Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/324 E. 2021/11 K. 17.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/324 Esas
KARAR NO : 2021/11

BAŞKAN : ////////
KATİP : ///////////

DAVACI : ////////////
DAVALI : ////////////

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/03/2017
KARAR TARİHİ: 17/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : /////////////

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin …./// ili …/// ilçesi …/// Mah. ..//// mevkii ….//// parsede taşınmazda tarım arazisinin bulunduğunu, 105 dekar arazide ekmeklik buğday ekildiğini, söz konusu tarım için devlet desteği aldığını, devlet destekli bitkisel sigorta poliçesi yaptığını, ancak müvekkilin 2016 yılında ekti araziye dolu yağmasi nedeniyle tarlasının ve ürünlerinin hasara uğradığını, olayı TARSİM e bildirdiğini, hasar kaydının oluşturulduğunu, eksper tarafından yapılan incelemeler sonucunda hasarın %71 oranında olduğunun tespiti yapıldığını, ancak tarsimin müvekkilin zararının karşılanmasını haksız ve hukuksuz bir şekilde red ettiğini, müvekkilin zararınnı karşılanmamasının yasal olmadığını belirtmiş, bu nedenle toplam 1.000,00 TL tazminatın fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan hükmen tahsiline karar verilmesini Mahkmemizten talep etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde; müvekkil şirketin, toplam 24 sigorta şirketinden oluşan 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu kapsamında kurulduğunu ve konusu Devlet Destekli Tarım Sigortaları olan Tarım Sigortaları Havuzu’nun işleticisi olduğunu, 5363 sayılı kanunla, tarım sektörünü tehdit eden risklerin belirli bir bölümünü teminat altında alan, sigorta primlerinin bir kısmı devlet tarafından karşılanan, sigortacılık uygulamalarını yeknesak hale getirmeyi, teminat kapsamını genişletmek ve çeşitlendirmeyi, tazminat ödemelerinin en kısa sürede yapılmasını, tarım sigortalarının ülke genelinde yaygınlaşmasını hedefleyen, kar amacı gütmeyen bir sistem kuruluş olduğunu, TARSİM olarak adlandırılan tarım sigortaları sistemi, diğer sigorta sistemlerinden farklı olduğunu, Tarım Sigortaları Havuzu diğer sigorta şirketlerinden farklı olarak kar amacı gütmediğini, havuzda yer alan sigorta şirketleri riskin %100’ünü havuza devrettikleri için sistemde kar-zarar ortaklıkları söz konusu olmadığını, her ne kadar huzurdaki dava belirsiz alacak davası olarak açılmışsa da sigorta tazminatı belirlenemez bir alacak olmadığını, davanın belirsiz alacak türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gerektiğini, alacaklının bu tür bir dava açabilmesi için dava açacağı miktar ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı ya da bu objektif olarak imkansız olması gerektiğini, açılacak davanın miktarı biliniyor ya da tespit edilebiliyorsa, böyle bir dava açılamayacağını, davanın usulden reddinin gerekeceğini, davacının tazminat talep ettiği alana ilişkin poliçe bulunmadığını, sigortalı tarafından 19.06.2016 tarihinde dolu hasarı olduğu gerekçesi ile 20.06.2016 tarihinde hasar ihbarında bulunulduğunu, hasar ekspertiz çalışması yapmak üzere görevlendirilen eksperlerin, 22.06.2016 tarihinde sigortalı ….///////’ın göstermiş olduğu alanda hasar ekpertiz çalışması yaptıklarını, hasar tespitinde görevlendirilen eksperlerin görevi; kendilerine gösterilen alanda hasarın olup olmadığı, hasar var ise teminat kapsamında olup olmadığı konularında tespitte bulunmak olduğunu, hasar dosyasının incelenmesi ve tazminat ödemesi ile ilgili işlemler TARSİM tarafından sonuçlandırıldığını, eksperlere gösterilen …/// ada ….//// parsel için TARSİM sisteminde tanımlı herhangi bir poliçe bulunmadığını, kaldı ki davacı/sigortalının hasar oluştuğunu iddia ettiği …./… ada parsel olarak eksperlere gösteriği alanın …./…. parselde kayıtlı alan olduğu tespit edildiğini, hasarın meydana geldiği alana ilişkin herhangi bir sigorta poliçesi olmadığı gibi, hasarın oluştuğuna ilişkin hiçbir veri bulunmadığından, davacının haksız taleplerinin reddi gerektiğini belirtmiştir.
Diyarbakır 2.Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/439 Esas 2021/480 Karar sayılı ilamı ile Hakimler ve Savcılar Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 kararına istinaden dosya mahkememize gönderilmiştir.
KABUL VE GEREKÇE :
Dava, sigorta sözleşmesine dayalı ürün hasarı sebebiyle tazminat talebine ilişkindir.
HMK’ nun 2. maddesi dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesini görevli kılmıştır.
Somut olayda, davacı talebinin devlet destekli bitkisel ürün sigortası sözleşmesinden kaynaklandığı bu suretle 29.03.2017 tarihinde açılan ve temel ilişkide tarım sigortası sözleşmesine dayanan davanın, 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde sayılan, diğer anlatımla bu maddede TBK’na atıf yapan sözleşmelere ilişkin olmadığından eldeki davanın mutlak ticari dava olarak kabul edilmeyeceği, yine davalının tacir sıfatı bulunmadığı, nitekim davalının çiftçi olduğu, ticari ve mesleki amaçla tarım sigortası yaptırdığı, tacir sıfatının bulunmadığı (Yargıtay 20. H.D. 12.04.2016 tarih, 2016/9025 esas, 2016/7945 karar, İstanbul BAM 37. H.D. 2018/902 esas, 2018/1289 karar, Adana BAM 9. H.D. 2018/230 Esas, 2018/253 karar, İzmir BAM 11. H.D. 2017/566 esas, 2017/388 karar sayılı ilamları) bu suretle davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinin de olmadığı saptanmakla, HMK 2 mad. gereğince görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu saptanmıştır.
HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının , HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’ sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/09/2021

Katip Başkan