Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/424 E. 2021/14 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/424 Esas
KARAR NO : 2021/14

BAŞKAN :
KATİP :

DAVACI :
DAVALILAR : 1
2-
3-

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/03/2021
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili … ‘ın 20/07/2019 tarihinde …. istikametinden Gedik kavşağına geldiği sırada … Market önünde … adlı sürücünün sevk ve idaresindeki …. plakalı araç ile çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, … ‘ün aşırı hız ile yaya geçidine yaklaştığını ve hızını azaltmayarak kazasının meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, müvekkilin yaralandığını, vücudunda birçok kemiğinin kırıldığını, kaza sonrası bir hafta … Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde tedavisinin sürdüğünü daha sonra tedaviye Diyarbakır ilinde devam edildiğini, müvekkilin söz konusu kaza nedeniyle psikolojik olarak da ciddi problemler yaşadığını, bunun için de ayrı bir tedavi gördüğünü, kazaya sebebiyet veren aracın davalı sigorta şirketi tarafından sigortalandığını, kazayla ilgili olarak Serik CBS de soruşturma başlatıldığını, davalı tarafa kaza sonrası müracaat ettiklerini ancak herhangi bir sonuç alamadığını, tüm bu sebeplerle müvekkilinin uğradı maddi zararın karşılanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …. Belediyesi vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda yolun yapım ve bakımı müvekkil kurumun sorumluluğunda olmadığından söz konusu rücu davasının kendilerine yöneltilmiş olmasının haksız olup, davanın reddi gerektiğini, müvekkil kurumun ilgili olay yerinde yol yapım ve bakımı gibi bir görev ve sorumluluğu olmayıp, yol yapım ve bakımdan Büyükşehir Belediyesi yetki ve sorumluluğu altında bulunduğunu, her belediye başkanlığı bünyesinde belediye trafik şube müdürlüğü, şefliği, veya memurluğu kurup yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolları denetlenemek, gerekli tedbirleri almak zorunda olduklarını, bahse konu kazanın gerçekleştiği yerin Büyükşehir Belediyesi’nin yetki ve görev alanında olduğunu, bu sebeple yapım ve bakımından da sorumlu olduğunu belirtmiş, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; kurum içi yapmış oldukları araştırmalarda, kış aylarında don olayının gerçekleştiği günlerde Büyükşehir Belediyesi sorumluluk alanına giren yollarda rutin olarak tuzlama çalışmalarının yapıldığının belirtildiğini, dava konusu kazanın olduğu … Sokakta herhangi bir su patlağı ile ilgili bir şikayet ve ihbarın olmadığının belirtildiğini, dava konusu kazanın olduğu yer ile oluş şekline bakıldığında kazaya karışan araç sürücüsünün yol durumunu dikkate almadan hızını ayarlamadığının açıkça anlaşıldığını, kusurun kazaya karışan araç sürücüsünde olduğunun açık olduğunu belirtmiş, bu nedenle öncelikle görev ve husumet yönünden reddine, aksi takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diyarbakır 2.Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/201 Esas 2021/503 Karar sayılı ilamı ile Hakimler ve Savcılar Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 kararına istinaden dosya mahkememize gönderilmiştir.
KABUL VE GEREKÇE :
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından dava dışı gerçek kişiye ödenen tazminatın rücuen tahsiline ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nin 2. maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ve şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/I maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması zorunlu olmakla birlikte, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.(Yargıtay 17. H.D. 2016/12639 e, 2017/5840 K. )
Davacı sigorta şirketine sigortalı ve … plakalı otomobilin sahibi sigortalısı gerçek kişidir. Bu durumda uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının, HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’ sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Diyarbakır Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2021

Katip Başkan