Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/408 E. 2021/151 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ : Av.
VEKİLİ : Av.

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/10/2019
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13.04.2019 tarihinde saat 00.09 civarında …. ‘nın sevk ve idaresinde bulunan ….. plakalı sayılı … Belediye otobüsü ile (…) kavşak istikametinden …. Caddesini takiben….. …. istikametine seyri esnasında …. Kavşağına geldiğinde hızını azaltmayarak kavşağa giriş yapması sonucu aracın ön kısmıyla, … İstikametinden …. takiben … Caddesi İstikametine Seyrederken kavşağa giriş yapan ….. idaresindeki … Plakalı aracın çarpması ile ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrası müvekkillerin miras bırakanı müteveffa ….l’un yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybettiğini, Vefat eden …, müvekkillerden …..’un eşi ve ….’un babası olduğunu, müteveffanın ölümü dolasyısıyla tüm müvekkiller ölenin desteğinden yoksun kaldığını, müteveffa … yufka ve döner ustalığı yapmakta olduğunu, öncelikle kusur oranının tespitine, sonrasında tazminat hesabı için aktüerya bilirkişiden rapor aldırılmasını, ölümlü trafik kazası nedeniyle 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatının, davalılar yönünden başvuru tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle davalıdan müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara ödetilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar tarafından arabuluculuk yoluna başvurulmadan iş bu davanın açıldığını bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddine, davacıların dava konusu taleplerine ilişkin müvekkili kuruma başvurusunun bulunduğunu bu nedenle de dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, …. sigortacısına karşı doğrudan dava açılamadığını, tarafların öncelikle sigorta şirketine başvurması gerektiğini ve başvurudan itibaren 15 günlük sürenin geçmesi …. sigortacısına dava açılmasının ön şartı olduğunu, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Davacı vekili dava dilekçesinde …. plakalı aracın …. plakalı araç ile karıştığı trafik kazasında karşı araçta yolcu konumunda bulunan davacıların desteği olduğu iddia edilen …..’un hayatını kaybettiğini, hiçbir surette açılan davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; davacının yaralanmasına neden olduğu iddia edilen kazaya karışan … plakalı araç müvekkili şirket nezdinde …… sigorta Poliçesi Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi” ile …. tarihleri arasında sigortalı olduğunu, poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluklarının poliçe limitiyle sınırlı olup, keza masraf ve vekalet ücreti sorumluluğumuz da bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, poliçe limitinin maktuen ödenecek rakam olmadığını, araç işleteninin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğü olmayacaktır.” kuralı gereğince müvekkili şirketin davacıya herhangi bir tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, mahkemece alınacak bilirkişi raporunda da kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunun tespit olunacağını, KTK. 86.madde gereğince araç işleteninin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğü olmayacağını, gelen araçların uzaklık ve hızını göz önüne almadan yolun karşısına geçmeye çalışan yayanın kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğunu, karşıdan karşıya geçiş kuralını ihlal ettiğini, yolu kontrol etmeksizin, kendi can güvenliğini sağlamadan, aniden taşıt yoluna çıkmak suretiyle kazaya sebebiyet verdiğini, bu bakımdan kazaya karışan araç sürücüsünün kusur oranının, kaza anında yaya konumunda bulunan mütevaffanın kendi can güvenliği için gerekli güvenlik tedbirlerini uygulayıp uygulamadığının ve kusurunun tespit edilmesi gerektiğini, tazminat hesabı yapılması halinde davacıların ve müteveffanın geliri somut belgelerle ispatlanması gerektiğini, müteveffanın herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olup olmadığı, bağlı olması halinde, bu kurum tarafından yapılan ödemeler müvekkil şirketten talep edileceğinden