Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/96 E. 2021/119 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
TÜRK MİLLETİ ADINA
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
KATİP :

DAVACI / KARŞI DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVALI / KARŞI DAVACI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2016
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle,müvekkili ile davalı (…) Ltd. Şirketi ile (…) İl Müdürlüğü arasında 20/06/2012 tarihinde (…) sistem nolu % 51 istihdam garantili Konfeksiyon ve Tekstil İşçiliği mesleğinde kurs düzenlenerek Eğitim Hizmetleri Sözleşmesi imzalanmış olduğunu, söz konusu kurslar neticesinde işveren tarafından sözleşmelerin 23. Maddesinde yer alan istihdam yükümlülüğü yerine getirilmeyerek sözleşmeye aykırı hareket edilmiş olduğunu, (…) sistem nolu kursun Eğitim Hizmetleri sözleşmesine göre; Konfeksiyon ve tekstil işçiliği mesleğinde 75 kişinin eğitim göreceği, eğitimin 01/10/2012-21/03/2012 tarihleri arasında yapılacağı, istihdam yükümlülüğü başlıklı 23. Maddesine göre kursiyerlerin en az % 51’inin sınavı takip eden tarihten itibaren en geç 30 gün içerisinde işe başlatılmış olmak kaydıyla üç ay içerisinde 3 aydan az olmamak üzere kurs süresi kadar 168 gün 5.6 ay kendi iş yerinde istihdam da kalması zorunlu olduğunu, idare tarafından gönderilen kursiyerler arasından istihdam gerçekleşmesinin zorunlu olduğunu, İl Müdürlüğü ile davalı işveren arasında yapılan (…) sistem nolu sözleşme gereği “Konfeksiyon ve Tekstil İşçiliği ” mesleğinde verilen kursun 01/10/2012-31/03/2012 tarihleri arasında başlayıp sona erdiğini, işveren tarafından sözleşme süresi dolduktan sonra 25/03/2013 tarihinde yapılan sınava 65 kişi katıldığını, katılanların tamamının başarılı olduğunu, söz konusu düzenleme kapsamında firma tarafından kursun bitimi itibariyle yapılan sınav tarihinden itibaren 30 gün içerisinde kursiyerlerin % 51’inin yani (…) kursiyerin (…)’unun eğitim aldıkları meslekte işveren bünyesinde tam zamanlı işe yerleştirilecek istihdamın sağlanması gerekmekte olduğunu yüklenicinin istihdam yükümlüğümü borcunu yerine getirdiğinden bahsedilebilmesi için SGK işe girişlerinin yapılmış olması yeterli olmamakta aynı zamanda fiili olarak iv iş yerinde çalışma olgusunun da sağlanmasının gerektiğini, yine eğitim hizmetleri sözleşmesinin 29.18 maddesine göre Eğitim programına katılacak kursiyerlerin yüklenicinin veya başka bir kuruluşun işçisi olmayacak kurumun aynı meslekte daha önce açmış olduğu kurslara hiç katılmamış veya farklı meslekte en az 24 ay önceden katılmış olmaları gerektiğini,eğitimin başladığı tarihten itibaren geriye doğru en az 1 yıl öncesine kadar sözleşme imzalanan yüklenicide çalışmış kişilerin yüklenici tarafından iş yerinde düzenlenen kurslara katılamazalar denildiğini bu kursiyerler için kurumca her hangi bir ödeme yapılamaz düzenlemesine yer verildiğini, davacı firma bünyesinde işçi olarak çalışmış yahut çalışmakta olan kişilerin kurs programı kapsamında kursiyer olarak katılması mümkün değildir dendiği, ancak firma tarafından bu husus ihmal edilmek suretiyle sözleşmeye aykırı hareket edilmiş olduğunu, yüklenicinin istihdam yükümlülüğünü dosya kapsamında yüklenicinin istihdam yükümlüğünün yerine getirip getirmediğine ilişkin denetim gerçekleştirmekte olduğunu, yine çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı iş teftiş kurulu başkanlığı tarafından görevlendirilen iş müfettişlerince firma kurs dosyasına ilişkin sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirilmesine dair yapılan inceleme neticesinde davalı işveren (…) Ltd. Şirketi tarafından istihdam edilmesi gereken % 51 oranına tekabül eden sayı sağlanmayarak (…) kişinin istihdamının sözleşmeye uygun olarak gerçekleştirilmediği ve (…) kursiyerin 32’sinin işverenin eski çalışanlarını kursiyer olarak göstermek suretiyle sözleşmenin 23. ve 29.18 maddelerine aykırı hareket ettiği hususunun tespit edilmiş olduğunu, söz konusu aykırılıklar halinde yine sözleşme kapsamında uygulanması gereken yaptırımlara yer verildiğini, Eğitim Hizmetleri Sözleşmesi ödeme yeri ve şartları başlıklı 10.9 ve 10.11 maddelerine göre yüklenici