Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/452 E. 2021/174 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA :
DAVA TARİHİ : 03/04/2018
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili (…)’ın, Mülkiyeti (…) Bankası A.Ş.’ ye ait bulunan (…) İli (..)İlçesi (…) Ada (..) ve (…) nolu Parsellerdeki (…) Çiftliği ve (…) Tesislerini (…) TL bedelle Davalı (…) Bankası A.Ş.’ den satın aldığını, davalı tarafından bu taşınmazların müvekkilinin adına 10.07.2015 tarihinde devredildiğini, müvekkili tarafından devir alınan (…) Çiftliği ve (…) tesislerinde, 1 adet kesim yeri, 1 adet soğuk hava deposu, 1 adet yem fabrikası ve deposu, 1 adet idari bina ve 10 adet çiftlik bulunduğunu, müvekkilinin satın almış olduğu (…) Çiftliği ve (…) Tesislerini faaliyete geçirmek için dilekçeyle davalı (…) Bankası A.Ş.’ye başvuru yaparak taşınmazların İnşaat Ruhsatını, Yapı Kullanım İzin Belgesini, İşletme Ruhsatını ve tesisle ilgili diğer belgeleri talep ettiğini, Davalı (…) Bankası A.Ş., müvekkiline satmış oldukları (…) Çiftliği ve (…) Tesislerinin İnşaat Ruhsatının, Yapı Kullanım İzin Belgesinin, İşletme Ruhsatının kendilerinde mevcut bulunmadığını beyan ettiklerini, bu durumun müvekkilinin satın almış olduğu besi çiftliği ve entegre tesislerini faaliyete geçirerek işletmesine ciddi anlamda engel olduğunu, müvekkilinin, (..) çiftliği ve (…) tesislerini işletmeye hazır bir tesis olarak satın almış olup, kendisine (…) Bankası A.Ş. tarafından bu tesislerin inşaat ruhsatının, yapı kullanım izin belgesinin , işletme ruhsatının ve tesisle ilgili diğer belgelerin olmadığının müvekkiline satıştan önce söylenmediğini, müvekkilinin, daha sonra (…) çiftliği ve (…) tesislerinde elektriğin de kesik olduğunu öğrenince 03.05.2017 tarihinde (…) Bankası A.Ş.’ye başvuru yaptığını, bunun üzerine (…) Bankası A.Ş. yetkilileri müvekkilini dosyanın diğer davalıları (…) ile (…) ‘a yönlendirdiğini, müvekkilinin (…) ile (…)’a başvuru yaparak besi çiftliği ve entegre tesislerinin elektriğinin kesik olması sebebiyle bu tesisleri faaliyete sokamadığını bu yüzden mağdur olduğunu ve ciddi anlamda maddi zararlarının oluştuğunu ifade ederek tesislerine enerji verilmesini talep ettiğini, davalılar (…) ile (…) yetkililerinin, müvekkiline bu tesisin elektrik borcu olduğu için elektriğinin kesik olduğunu bu sebeple bu borç ödenmeden bu aboneye enerji veremeyeceklerini söylediklerini, bunun üzerine müvekkilinin, davalı (…) Bankası A.Ş. ‘ye başvuru yaparak , (…) çiftliği ve (…) tesislerinin elektrik borcu sebebiyle elektriğinin kesik olduğunu, bu borç ödenmeden tesislerin bağlı bulunduğu aboneye enerji veremeyeceklerini, bu sebeple bir an önce elektrik borcunun ödenmesini istediğini, davalı (…) Bankası A.Ş.’nin elektrik borcunu ödemediğini, müvekkilinin (…) Çiftliği ve (…) Tesislerini elektrik enerjisi olmamasından kaynaklı çalıştıramaması sebebiyle oluşan toplam ticari kazanç kaybının tespit edilmesini, bu sebeple taşınmazların başında Keşif ve Bilirkişi incelemesi yapılmasını, yargılama aşamasında ortaya çıkacak müvekkilinin ticari kazanç kaybından kaynaklanan zararları ile şimdilik (…) TL alacağın Ticari Mevduat Faizlerine uygulanan Faiz oranı üzerinden işleyecek Faizi ile birlikte davalılardan Tazminine, işbu (…) Çiftliği ve (…) Tesisleriyle