Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/31 E. 2021/26 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
KATİP :

DAVACI :
DAVALI :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/03/2021
KARAR TARİHİ: 24/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin, 09/05/2007 tarihinde … Taahüt Ve Tic. San. Ltd. Şti adına kayıtlı olan … plakalı … model Mercedes marka … aracı ticari plakası ile birlikte alma noktasında anlaştıklarını ve protokol imzaladıklarını, ilgili protokol kapsamında müvekkili şirkete 50.000,00 TL ödeme yapıldığını, protokolde aracın devrinin müvekkiline istediği zamanda devredileceğinin belirtildiğini, müvekkilinin aracı almak istemesi üzerine karşı tarafın müvekkilini oyaladığını, bunun üzerine Diyarbakır … İcra müdürlüğünü … esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, müvekkilinin ilamsız icra yoluna başvurduğunu, davalı tarafın takibe itiraz ettiğini, müvekkilinin başlattığı icra takibinin karşı tarafın itirazı ile durdurulduğunu, itirazın müvekkiline tebliğ edilmediği için dava açma süresi olan bir yıllık sürenin başlamadığını, icra dosyasının yenilenmesi ile itirazın tebliğ alındığını, bu nedenlerle; Diyarbakır İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası kapsamından haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’sinden az olmamak üzere hakkında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu edilen icra takibindeki alacak ve protokol kapsamında olduğu iddia edilen tüm alacaklardan dolayı müvekkili şirketin ibra edildiğini ve … ‘in hiçbir alacağının kalmadığını, bahse konu 09.05.2007 tarihinde imzalandığı iddia edilen protokolün gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğini, davacı tarafın sürecin başından itibaren araca sahip olduğunu, yaklaşık 14 yıldır davacının dava konusu aracı kullandığını, dolayısıyla bu konuda bir zararlarının bulunmadığını belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini, davacının %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KABUL VE GEREKÇE :
Dava ticari plakalı aracın devir sözleşmesinden kaynaklı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. Maddesi ile değişik 6102 sayılı yasanın 5/a. maddesinde; “bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü ile aynı kanunun 6325 sayılı kanunda değişiklik yapan 23. Maddesinde “(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın , dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almaktadır. Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebi içeren ticari davalarda arabuluculuk başvurusunun dava şartı olduğu ve başvuru sonucunda düzenlenen son tutanağın dava dilekesine eklenmenin zorunlu olduğu, son tutanak eklenmediği takdirde 1 haftalık kesin süre verilerek son tutanağın mahkemeye sunulmasının istenilebileceği öngörülmüştür.
Somut olayda; davacı tarafından mahkemeye sunulan arabuluculuk tutanağının bulunmadığı, dava dilekçesinde arabuluculuğa başvurulduğuna dair bir ibarenin de bulunmadığı, 6325 sayılı kanunun 23-2. Maddesi uyarınca arabulucuya başvurmadan dava açıldığı anlaşıldığından mahkememizce herhangi bir işlem yapılmaksızın bu bağlamda 6325 sayılı yasanın 18/a maddesi gereğince kesin süre verilmesine gerek görülmeyerek davanın HMK. 114 ve 115. Maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM :
1-Davanın usulden reddine,
2-Alınması gereken 59,30-TL maktu harcın, peşin alınan 856,61-TL harçtan mahsubu ile bakiye 797,31-TL harcın karar kesinleştiğinde, istek halinde yatırana iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/09/2021

Katip Başkan
☪e-imzalıdır ☪e-imzalıdır