tarafından istihdam yükümlülüğünün kısmen veya tamamen yerine getirilmemesi halinde bloke edilmiş olan % 20 tutarındaki sözleşme bedelinin idare tarafından yükleniciye ödenmeyeceğini, istihdam yükümlülüğünü kısmen yerine getirilmemesi halinde ise istihdam edilmeyen her bir kursiyer için kursiyer zaruri gideri ve kursiyer sigorta pirim giderleri dışında toplam kurs giderinin mezun kursiyer sayısına bölünmesi ile bulunan kişi başı ortalama maluliyet yüklenicilerden geri alınır veya varsa bunların alacaklarından mahsup edilir dendiğini, yine aynı sözleşmenin yasaklılık hükümleri başlıklı 34.4 maddesine göre istihdam yükümlüğünün kısmen yerine getirilmemesi halinde ise istihdam edilmeyen her bir kursiyer için kursiyer zaruri gideri ile sigorta pirim giderleri hariç toplam kurs giderinin mezun kursiyer sayısına bölünmesi ile bulunan kişi başı ortalama birim maliyetin yüklenicilerden geri alınır ve varsa bunların alacaklarından mahsup edilir, bloke tutar irat kaydedilir, yüklenici hakkında bir yıl süresince yasaklılık hükümleri uygulanır dendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı ile imzalanan 17/09/2012 tarih (…) sistem nolu sözleşme neticesinde konfeksiyon ve tekstil işçiliği mesleğinde düzenlenen kurs neticesinde istihdamın hiç yerine getirmeme/eksik istihdam nedeniyle (…) TL ve kursiyer olmaması gereken kursiyere ödenen (…) TL kursiyerlerin cep harçlığı ve (…) TL SGK pirimleri olmak üzere toplam (…) TL’nin sözleşme hükümlerine aykırılıktan dolayı yine sözleşme kapsamında yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini, ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep etmiş; karşı davanın reddini istemiştir.
Davalı-karşı davacı vekilidava ve cevap dilekçesinde özetle,müvekkilinin sözleşmeye uygun davarandığını ileri sürerek asıl davanın reddini istemiş; karşı davada ise, sözleşme gereği müvekkilinin hak etmiş olduğu irat olarak kaydedilen (…) TL’nin davalı kurumdan tahsilini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Diyarbakır (….) Asliye Hukuk Mahkemesince işbu dava dosyasının, aynı mahkemenin (…) Esas-(…) Karar sayılı ilamıyla; Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 08/07/2021 tarihli oluru ile, 01/09/2021 tarihinden itibaren Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kurulduğu; davanın mahiyeti itibari ile Türk Ticaret Mahkemesinin görevi kapsamında kalan davalardan olması nedeniyle mahkememize gönderildiği anlaşılmaktadır.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren Yasanın 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Taraflar arasında eğitim hizmetleri sözleşmesi imzalandığı, davalı-karşı davacı şirketin bu sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle davacı-karşı davalı kurum tarafından sözleşme gereğince ödenen bedellerin tahsilinin; davalı-karşı davacı şirket tarafından ise sözleşme gerekleri yerine getirildiğinden bahisle bloke konulan bedelin tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında uyuşmazlık eğitim hizmetleri sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
Bu durumda, 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde sayılan mutlak ticari dava olarak kabul edilmeyeceği, yine davacı-karşı davalı kurumun tacir olmadığı, ticari işletmesi kapsamında verdiği bir hizmet olmadığı nazara alındığında davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinin de olmadığı anlaşılmakla, HMK 2 md. gereğince görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu saptanmıştır.
Bu durumda uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olmadığından asliye hukuk mahkemesinde davanın görülüp sonuçlandırılması gerektiği, mahkememizin görevsiz olduğu, görevli mahkemenin Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Ayrıntısı yukarda açıklandığı açıklanacağı gibi;
Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nın 114 ve 115 mad. gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
Tarafların görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli DİYARBAKIR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair; kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip Hakim

İşbu evrak DYS ortamında E-İMZA ile imzalanmıştır