ilgili başkaca dava açma, hak ve tazmin haklarını saklı tutarak, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı (…) vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafından abonelik talebinde bulunulan (…) tesisat numaralı aboneliğin 12.04.1994 tarihinden bu yana “(…)” adına kayıtlı olduğunu, halihazırda da kullanım dışı olduğundan müvekkili şirkete yöneltilen abonelik talebinin de bulunmadığını, davacı tarafça abonelik talebinde bulunmaksızın müvekkili şirketten Enerji borcundan dolayı enerjinin kesik olup mevcut borç ödendikten sonra enerjinin bırakılacağı ve abonelik tesis edileceği yönünde cevap verilmesi yönünde banka ile iç ilişkileri ve mevcut birikmiş fatura borçlarından kaçınma sorumluluk sahibi olmadığını belgeleme amaçlı talep de bulunulduğunu, iş bu talebin basiretli ve iyi niyetli karşılanarak mevcut abone, mülkiyet sahibi ve fiili kullanıcı arasındaki iç ilişkinin ve asıl borçluya ulaşılması açısından makul bulunarak talebi gibi cevap verildiğini, davacı tarafın talebi kapsamında verilen cevabın hakkın kötüye kullanımı kapsamındaki iş bu tutumun korunmayarak davanın hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiğini, davacı tarafın hukuki yarar taşımayan kullanım dışı olan tesisata abonelik tesisi yönünde talep de bulunması ve müvekkili şirketi keyfi uygulamada bulunduğundan bahisle itham etmesi ile bunu dava konusu yapmasının kabul görmesinin mümkün olmadığını, zira müvekkili tarafından tanzim edilen 323 Karar sayılı komisyon kararında abonenin bankadan ödeme alabilmek adına red yazısı talebinde bulunduğunu, 27.04.2011 tarihinde taşınmazın satın alındığını, mevcut borcun bankadan tahsili için olumsuz yazı cevabına ihtiyaç duyulduğunun belirtildiğini, iş bu talebin fiili kullanıcı, mülkiyet sahibi ve mevcut abone arasında ki asıl faile ulaşılması ve mevcut biriken borcun tahsili için kabul görüldüğünü, uyuşmazlığın asıl muhatabı ve tarafının davalı (…) Bankası A.Ş. olduğunu ve müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, açıklanan nedenlerle; davanın öncelikle Hukuki yarar şartı yokluğundan reddi ile husumet yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı (…) A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkil şirketin elektrik dağıtım faaliyeti ile itigal ettiğini, müvekkilinin parekende satışla bağlantısının bulunmadığını, gerçek ve tüzel kişileri ile parkende sözleşmeleri (…)’ın akdettiğini, bu nedenle davacının davasının müvekkili şirket açısından husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, her ne kadar davacı taraf kiracının borcu olduğunu iddia etmiş ise de bu hususun uygulamada kötüye kullanıldığını, söz konusu abonelerin bunu kötüye kullanıp borç bıraktıklarını, bu şekilde malik veya yeni kiracıların abonelik talep ettiklerini, bu şekilde hareket edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, bu sebeple hukuken de iddiaların dikkate alınmaması gerektiğini, söz konusu abonelik başvurusunun davacının da belirttiği üzere önceki borçtan dolayı (…) tarafından ret olunduğunu, bu kapsamda zaten müvekkilinin abonelikle ilgili karar mercii de olmadığını, müvekkiline atfedilecek kusurun olmadığını, bu nedenlerle davanın müvekkili açısından öncelikle usulden reddi aksi kanaatte ise esastan reddini talep etmiştir.