ötürü, mükerrer ödemeden imtina amacıyla bu hususun açıklığa kavuşturulması gerekli olduğunu, davacıların hak sahibi olup olmadığının, müteveffanın davacı ile arasında desteklik ilişkisi bulunup bulunmadığının, destekten faydalanma sürelerinin dolup dolmadığının tespiti gerektiğini, müvekkili şirketin hiçbir mesuliyeti olmamakla birlikte, destekten yoksun kalma tazminatının aktüer bilirkişilerce yapılmasını, dava dilekçesinde; yargılamaya konu olan olayda, talepte bulunan davacılar desteğinin kazaya karışan araç içerisinde yolcu konumunda bulunduğu belirtilmiş olmakla, bu taşımanın hatır taşıması olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, hatır taşıması olması halinde BK. 43-44 maddeleri uyarınca tazminattan belli bir ölçüde hakkaniyet indirimi yapılmasının öngörüldüğünü, davacı vekilinin ‘başvuru tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebinin reddi gerektiğini, iddiaları kabul etmemekle birlikte, hükmedilmesi gereken faizin yasal faiz olması gerektiğini, yargılama esnasında tespit edilecek yasa ve poliçe genel şartlarına aykırılık nedeniyle diğer teminat dışı hallerin varlığı halinde müvekkil şirketin işletene rücu hakkı saklı olduğunu açıklayarak müvekkili aleyhine açılan tamamen haksız ve mesnetsiz davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı …. Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; …. plakalı aracın, sigortacı şirket tarafından tanzim edilen, …. vadeli …. poliçe no’lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, yetkili mahkemenin dosyanın ortak ve kesin yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu bu nedenle davanın yetki yönünden reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalıların kusuru ile sınırlı olduğunu, dosyada kusur durumuna ilişkin herhangi bir resmi belge bulunmadığını, yapılacak yargılamada araçların kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesi gerektiğini, dava konusu olayda sigortalı araç sürücüsü kusursuz olduğunu, dolayısıyla işletenin, davacılara karşı sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, sigorta şirketinin de davacılara karşı sorumlu olmadığından davanın reddi gerektiğini, davaya konu kaza neticesinde zararın oluşmasında davacı yanın ağır kusuru bulunduğunu, davacının kask ve kolluk gibi diğer koruyucu teçhizatları kullanmadan motosiklet ile seyahat etmesi neticesinde maluliyetinin ortaya çıktığını, bu hususun zarar ile kaza arasındaki illiyet bağını kopardığını, bu nedenle de davanın reddi gerektiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 13.11.2013 tarihli 2013/17-72 E. 2013/1558 K. sayılı kararında, trafik sigortasının, araç işleteninin sorumluluğunu üzerine almış bulunmasına göre ancak işletenin zarardan sorumlu tutulabildiği hallerde zararı gidermekle yükümlü olduğunun belirtildiği, dava konusu olayda da sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, dolayısıyla işletenin, davacılara karşı sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, sigorta şirketinin davacılara karşı sorumlu olmadığını, motosiklette yolcu olan davacının müterafık kusurunun da dikkate alınması gerektiğini, bir an için iddia edildiği üzere sigortalı aracın kusurlu olduğu kabul edilse dahi, davacının iddia olunan zararın meydana gelmesinde ve artmasında müterafik kusurunun dikkate alınmasını, hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılmasını, davacılar, istiap haddi 1 kişi olan araca sürücüyle birlikte 2 kişinin binmiş olması ve yolculuk yapılması mümkün olmayan araçta yolculuk yapılmış olması karşısında zararın meydana gelmesi ve artmasında kusurlu olduğunu, destek tazminatı talebinde bulunanların ancak destekten yoksun kaldıklarının ispatlanması gerektiğini, huzurdaki yargılamada davacının taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, yerleşik Yargıtay içtihadı uyarınca, anne babanın çocuklara destek olma süresi, erkek çocukları için çocuk 18 yaşına gelinceye kadar, kız çocukları içinse kırsalda 18, şehirde 22 yaşına gelinceye kadar olduğunu, dolayısıyla, yaşları itibariyle müteveffanın çocuklarına yani davacılara destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanamayacağını, talep edilen tazminat kalemlerinin hukuki sebeplerinin de açık ve net bir şekilde belirtilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte sigortalı araç sürücüsünün kusurunun tespiti halinde ortaya çıkan zarardan kaynaklanan tazminatın hesaplanması için dosyanın aktüer siciline kayıtlı aktüerya uzmanına gönderilmesini, aktüer hesabı yapılırken kullanılan yaşam tablosuna göre bakiye ömür, bilinen dönem, aktif ve pasif dönemin ayrı ayrı ve denetime elverişli biçimde hesaplanması gerektiğini, davacıların sosyal ve ekonomik durumları ile hangi Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına tabi olduklarının tespit edilmesi gerektiğini, eğer davacılar Sosyal Güvenlik Kurumundan ölüm/cenaze masrafı, geçici iş göremezlik ödeneği, tedavi gideri ya da peşin sermaye değeri almış ise, bu sosyal Güvenlik kuruluşlarının kendi özel kanunlarına göre müvekkili şirkete rücu imkanı doğduğunu, SGK’dan rücuya tabi bir ödeme alınmış ise bu tutarın tazminat hesabından mahsup edilmesini, davayı kabul etmemekle birlikte temerrüt süresi, kaza tarihinden itibaren değil, delillerin müvekkili şirkete tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü geçmesi ile başlayacağını, ödemeye esas alınabilecek tüm belgelerin toplanmasından önce Sigorta şirketinin temerrütünün gerçekleşmeyeceğini, dava konusu olayın haksız fiilden kaynaklandığını ve ticari iş niteliğinde olmadığını ve bu nedenle avans faizine yönelik taleplerinin reddi gerektiğini açıklayarak haksız ve mesnetsiz davanın davanın atfı kabil kusuru olmaması nedeniyle reddine, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
Dava ve cevap dilekçeleri, ATK Kusur ve maluliyet raporları, aktüer bilirkişi raporu, Tazminat doyası, Diyarbakır CBS ….. Sor.sayılı dosyası, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosyası, poliçe ve hasar dosyası, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi, SGK İl Müdürlüğü ve Diyarbakır Valiliği’nden gelen müzekkere cevapları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NİTELENDİRME VE GEREKÇE:
Davacılar tarafından 13/04/2019 tarihinde ….. plaka nolu araç ile … plaka nolu araç arasında meydana gelen trafik kazasında müteveffa …’un vefat etmesi sebebiyle davacıların destekten yoksun kaldıklarından bahisle destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmiş, davalı …. Sigorta A.Ş tarafından dava öncesinde kendilerine yapılmış bir başvuru bulunmadığını, sorumluluklarının poliçenin limitleriyle sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, olayda hatır taşımasının araştırılması gerektiğini belirterek, davalı …. Sigorta Şirketi’nin vekili ise yetki itirazında bulunarak yetkili mahkemesinin İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkili şirketin poliçe limitleri ve sigortalının kusuru ile sorumlu olduğunu, müteveffanın olayda ağır ve mütefarik kusurunun bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece taraflar arasındaki ihtilafın; 13/04/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası dolayısıyla…. ‘un vefatı ile destekten yoksun kalma iddiasına dayalı fazlaya dair hakların saklı olarak her bir davacı için 250,00 TL den toplam 500,00 TL destek alacağı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkemece aktüer bilirkişi ….. tarafından 30/06/2020 tarihli sunulan raporda sonuç olarak, meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden destek …’un desteğinden yoksun kalan davacı eş ….’un destekten yoksun kalma tazminatının 344.641,05 TL olduğu, poliçe limit aşımı nedeniyle 311.947,29 TL, çocuk (…) yönünden destekten yoksun kalma tazminatının 53.088,89 TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi raporuna taraflarca itiraz edilmesi üzerine bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişi tarafından 25/01/2021 tarihli ek raporda sonuç olarak; asgari ücrete göre davacı eş ….. yönünden destekten yoksun kalma tazminatının 416.128,50 TL, ….. için 60.602,41 TL, asgari ücretin %50 fazlası ücrete göre ….. için 569.343,98 TL, ……. için 90.903,99 TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır.
