Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/70 E. 2022/275 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
TÜRK MİLLETİ ADINA
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
A
DAVA İHBAR OLUNAN :
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2016
KARAR TARİHİ : 26/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Müvekkili ……. San. ve Tiç. Ltd. Şirketinin olay tarihinde ….. ili … … Sokak eski …. alanında bulunan ….. Yapı İnş. Ltd. Şti.’ye ait bulunan …. inşaatının yüklenici firması olduğunu, müvekkilinin işvereni ile yaptığı sözlcmeye müteakiben, iş sahasına, işçilerin ve teknik personelin barınması ve işlerin yürütülmesi için prefabrike konteynırlar kurmuş olduğunu, bu konteynırların için de teknik personelin çalışması için gerekli aletler ile işçilerin barınma ve iaşesi için gerekli olan klima, su ısıtıcısı, yatak, yastık, battaniye, ranza, klima, masa, elektrik tesisatları ve benzeri eşyalar bulunmakta olduğunu, 27/12/2015 tarihinde şantiye sahasının yanında bulunan trafoda, yüksek gerilim ve enerji hatlarında dalgalanma olması nedeni ile patlama meydana geldiğini, ayrıca trafoya bağlı bulunan yüksek gerilim hatları koparak şantiye sabasında bulunan müvekkiline ait prefabrike konteynırların üzerine düştüğünü ve yangın çıkmasına neden olduğunu, çıkan yangında yukarıda kısmen belirtilen malzemelerin önemli bir kısmının yanarak kullanılamaz hale geldiğini,…… Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığının düzenlemiş olduğu yangın raporunda, söz konusu yangının yüksek gerilim hattının koparak konteynırların üzerine düşmesi sonucunda başladığının belirtilmiş olduğunu, yangın nedeni ile doğan zararın tespiti için Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesinin …. D. İş sayılı dosyası üzerinden keşif yapıldığını ve alınan bilirkişi raporu ile mevcut hasar durumunun tespit edildiğini, ilgili yasal mevzuat ve sözleşme gereği, yangının meydana geldiği bölgedeki enerji iletim hatlarının bakım ve sorumluluğunun ….. Elektrik Dağıtım A.Ş’de olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere asgari 1.000.00 TL maddi zararın, olay tarihi olan 27/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte, davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
DELİLLER : Dava dilekçesi, davalı …..’a ait cevap dilekçesi, ihbar olunan şirkete ait cevap dilekçesi, delil tespiti dosyası, bilirkişi raporları, vs…
CEVAP :
Davalı…. vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından Müvekkil Şirkete ikame edilen dava usul ve yasaya aykırı olup reddi gerektiğini, davacı vekilinin; meydana gelen yangında müvekkiline ait evde bulunan eşyalarının zarar gördüğünü, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek maddi ve manevi tazminat dava açtığını, öncelikle; davacı tarafından müvekkil Şirket gıyabında yapılan delil tespitine ilişkin, keşif HMK hükümlerine göre usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, HMK’nın delil tespitine ilişkin hükümlerinde acele sayılmayan işlerde yapılacak keşfin gün, yer ve saatinin karşı tarafa bildirilmesi ve keşfe katılmasının sağlanması gerektiği açıkça ifade edildiğini, bu nedenle HMK’ya göre yokluklarında yapılan keşfi kabul etmediklerini, yokluklarında yapılan keşfin yok hükmünde sayılması gerektiğini, HUSUMET, DERDESLİK ve ZAMANAŞIMI, HAKDÜŞÜRÜCÜ SÜRE, GÖREV ve YETKİ İTİRAZLARININ bulunduğunu, davanın bu yönüyle değerlendirilmesini talep ettiklerini, dava konusu olayın meydana gelmesinde Müvekkil Şirketin kusurunun olmadığını, zira müvekkil şirketin, elektrik tesislerini bilimsel esaslara ve kuvvetli akım tesisleri yönetmeliğinde öngörülen standartlara uygun olarak yaptığını, dolayısıyla davacının bahse konu olaydan dolayı müvekkilinin kusuru olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, olayın müvekkiline ait tesisattan kaynaklandığına dair hiçbir delil ve emare olmadığını, kaldı ki müvekkilin kendisine ait tüm tesisatın ve hatların bakımını yaptığını ve üzerine düşen tüm önlemleri aldığını, davayı kabul etmemekle beraber iddia edilen yangının müvekkilin elektrik tellerinden çıkmasının imkânının olmadığını, davacının, yangının müvekkiline ait saiklerden ortaya çıktığını ve bu zararın meydana gelmesinde kendi kusuru olmadığını da ispat etmesi gerektiğini, davacı yangına ve çıkış sebebine ayrıca uğradığı zarara ilişkin dava dosyasına hiçbir belge sunmadığını, ayrıca davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacıya harç tamamlattırılması gerektiğini, yangının çıkış sebebi konusunca uzman kişiler tarafından tespit edilmediğinden müvekkile yöneltilen husumeti kabul etmenin mümkün olmadığını, yangının müvekkile ait tellerden meydana geldiğini kabul etmediklerini, öncelikle yangının çıkış sebebinin araştırılması gerektiğini, sonra da enerji nakil hattının kime ait olduğunun (…. mı? …..a mı?) tespit edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