(…) Bankası A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı ile diğer davalılar arasındaki elektrik enerjisiyle ilgili yapılan görüşme ve yazışmaların müvekkili banka ile ilişkisinin bulunmadığını, bundan doğmuş olan hukuki uyuşmazlıklarda müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, öncelikle husumet açısından davanın reddinin gerektiğini, müvekkili kanuni takip borçlusu (…) A.Ş. adına kayıtlı iken 01.08.2003 tarihinde müvekkili banka mülkiyetine eçen, Diyarbakır İli, (…) İlçesi, (…), (…). Bölge. (…) Köyünde Kain: tapuda (…)- (…) pafta (…) parselde kayıtlı (…) m2 yüz ölçümlü (…) çiftliği ve (…) tesisi ile müştemilatı müvekkili banka Yönetim Kurulunun 12.04.2011 tarih ve 2011-07-12/100 sayılı kararıyla satılması uygun bulunmuş olup, taraflarca akdedilen 27.04.2011 tarihli satış ve borçlanma protokolü ile tesisin (…)”a satıldığını ve söz konusu sözleşme protokolünden doğan borçların tamamının 27.06.2015 tarihi itibariyle ödenmiş olduğunu, bu çerçevede 10.07.2015 tarihinde (…) adına tapu devrinin yapıldığını, alıcı (…)ın, müvekkili bankaya hitaben 03.05.2017 tarihli dilekçesi ile eski malikin kullanımından kaynaklanan elektrik borçları nedeniyle sıkıntılar yaşandığını belirterek 83.136.44 TL tutarındaki elektrik borç tutarının müvekkili bankaya ödenmesini talep etmiş ve müvekkili aleyhine işbu davayı açtıklarını, dava dilekçesine konu olan 83.136.44 TL elektrik borcunun müvekkili banka ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, müvekkili bankanın diğer davalılar nezdinde de bir aboneliğinin bulunmadığını ve bu kurumlar tarafından gönderilmiş herhangi bir borç faturası da bulunmadığını, açıklanan nedenlerle; davacı vekilince açılmış olan davanın öncelikle husumet yönünden incelenerek reddine, esas hakkındaki cevapların kabulüyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri, bilirkişi kök ve ek raporu raporu, kira sözleşmesi, tapu kayıtları, Diyarbakır İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, …. Belediye Başkanlığı, …..Tapu Müdürlüğü, …….. Vergi Müdürlüğü, ……… A.Ş, Diyarbakır Ticaret Sicil Müdürlüğü, Diyarbakır Vergi Dairesi Başkanlığına yazılan müzekkerelere verilen cevaplar, Gayrimenkul Satış Sözleşmesi ile tüm dosya kapsamı ve sair evraklar hep birlikte incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
(…) tarihli gayrımenkul satış Sözleşmesi ile (….) İli, (…) İlçesi, (…) Köyü, (…) Parsel sayılı taşınmaz üzerinde kurulu (…) Çiftliği ve (…) Tesisi satış sözleşmesi sonucu taşınmazın devri ile elektrik bağlanmamasından kaynaklanan ticari zararının olup olmadığı, var ise taşınmazın ve üzerindeki tesisin niteliği, kapasitesi ve tavuk yetiştiriciliği yönünden faaliyete geçme süresi ile ne zamandan itibaren verim elde edebileceği, tesisin tam kapasite ile çalışmasının başkaca etkenlere bağlı olup olmadığı, davacının araç, gereç, personel, alet ve edevat ile sair diğer hususlar bakımından tam kapasite ile işletebilecek potansiyele sahip olup olmadığı, yapılacak hesaplamada gelir ve giderlerin karşılaştırılaması, davacının meydana gelen zararın varlığı ve artışında üstüne düşen özen yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği, alacağın varlığı ve miktarı ile davacı talebi, davalılar itirazlarını karşılar denetim ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınması yönünde Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine bilirkişi raporu aldırılmak üzere talimat yazıldığı anlaşılmıştır.
