Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/473 E. 2021/51 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA :
DAVA TARİHİ :11/01/2021
KARAR TARİHİ :06/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında (…) başlangıç tarihli (…) bitiş tarihli rödövans sözleşmesi imzalandığını, bu rödovans sözleşmesi gereğince müvekkilinin sahibi olduğu (…) No’lu ruhsatta koordinatları verilmiş olan, (…) hektarlık alanın, (…) hektarlık olan kısmı davalı şirket tarafından geriye kalan (…) hektarlık kısmı müvekkili şirket tarafından kullanıldığını, sözleşme süresince, bu rödovans sözleşmesi kapsamında, ruhsattan kaynaklı her türlü orman ve benzeri bedel ve vergilerden her iki tarafın kullandığı alan oranında (% 66’sı davalı, %34’ü davacıya ait olmak üzere) sorumlu olduğunu, bu giderlerin taraflar arasında karşılandığını, müvekkili şirketin bu sözleşme süresince yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirmediğini, davalı şirketin, sözleşme bitim yılı olan 2020 yılı içerisindeki, her yıl Orman Genel Müdürlüğüne düzenli olarak ödenmesi gereken (…) TL’lik yıllık orman bedelinde hissesi oranında sorumlu olduğu (…) TL (KDV dahil) kısmını ödemekten imtina etmiş ve davalının hissesine düşen bu miktar müvekkili firma tarafından ödenmek zorunda kalındığını, uyuşmazlık konusu bedelin daha önce düzenli bir şekilde her yıl davalı tarafından ödendiğini, davalının hem kiradan hemde yan giderlerden sorumlu olduğunu, mermer ocaklarında her yıl ruhsat içerisinde kullanılan alan kadar orman bedeli ödendiğini, davalı (…) firması kiracı olarak ruhsatta belirtilen alanı kullandığı için bahsi geçen orman bedeli tahakkuk edildiğini, şayet kiracı olarak o alan kullanılmasaydı, müvekkili firmanın sadece kendi kullandığı alanın orman bedelini ödeyeceğini, bu nedenlerle davalının ödemesi gereken fakat ödemediği için müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı, (…) TL nin temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte, davalıdan alınıp müvekkiline verilmesi yönünde hüküm kurulması ile yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesinde davanın konusu olarak ticari işten kaynaklı alacak davası olarak belirtilmişse de uyuşmazlık hasılat kirasının bir türü olarak kabul edilen rödovans sözleşmesine ilişkin olduğunu ve görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemeleri olduğunu, Sulh Hukuk Mahkemelerinin görev alanına giren bu dava açısından mahkemece usulen görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının iddialarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında akdedilen rödovans sözleşmesinde orman ve benzeri bedel ve vergilerin ödenmesi sorumluluğu müvekkili şirkete yüklenmediğini ve rödovans sözleşmesinde buna ilişkin bir madde olmadığını, davacının ödenmesini talep ettiği orman bedeli açısından bir inceleme yapmak gerektiğini, dava konusu orman bedelinin; ağaçlandırma bedeli ve arazi izin bedelinden oluştuğunu, ağaçlandıra bedeli hususunda gerekli izinleri almanın davacı şirket sorumluluğunda olduğunu, orman bedelinin kapsadığı herhangi bir bedelin ödenmesinden müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, davacının da sunduğu rödovans sözleşmesine göre müvekkili şirketin sadece devlet hakkından sorumlu tutulduğunu, devlet hakkı ile orman bedeli birbirinden tamamen farklı mali yükümlülükler olduğunu, devlet hakkı dışındaki vergi ve benzeri yükümlülükler ruhsat sahibinin üzerinde olduğunu, davacının sözleşmede ve kanunda boşluk olduğu iddialarıyla birlikte bu boşluğun teamül ile doldurulması gerektiği yönündeki iddialarının yersiz olduğunu, kabul edilmemekle birlikte zorlama bir şekilde yine de boşluk olduğu varsayılırsa müvekkil şirketin, ruhsat sahibine ödediği bedellere ilişkin bir betimlemede bulunmak gerektiğini, önceki yıllarda davacı ruhsat sahibi şirkete yapılan ödemelerin tamamen karşı tarafa duyulan güvenden kaynaklı olarak iyi niyetle yapılan ödemeler olduğunu, bu tahsilatların müvekkilin iyi niyeti suistimal edilerek yapıldığını, yapılan ödemelerin müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktayken ruhsat sahibi davacı şirket yaptığı ödemeleri haksız olarak müvekkil şirketten tahsil edildiğini, müvekkili şirketten yapılan haksız tahsilatların da iade edilmesi gerektiğini, davacının dayandığı kanun Borçlar Kanunu olmasına rağmen somut olaya uygulanacak kanunların Maden Kanunu ve Orman Kanunu olması gerektiğini, dava konusu uyuşmazlık açısından genel ve özel nitelikteki hükümler arasında bir uyuşmazlık da söz konusu olmadığını, davacı tarafından uyuşmazlık konusu orman bedelinin yan gider olduğu yönünde yapılan değerlendirmenin yanlış olduğunu, dava konusu orman bedelinin ödenmesi sorumluluğunun kiraya veren davacı (…) Ltd. Şti’nde olduğunu açıklayarak öncelikle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine, mahkeme farklı kanıya sahipse müvekkili şirketin uyuşmazlık konusu orman ve benzeri bedel ve vergilerden gerek kanun gerekse de sözleşmesel herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Diyarbakır (…). Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (… ) Esas (…) Karar sayılı ilamı ile asıl dosya arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan bahisle 08/03/2021 tarihinde birleştirme kararı verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Birleşen (…). Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (…) Esas sayılı dava dilekçesi özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında (…) başlangıç tarihli (…) bitiş tarihli rödovans sözleşmesi imzalandığını, bu rödovans sözleşmesi gereğince müvekkilinin sahibi olduğu (…) No’lu ruhsatta koordinatları verilmiş olan, (…) hektarlık alanın, (…) hektarlık olan kısmı davalı şirket tarafından geriye kalan (…) hektarlık kısmı müvekkili şirket tarafından kullanıldığını, sözleşme süresince, bu rödovans sözleşmesi kapsamında, ruhsattan kaynaklı her türlü orman ve benzeri bedel ve vergilerden her iki tarafın kullandığı alan oranında (% 66’sı davalı, %34’ü davacıya ait olmak üzere) sorumlu olduğunu, bu giderlerin taraflar arasında karşılandığını, müvekkili şirketin bu sözleşme süresince yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirmediğini, davalı şirketin, sözleşme bitim yılı olan 2020 yılı içerisindeki, her yıl Orman Genel Müdürlüğüne düzenli olarak ödenmesi gereken 2. Dönem orman bedelinde hissesi oranında sorumlu olduğu, (…) (KDV dahil) kısmını ödemekten imtina etmiş ve davalının hissesine düşen bu miktar müvekkili firma tarafından ödenmek zorunda kalındığını, uyuşmazlık konusu bedelin daha önce düzenli bir şekilde her yıl davalı tarafından ödendiğini, davalının hem kiradan hemde yan giderlerden sorumlu olduğunu, mermer ocaklarında her yıl ruhsat içerisinde kullanılan alan kadar orman bedeli ödendiğini, davalı (…) firması kiracı olarak ruhsatta belirtilen alanı kullandığı için bahsi geçen orman bedeli tahakkuk edildiğini, şayet kiracı olarak o alan kullanılmasaydı, müvekkili firmanın sadece kendi kullandığı alanın orman bedelini ödeyeceğini, bu nedenlerle davalının ödemesi gereken fakat ödemediği için müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı, (…) TL nin temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte, davalıdan alınıp müvekkiline verilmesi yönünde hüküm kurulması ile yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki itilafın asıl ve birleşen dava yönünden; taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca alacak talebine ilişkindir.
Dosya içerisinde bulunan davacının davaya dayanak olarak gösterdiği ve taraflar arasında bila tarihli ”(…)” sözleşmesi imzalandığı anlaşılmıştır.
Madencilik sektöründe çoğu zaman arama veya işletme ruhsatı alan gerçek veya tüzel kişiler bu ruhsatlarına göre faaliyette bulunmayıp ruhsat gereğince sahip oldukları haklarının tamamını veya bir bölümünü geçici bir süre için üçüncü kişilere devretmektedirler. Ruhsat sahibi olan madenci bu ruhsattaki işletme hakkını devretme karşılığında elde edilen cevher üzerinden veya dönemsel olarak kararlaştırılan maktu bir ücreti üçüncü kişiden almaktadır.Ruhsat sahibi ile geçici olarak maden işletme hakkını elde eden bu üçüncü kişi arasında yapılan bu sözleşme Maden işletme ruhsatı kiralama sözleşmesi olup madencilik sektöründe ve hukuksal uygulamadaki ismi ise Rödövans sözleşmesidir.
İşletme hakkının üçüncü kişiye rodövans sözleşmesi ile devri halinde devralan kiracı haline gelmekle sahayı bu rödövans sözleşmesi koşullarına uygun olarak işletmek ve bunun karşılığı kiraya veren ruhsat sahibine rodövans bedelini ödemekle yükümlenmektedir. Rödövans sözleşmesi; ruhsatı alınan maden sahasının bir kısmı veya tamamı üzerindeki işletme hakkının, hak sahibi tarafından gerçek veya tüzel üçüncü kişilere geçici bir süre için tahsisini konu alan iki taraflı ürün kira sözleşmesi niteliğine sahiptir.
Yargıtayın istikrar kazanan uygulamasında (YHGK nun 11.10.2006 Tarih E.2006/11-617, K.2006/642, Yargıtay (…) .Hukuk Dairesinin 05.07.2017 Tarih E. (…) ,K.(…) sayılı kararlarında da belirtildiği gibi ); Rödovans sözleşmesinin tarafları arasında çıkan uyuşmazlıklarda sözleşme hükümleriyle 3213 sayılı Maden Kanunun ilgili hükümleri ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 357 ve devamı maddelerinde düzenlenen ürün kirasına ilişkin hükümlerin bünyesine uygun düştüğü ölçüde uygulanacağı kabul edilmektedir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Uyuşmazlık ,taraflar arasında düzenlenen rödovans sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Dava, 11.01.2021 tarihinde 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olduğundan görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının , HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’ sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.

KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Diyarbakır Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.