Aktüer Bilirkişi …. tarafından düzenlenen 15/03/2021 havale tarihli Ek raporda sonuç olarak; ; asgari ücrete göre yapılan hesaplama sonucunda davacı eş …. yönünden destekten yoksun kalma tazminatının 481.467,48 TL, …. için 63.567,12 TL, asgari ücretin %50 fazlası ücrete göre …. için 670.640,94 TL, …. için 95.351,05 TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır.
Aktüer Bilirkişi …. tarafından düzenlenen 17/05/2021 havale tarihli 2. Ek raporda sonuç olarak; ; asgari ücrete göre yapılan hesaplama sonucunda davacı eş ….. yönünden destekten yoksun kalma tazminatının 581.334,08 TL, …. için 70.349,28 TL, asgari ücretin %50 fazlası ücrete göre …. için 770.754,43 TL, …… için 105.875,60 TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır.
Aktüer Bilirkişi ….. tarafından düzenlenen 02/08/2021 havale tarihli 3. Ek raporda sonuç olarak; ; asgari ücrete göre yapılan hesaplama sonucunda davacı eş …. yönünden destekten yoksun kalma tazminatının 584.589,51 TL, …. için 63.567,12 TL, asgari ücretin %50 fazlası ücrete göre …. için 773.762,97 TL, …. için 95.351,05 TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır.
Davacılar vekili 08/06/2021 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek alacak miktarının ….yönünden 615.000,00 TL, …. yönünden 105.000,00 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacıların desteği …..’un yolcu olarak bulunduğu davalı ….. Sigorta’nın ….. sigortacısı olduğu motosikletin davalı…. Sigorta’nın ….. sigortacısı olduğu dava dışı belediyeye ait otobüsle çarpışması sonucu gerçekleştirdiği çift taraflı kazada desteğin hayatını kaybetmesi nedeniyle açılan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, bilirkişi raporu içeriği, cevabi yazı içeriklerine göre;
Her ne kadar davalı ….. Şirketi tarafından yetki itirazında bulunulmuş ise de HMK 16. maddesi gereğince kazanın mahkememiz yetki sınırları içerisinde gerçekleştiği gözetilerek yetki itirazın reddine karar verilmiştir.
Davacıların eşi ve babası olan müteveffa …’un, davalı ….Sigorta Şirketi tarafından…. sigortası ile sigortalı bulunan …. plakalı araç ile (…. aracın belediye aracı olması sebebiyle ….. plakası ile kaydedildiği, sigorta şirketi tarafından ……. poliçe no ile …. tarihleri arasında …. poliçesi ile sigortalı) ve dava dışı …. idaresindeki ve mülkiyetindeki davalı…… Sigorta Şirketi tarafından sigortalı bulunan ve müteveffanın üzerinde bulunduğu (….. poliçe no ….. tarihleri arasında …. poliçesi ile sigortalı)….. plakalı motosikletin karışmış olduğu trafik kazasında vefat ettiği, dosya içerisinde yer alan soruşturma dosyasında alınan kusur bilirkişisi tarafından tanzim edilen rapor içeriğinde belirtildiği üzere, müteveffanın kazanın gerçekleşmesinde kusuru bulunmadığı, davacılar tarafından işbu davanın açılmasından evvel davalı sigorta şirketine yapılan müracaata rağmen ödeme yapılmadığı, mahkememizce aldırılan ve denetime elverişli olmakla benimsenerek hükme esas alınan 02/08/2021 havale tarihli 3. ek aktüer bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, davacıların desteğinin döner ustası olması ve bu kapsamda dosyaya celp edilen belgeler doğrultusunda asgari ücretin %50 fazlası ücrete göre, … için 773.762,97 TL, ….. için 95.351,05 TL destekten yoksun kalma zararı hesaplandığı, ancak davacılar vekili 08/06/2021 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek alacak miktarının ….. yönünden 615.000,00 TL, ….. yönünden 105.000,00 TL’ye çıkarmış olmakla, davacı ….. yönünden talep gibi 615.000 TL’nin, davacı …. yönünden ise rapor doğrultusunda 95.351,05 TL üzerinden talebin kısmen kabulünün gerektiği, kazanın gerçekleştiği 2019 yılı itibariyle, belirlenen bu tutardan, tahsilde tekerrür olmamak ve poliçe teminat limitleri dahilinde, davalı sigorta şirketlerinin davaya karışan belediye otobüsü ve motosikletin … sigortacıları olarak sorumlulukları olduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nun 87/1. maddesinde “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir” düzenlemesine yer verilmiş; aracın hatır için verildiği ya da hatır için taşıma yapılan