(…) tarihli raporunda; “(…) yetiştiriciliğinde m2 ye 13-17 tavuk konur. Ortalama 16 baş/m2 baz alınacak olup, yetiştiricilikte her blok için 5mx12m — 60 m2 yemleme alanı ihtiyacı bulunmaktadır. Her blokta yetiştirilecek tavuk sayısı için net alan (1260 m2 – 60 m2 =)1200 m2 olarak hesaplanmıştır. 1 tavuk için gereken boş kapasite (…) tesisler için m2 ‘ye düşen civcivftavuk sayısı 16 olarak piyasa araştırmalarında tespit edilmiş olup davaya konu tesisin kapasitesi her blok için (1200 m2 x16 m2 ) 19200 baş civciv kapasitesine sahip olduğu tespit edilmiştir. 1200 m2 alanda alınacak civciv sayısı ise %4 zayiat kayıp oranı (768 adet) ilave edilerek bir blok için sezonda 19968 adet civciv ihtiyacı bulunduğu tespit edilmiştir. Tesiste çalışma süreleri 6 dönem/yil ve 24 saat/gün olarak planlanmıştır. Tesiste mevcut 10 adet kümeste ortalama 45 günlük sürecek olan bir üretim periyodunda m2 ‘ye düşen civciv/tavuk sayısı 16 olarak alınarak, yıllık 1 kümes için 19968 baş civciv, 10 kümes için sezonda toplam 199680 adet baş civciv yetiştirilmesi planlanmaktadır. 45 gün sonunda kesim ağırlığına ulaşan piliçler tesisin bünyesinde bulunan kesimhaneye sevk edilecektir. Dava konusu tesiste her piliç için hedeflenen canlı ağırlığı 2,5 kg olarak hesaplanmış olup toplamda hedeflenen canlı karkas ağırlığı %70’i baz alınarak 6 sezonda her blok için yıllık 201600 kg olarak hesaplanmıştır. Satış fiyatı olarak da Et Balık Kurumunun resmi verisi olan 5.91 TL dikkate alınmıştır. Her üretim dönemi sonunda 15 günlük ara verilerek kümeslerde hazırlık işlemleri yapılmaktadır. Bu nedenle her bir üretim sezonu 60 gün olarak hesaplanacaktır. Kümeslerde ise 15 gün içinde tekrar proses başına dönülerek yeni gelecek civcivler için temizlik çalışmalarına başlanacaktır. Bu süre içerisinde kümesin temizliği ve bakımı yapılarak ve altlık (Altlık: Kümeslerde hayvanların altına serilen bir çeltik kabuğu. Hayvanların altının sıcak tutulması, sıvı ve katı atıkların dağılmamasını sağlamak amacı ile kullanılmaktadır.) serilmesi şeklinde üretim yapılması planlanmıştır. Sonuç olarak (…) İli (…) İlçesi (…) Mahallesinde bulunan (…) Ada (…) parsel no’lu dava konusu taşınmazların üzerinde bulunan (…) Çiftliği ve (…) elektrik enerjisi olamamasından kaynaklı ticari kazanç kaybının ile ilgili olarak tesisin tam kapasiteli (…) Tesisi şeklinde çalışması baz alınarak, (…) Tavuk Yetiştirme Tesisi olarak kullanılması halinde keşif tarihi(16.03.2020) itibariyle 1.011.174.73 TL olarak kıymet takdir edilmiştir.” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Mahkemece 19.01.2021 tarihli celsede dosyanın Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilerek bir önceki bilirkişi kurulundan rapora yönelik itirazları değerlendirmek üzere ek rapor istenildiği, bilirkişiler tarafından 23.02.2021 tarihli raporda;
“26.11.2020 tarihli raporumuzda yaptığımız değerlendirmelerde, değerlendirmeler sonrası yapılan hesaplamalarda ve varılan değerleme sonucunda bir değişikliğin olmayacağı, takdirin mahkemeye ait olduğu” şeklinde ek rapor tanzim edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NİTELENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; tazminat talebine ilişkindir.
