Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/795 E. 2021/45 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
TÜRK MİLLETİ ADINA
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
KATİP :

DAVACI :
DAVALI :
DAVA : Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/04/2019
KARAR TARİHİ: 05/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin maliki bulunduğu .. ili … ilçesi … mahallesi Ada/Parsel/Poliçe No: .. , …, …, …., …, …, …, …, … numaralı ekim yaptığı buğdayları, yanlarında yazılı poliçe numaraları ile davalı nezdinde sigortaladığını, müvekkilinin ürünleri sigortaladığı yıl olan 2018 yılında gerek kendi, gerekse kendisinin üretim yaptığı bölgede kuraklık sebebiyle beklenen verimi alamadığını, beklenen verimi alamaması nedeniyle TARSİM’e uğranılan zararın karşılanması için başvurulduğunu, ancak olumlu sonuç alınamadığını, Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında müvekkilinin taşınmazlarının bulunduğu bölgede tespit yapıldığını ve tanzim edine bilirkişi raporuna göre %70 oranında kuraklık zararı tespit edildiğini, dolayısıyla müvekkilinin üretim yaptığı tarlalara çok yakında bulunan bölgede kuraklığın yaşanmış olmasının ve bunun mahkeme eliyle tespiti karşısında müvekkilinin zararının olmadığı veya bu zararın poliçe kapsamında olamayacağının tartışmasız olduğunu belirtmiş, bu nedenle davalarının kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini Mahkememizden talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Her ne kadar dava, belirsiz alacak davası olarak açılmışsa da, sigorta tazminatı belirlenemez bir alacak olmadığını, alacaklının belirsiz alacak davası açabilmesi için dava açacağı miktar ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı ya da bu objektif olarak imkânsız olması gerektiği, açılacak davanın miktarı biliniyor ya da tespit edilebiliyorsa, böyle bir başvuru yapılamayacağını, kaldı ki sigortalının, Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesi .. D.İş. Sayılı dosyasından aldığı tespit raporuyla iddia ettiği zararını belirlediğini, iddia ettiği alacağına ilişkin tüm veriler ve tazminat hesaplama yöntemi poliçe ve tamamlayıcısı olan Genel Şartlar ile Tarife Talimatlarda açıkça yazdığını, davacının alacağının belirlenemez olduğu iddiası mesnetsiz olduğunu, TARSİM olarak adlandırılan tarım sigortaları sisteminin, diğer sigorta sistemlerinden farklı olduğunu, Tarım Sigortaları Havuzu diğer sigorta şirketlerinden farklı olarak kar amacı gütmediğini, havuzda yer alan sigorta şirketlerinin riskin %100’ünü havuza devrettikleri için sistemde kar-zarar ortaklıklarının söz konusu olmadığını, başka bir ifade ile sigorta şirketlerinin hasarın ödenmemesinden doğrudan bir menfaat sağlamaları söz konusu olmadığını, havuzun yönetim kurulu dışında herhangi bir yürütme organı bulunmadığını, sistemin, sigortacıların kurduğu bir işletici şirket eliyle yürütüldüğünü, bu işletici şirketin de kar amacı gütmediğini, sadece havuzdan masraflarını karşılayacak sabit bir ücret aldığını, kısaca, hasarın ödenip ödenmemesi şirkete bir kazanç sağlamadığını, davacının talepleri teminat dışı olduğunu, poliçe hükümleri ve delilleri doğrultusunda haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diyarbakır …Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas … Karar sayılı ilamı ile Hakimler ve Savcılar Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 kararına istinaden dosya mahkememize gönderilmiştir.
KABUL VE GEREKÇE :
Dava, sigorta sözleşmesine dayalı ürün hasarı sebebiyle tazminat talebine ilişkindir.
HMK’ nun 2. maddesi dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesini görevli kılmıştır.
Somut olayda, davacı talebinin devlet destekli bitkisel ürün sigortası sözleşmesinden kaynaklandığı, bu suretle 29.03.2017 tarihinde açılan ve temel ilişkide tarım sigortası sözleşmesine dayanan davanın, 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde sayılan, diğer anlatımla bu maddede TBK’na atıf yapan sözleşmelere ilişkin olmadığından eldeki davanın mutlak ticari dava olarak kabul edilmeyeceği, yine davacının tacir sıfatı bulunmadığı, nitekim davacının çiftçi olduğu, ticari ve mesleki amaçla tarım sigortası yaptırdığı, tacir sıfatının bulunmadığı (Yargıtay 20. H.D. 12.04.2016 tarih, 2016/9025 esas, 2016/7945 karar, İstanbul BAM 37. H.D. 2018/902 esas, 2018/1289 karar, Adana BAM 9. H.D. 2018/230 Esas, 2018/253 karar, İzmir BAM 11. H.D. 2017/566 esas, 2017/388 karar sayılı ilamları) bu suretle davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinin de olmadığı saptanmakla, HMK 2 mad. gereğince görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu saptanmıştır.
HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının , HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak, kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/10/2021

Katip Başkan