durumda oluşacak zararlarla ilgili değerlendirmenin ise genel hükümlere göre yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Davalılar tarafından; davacının, trafik sigortalı araçta hatır için taşındığı gözetilip tazminattan indirim yapılması gerektiği ifade edilmiş olup, davaya konu trafik kazasında, müteveffa…’un sigortalı araçta yolcu olarak bulunduğu ve dava dışı sürücü müteveffa ….’nun yanında döner ustası olarak çalıştığının anlaşılmasına göre; müteveffa ….. ile araç sürücüsü müteveffa …. arasındaki ilişkinin hatır taşıması olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmakla mahkememizce olayda hatır taşıması olmadığı kanaatine varılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesine (818 sayılı BK 44) göre zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Davalılar tarafından her ne kadar kasko bulunmadığı sebebiyle mütefarik kusur indirimi uygulanması talep edilmiş ise de müteveffanın kask kullanmadığına dair davalının beyanları dışında dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, asıl olanın kask kullanmış olduğu, aksinin davalılar tarafından ispatlanması gerektiği bu hususta davalılar tarafından beyan dışında dosyaya sunulmuş herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı bu sebeple söz konusu hususun ispatlanamadığı anlaşılmakla mütefarik kusur indirimi uygulanmamıştır.
Dava tarihinden önce davalı sigorta şirketlerine başvuru dilekçeleri ile müracaat edildiği, ancak …. Sigorta A.Ş’ne yapılan başvuru yönünden eksik evrakların bulunduğu ve bu sebeple ödeme yapılmadığı anlaşılmakla usulüne uygun bir başvurudan bahsedilemeyeceği, anılan davalının bu başvurudan dolayı temerrüde düşmüş sayılmayacağı; diğer davalı …. Sigorta Şirketi yönünden ise başvuru dilekçesinin anılan davalıya teslim edildiğine dair bir bilgi veya belgenin dosya arasında bulunmadığı, sadece başvuru dilekçesinin gönderildiğine dair gönderi fişinin bulunduğu anlaşılmakla anılan davalıya da usulünce yapılmış bir başvurudan bahsedilemeyeceği, sonuç olarak davalıların dava tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, buna göre davalıların dava tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu olduğu, talep doğrultusunda faiz türünün ise yasal faiz olarak belirlenmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacı ….. yönünden açılan maddi tazminat davasının KABULÜ ile; 615.000,00 TL’nin dava tarihi olan 08/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ve poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacı …. yönünden açılan maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; 95.351,05 TL’nin, dava tarihi olan 08/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ve poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, anılan davacı için fazlaya dair talebin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hükmolunan miktar üzerinden hesaplanan 48.524,08 TL nispi karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL harç ile 2.460,00 TL ıslah harcının mahsubu ile noksan kalan 46.019,68 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı ….. lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan miktar üzerinden hesaplanan 47.800,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı…..’a verilmesine,
5-Davacı …. lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan miktar üzerinden hesaplanan 13.008,35 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı …..’a verilmesine,
6-Davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince redolunan miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı ….’dan tahsili ile davalılara verilmesine,
7-Davacılar tarafından yapılan toplam 1.144,40 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 1.129,06 TL’nin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
9-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul red miktar ve oranına göre hesaplanan 952,00 TL nin davalılardan, 408,00 TL nin ise davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar okundu, usulen anlatıldı.09.12.2021

Başkan Üye Üye Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”