Davacı tarafından (…) İli (…) İlçesi (…) Ada (…) ve (…) nolu Parsellerdeki (…) Çiftliği ve (…) Tesislerini 1.350.000,00 TL. bedelle Davalı (…) Bankası A.Ş.’ den satın aldığını, tesisleri faaliyete geçirmek için davalı bankaya başvuru yaparak taşınmazların İnşaat Ruhsatını, Yapı Kullanım İzin Belgesini , İşletme Ruhsatını ve tesisle ilgili diğer belgeleri talep ettiğini, davalı banka tarafından söz konusu belgelerin kendilerinde mevcut bulunmadığını beyan ettiklerini, bu durumun müvekkilinin satın almış olduğu besi çiftliği ve entegre tesislerini faaliyete geçirerek işletmesine ciddi anlamda engel olduğunu, bunun üzerine müvekkilinin (…) ile (…)’a başvuru yaparak (…) çiftliği ve entegre tesislerinin elektriğinin kesik olması sebebiyle bu tesisleri faaliyete sokamadığını bu yüzden mağdur olduğunu belirterek abonelik başvurusunda bulunduğu ancak başvurunun reddediğini, bu suretle uğradığı kazan kaybının tazmini talep edilmiş, davalı (…) tarafından müvekkili şirkete yöneltilen abonelik talebinin de bulunmadığını, uyuşmazlığın asıl muhatabı ve tarafının davalı (…) A.Ş. olduğunu ve müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davacının dava açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiş, davalı (…) tarafından perakende sözleşmeleri (…) ‘ın akdettiğini, bu nedenle davacının davasının müvekkili şirket açısından husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, davalı (…) tarafından söz konusu sözleşmeden doğan borçların tamamının 27.06.2015 tarihi itibariyle ödenmiş olduğunu, bu çerçevede 10.07.2015 tarihinde Davacı (…) adına tapu devrinin yapıldığını, dava dilekçesine konu olan 83.136.44 TL elektrik borcunun müvekkili banka ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, müvekkili bankanın diğer davalılar nezdinde de bir aboneliğinin bulunmadığını ve bu kurumlar tarafından gönderilmiş herhangi bir borç faturası da bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce taraflar arasındaki uyuşmazlığın tazminat istemine ilişkin olduğu belirlenmiş olup davacı ile davalı (…) A.Ş arasında 27/04/2011 tarihinde gayrimenkul satış sözleşmesi imzalandığı, sözleşme bedelinin (…) TL, (…) TL sinin peşin kalan (…) TL sini 5 eşit taksitle ödeneceği, ödemelerin tamamlanmasından sonra tapu tescil işlemlerinin yapılacağının kararlaştırıldığı, sözleşme tarihi itibariyle söz konusu taşınmazın kullanımının davacıya bırakıldığı, sözleşme uyarınca borçların ödenmesi akabinde 10/07/2015 tarihli resmi senet ile taşınmazın davacıya devrinin gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Davalı (…) tarafından 31/12/2013 tarihli tutanak ile kaçak usulsüz elektrik kullanıldığı ve 23/02/2018 tarihli tutanak ile elektriğin kesik olduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafından davalı (…)’a hitaben yazılan 13/05/2015 tarihli yazı ile güneş enerji panellerinin kurulması için enerji müsaadesinin talep edildiği, 09/02/2018 tarihli başvuru ile söz konusu borcun hangi döneme ilişkin olduğunun belirlenmesi veya yeni abonelik verileceğine ilişkin yanıt talebinde bulunduğu, davalı (…) tarafından 12/03/2018 tarihli yazı ile söz konusu abonelik devir talebinin mevcut borç sebebiyle uygun bulunmadığına dair cevap verilmiş olduğu, yine davacı tarafından davalı (…) Bankası A.Ş’ne 03/05/2017 tarihinde 83.136,44 TL borcun bankaya ait olduğu, 8.220,00 TL borcun ise kendisine ait olduğu, söz konusu borcun ödenmesini ve tarafına bilgi verilmesini talep etmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davalı (…) tarafından sunulan 03/05/2019 tarihli müzekkere cevabında (…) tesisat nolu aboneliğin 12/04/1994 tarihinden bu yana dava dışı (…) Sanayi adına kayıtlı olduğu, ödenmemiş 50 adet fatura borcunun bulunduğu, davacı tarafından abonelik talepli bir başvurusunun bulunmadığı, yalnızca 09/02/2018 tarihli dilekçesinde ”enerji borcundan dolayı enerjinin kesip olup mevcut borç ödendikten sonra enerjinin bırakılacağı ve abonelik tesis edileceği yönünde cevap verilmesi” yönünde talepte bulunduğuna dair cevap verilmiş olduğu görülmüştür.