İhbar olunan vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin …..’a işçi temin ettiğini, işçilerin çalışma şart ve koşullarına müdahale etmediğini, dava konusu olayın müvekkil şirket ile arasında illiyet bağı olmadığını, kusuru bulunmayan tarafa tazminat yüklenmesinin hukukun genel ilkeleri ile bağdaşmadığını, kusur yüklenebilmesi için aranan şartlardan birinin de uygun illiyet bağı bulunması olduğunu, mevcut olayın müvekkiline ait saiklerden meydana geldiğine dair bir belge bulunmayıp, müvekkilinin sorumluluğunu gerektirecek atfı kabil bir kusur olmadığını, olay öncesi ….’a yapılan bir arıza kaydı, arıza ihbarı olup olmadığı araştırılması gerektiğini, yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında ağır kusur, en basit ihtiyat kurallarını ihlal eden aynı hal ve şartlarda bulunan her makul insanın zorunlu sayacağı tedbirleri ihlal eden kimsenin davranışı olarak tanımlanmadığını, davacının elektrik direklerinin belirli bir yakınlık mesafesine menkul ve gayrimenkul koyamayacağını, bu alanın enerji nakil hattı sahibi dışında kullanılmasının mümkün olmadığını, meydana gelen tüm yangınlardan müvekkil şirketi sorumlu tutmanın hakkaniyete aykırı olmadığını, yangınlar bilindiği üzere sigara izmariti, vatandaşların ateşi söndürmemesi, verim vermeyen tarlaların çoğu zaman yakılması ve yüksek gerilim telleri kesilerek kolluk ve itfaiye ve arıza ekiplerine haber verilmesi şeklinde çok farklı şekillerde ortaya çıktığını belirtmiş, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
28.12.2015 tarihli yangın raporunda, davacının yüklenici firma olduğu, dava dışı ….. Yapı’ya ait olduğu anlaşılan inşaat şantiye sahasında bulunan elektrik trafosunda yüksek gerilim hattının koparak konteynırların üzerine düşmesi sonucu yangının meydana geldiği, yangın sonucunda konteynerler, içlerindeki yatak ve battaniyeler, klimalar ve elektrik tesisatının yandığının belirlendiği, 12.03.2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda, yangının sebebinin şantiye sahası yanında bulunan trafoda yüksek gerilim ve enerji hatlarında sürekli elektrik dalgalanmasının olması nedeniyle patlamanın meydana geldiği, bu dalgalanmalar sebebiyle şantiyede bulunan elektronik cihazların bozulduğu, gelişen aşırı akım gerilimi yüzünden aşırı akım koruma rölelerinin bozularak devre dışı kaldığı, kontrol altına alınamayan aşırı gerilimin teller üzerinde ısınmaya neden olarak trafoya bağlı bulunan yüksek gerilim hatlarının koptuğu, şantiye sahasında bulunan prefabrik konteynırların üzerine düştüğü ve yangının çıktığının mütalaa edildiği anlaşılmaktadır.
…. bölgesinden elektrik dağıtımını üstelenen davalı kurumun elektrik hattının yapımı ile bakımından, güvenliğinden ve sürekli denetiminden mevzuat ve özellikle TBK m. 69 gereğince sorumlu olduğu, dolayısıyla dosyadaki mevcut verilerin yangının çıkmasında davalı kurumun kusurlu ve sorumlu olduğunu gösterdiği, davacının kendi sorumluluk alanındaki şantiye sahasındaki eksiklik ve kusurundan dolayı yangının meydana geldiğine dair herhangi bir delilin bulunmadığı, davacı firmanın somut olayda kusurundan bahsedilemeyeceği, davalı kurumun meydana gelen zararı giderimle yükümlü bulunduğu, bu doğrultuda meydana gelen zararın niteliği ve miktarı konusunda aldırılan 19.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda dava tarihi itibariyle üç adet konteyner, ranza, yastık, battaniye ve blok yatak bedeli toplamının 102.676,87-TL olduğunun bildirildiği, bilirkişi raporunun açık, denetlenebilir ve bilimsel verilere uygun olduğu anlaşılmakla hükme esas alındığı, davacı tarafın bedeli belirli hale getirdiği ve eksik harçı tamamladığı, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, davacının talep edebileceği zararın tespitinin teknik inceleme gerektirdiği, bu nedenle belirsiz alacak davası açılmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, ıslah ile talep edilen bedel yönünden zamanaşımı dolmadığı, bu sebeplerle davalı kurumun ıslaha karşı zamanaşımı itirazına itibar edilmediği, davanın haksız fiile dayalı olmasından ötürü olay tarihinden itibaren ticari avans faizine hükmetmek gerektiği anlaşılmakla açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE,
102.676,87-TL tazminatın haksız fiilin işlendiği tarih olan 27/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafından yatırılan toplamda 62,40 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafın toplamda 1.737,00 TL ıslah harcı yatırdığı anlaşıldığından bu harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davanın kabulü gereği alınması gereken toplamda 7.013,85 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
5-Posta, tebligat ve bilirkişi olarak harcanan toplamda 3.855,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 13.704,30 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyada mevcut gider avansının bakiye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinden istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip Hakim

İşbu evrak DYS ortamında E-İMZA ile imzalanmıştır