu ise borç miktarının tespitine ilişkindir.
Davacı vekiline duruşmada, araçların şoförlü mü yoksa şoförsüz mü kiraya verildiğinin sorulması üzerine, davacı vekilince araçların şoförsüz olarak kiralandığı beyan edilmiştir.
Eldeki davada öncelikli olarak belirlenmesi gereken husus görevli mahkemenin tespitine ilişkindir. Mahkemece bir davada, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, 6100 sayılı HMK. 114/1 maddesinde gösterilen sıralamaya göre değerlendirilmelidir. Görevli olmayan bir mahkemede açılan davada, öncelikle görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir.
6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı vekilinin açıkça araçların şoförsüz olarak kiralandığının beyan edilmesi karşısında, uyuşmazlığın hizmet alım sözleşmesinden değil, kira sözleşmesinden kaynaklandığının kabulü gerekir. Dava, …./2021 tarihinde açılmış olup, dava tarihinde yürürlükte olan HMK. 4/1-a maddesi gereğince dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. Açıklanan nedenlerle Sulh Hukuk Mahkemelerine görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli DİYARBAKIR NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mankemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan Üye Üye Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”