Davalı (…) A.Ş yönünden yapılan değerlendirmede;
Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumunun 27/09/2012 tarih 28424 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 12/09/2012 tarihli 4019 sayılı kurul kararı ile Elektrik Piyasası Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi hükmü çerçevesinde, dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin dağıtım şirketleri tarafından 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine ilişkin hazırlanan, “Dağıtım Ve Perakende Satış Faaliyetlerinin Hukuki Ayrıştırılmasına İlişkin Usul Ve Esaslar”ın kabul edilerek, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine karar verilmiştir.
Davalı (…) A.Ş’nin elektrik dağıtım ve perakende satış hizmeti lisansına sahip olmadığı ve abonelik sözleşmeleri kapsamında bu hizmetleri sunmuyor olması, abonelik sözleşmesinin yapılması işlemlerinin (…) A.Ş’nin yetkisi dahilinde olduğu, davalıların farklı tüzel kişiliklere sahip olmaları nedeniyle, davalı (…)’a husumet yöneltilemeyeceğinden, davalı(…) A.Ş yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Davalılar (…) A.Ş ve (…) Bankası A.Ş. yönünden yapılan değerlendirmede;
Dava tarihinde yürürlükte bulunan ve 08.05.2014’te yayımlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nde perakende satış sözleşmesi başvurusunun nasıl yapılacağı ve istenilecek belgeler 5. Maddenin 3. fıkrasında belirtilmiş olup, “Birinci ve ikinci fıkra kapsamında yapılan başvuruda, başvuru sahibinden, perakende satış sözleşmesinde yer verilmek üzere;
a) Başvuru sahibinin gerçek kişi olması halinde T.C. kimlik numarasını, Türk vatandaşı olmayan kişiler için pasaport numarası veya uluslararası geçerliliği olan muadili belge numarasını, kimlik bilgilerini, elektrik kullanılacak yerin adresi ile mülkiyetinin kime ait olduğunu ve kullanım yerini hangi sıfatla kullandığını,
b) İşyeri açan gerçek ve tüzel kişilerden, (a) bendine ek olarak, ayrıca ticaret unvanlarını, vergi kimlik numaralarını, bağlı bulundukları vergi dairesini, ticaret sicil numaralarını ve ticaret sicil kaydını yaptıkları ticaret sicil memurluğunun adını, beyan etmesi istenir. Perakende satış sözleşmesi işlemlerinde abone olacak gerçek ve tüzel kişilerden kimlik fotokopisi, ikametgâh belgesi, tapu fotokopisi, kira sözleşmesi, daha önce kullanımda bulunduğu yerde elektrik borcunun olmadığını gösterir “Borcu yoktur” belgesi, ticaret sicil gazetesi, vergi levhası veya vergi numarasını gösterir belge istenmez.” belirtilen Yönetmeliğin 8. maddesinin 4. fıkrasında “Bir önceki tüketicinin perakende satış sözleşmesini sonlandırmadan veya sonlandırarak ayrılması ve farklı bir gerçek veya tüzel kişinin, aynı kullanım yeri için yeni bir perakende satış sözleşmesi başvurusunda bulunması halinde görevli tedarik şirketi tarafından;
a) Önceki tüketicinin ödenmemiş borçlarının bulunması halinde, söz konusu borçlar, ilgili tüketicinin güvence bedelinden düşülmek suretiyle karşılanır ve ilgili sözleşme sona erdirilir.
b) Güvence bedelinin ödenmemiş borçları karşılamaması halinde, a) bendi kapsamında işlem yapılır ve kalan borç önceki tüketiciden tahsil edilir.
c) Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca gerekli olan bilgi ve belgelerin sunulması kaydıyla yeni başvuru sahibiyle perakende satış sözleşmesi düzenlenir.” hükmünün yer aldığı, aynı maddenin 5. fıkrasında ise “Dördüncü fıkra kapsamında, bir önceki tüketicinin perakende satış sözleşmesini sonlandırmadan kullanım yerinden ayrılması halinde, görevli tedarik şirketi, yeni başvuru sahibinden söz konusu yerin kullanım hakkına sahip olduğunu belgelemesini isteyebilir.” düzenlemesinin yer aldığı anlaşılmaktadır.
Davacı her ne kadar abonelik talebinde bulunduğunu belirtmiş ise de gerek Mahkememize sunulan 13/05/2015 ve 09/02/2018 tarihli evraklar gerekse davalı kurumlara yazılan müzekkereler ile yeni abonelik başvurusunda bulunmadığı, başvuruların abonelik devrine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Yeni abonelik başvurusunda bulunduğuna dair sunulan evrak ve kayıtların yeni bir başvuru içermediği yapılacak bir başvuru halinde kabul edilip edilmeyeceğine dair bilgi alınması mahiyetinde olduğu anlaşılmakla yeni bir başvuru olarak Mahkememizce değerlendirmeye alınmamıştır. Yeni başvuru yaptığı kabul edilse dahi başvuru tarihi ile yürürlükte bulunan yukarıda anılı yönetmelik uyarınca dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden usulüne uygun bir başvuru bulunmadığı ayrıca anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ve 3.Hukuk Dairesi’nin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe, o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile abone müteselsilen sorumludur (YHGK’nın 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E., 2011/239 K. sayılı ve Yargıtay 3.HD’nin 2018/3406 E., 2018/6601 K. sayılı ilamları).
Davacının aboneliğe konu fabrikayı 27/04/2011 tarihinde fiili olarak devir aldığı, 27/06/2015 tarihinde tapu devri yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. 26/11/2020 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde borcun bir kısmının davacının işyerini devir aldıktan sonra oluştuğu anlaşılmıştır. Alınan bilirkişi raporunda da vergi dairesi yoklama fişlerinden anlaşıldığı kadarıyla her ne kadar abonelik, dava dışı şahıs adına 1987 yılından bu yana devam etmekte ise de, 2011 yılında davacının aboneliğe konu yerde faaliyet yürüttüğü tespit edildiğinden ve tahakkuk tarihlerine göre tüketim borcundan dolayı hem abone hem de fiili kullanıcının müteselsilen sorumlu olması esası karşısında, davacıya aboneliğin devredilmemesinin haklı gerekçelere dayandığı bu suretle davacının devir talebinin kabul edilemeyeceği, yeni abonelik başvurusu bulunmamakla bulunsa dahi başvuru öncesinde söz konusu fabrikanın davacının kullanımında olduğu döneme ilişkin borcun bulunduğu bu suretle de yeni başvurunun da kabul edilemeyeceği değerlendirilmekle bu kabulden hareketle davacıya ait olan fabrikaya elektrik enerjisi verilmemesinde davalı (…)ın haklı olduğu, davalı (…) A.Ş. yönünden ise davalının gerekli belgeleri vermemesi sebebiyle elektrik enerji verilmediği iddası yönünden davacının yeni abonelik başvurusunda bulunmayışı bulunsa dahi taraflar arasında gayrimenkul satış sözleşmesi bulunması, sözleşmenin tapu devrine yönelik olması tüm kayıt ve belgeleriyle beraber tesesin devrini içermemesi sebebiyle sözleşme kapsamında davalının söz konusu belgeleri temin yükümlülüğünün bulunmadığı, abonelik devri talebi yönünden devir talebi ile birlikte davacının önceki abonenin hak yükümlülüklerini üsteleneceği dolayısı ile kendisinin başvuru öncesi borçlardan da sorumlu olacağı bu suretle mevcut borç sebebiyle elektrik enerjisi verilmemesinin yerinde olduğu kaldı ki davacının kendi dönemine ilişkin borcu ödemeden davalının sorumluluğuna gidilmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğu değerlendirilmekle davalılar (…) A.Ş ve (…) Bankası A.Ş. yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı (…) A.Ş yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine,
2-Davalılar (…) A.Ş ve (…) A.Ş yönünden davanın reddine,
3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 59,30 TL harcın dava açılırken peşin alınan 170,78-TL harçtan mahsubu ile bakiye 111,48 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
4-Davalı (…) A.Ş kendini vekille temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifelerine göre belirlenen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı (…) Satış A.Ş kendini vekille temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifelerine göre belirlenen 44.012,82 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı (…) A.Ş kendini vekille temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifelerine göre belirlenen 44.012,82 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mankemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan Üye Üye Katip