Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/2242 E. 2023/445 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ

DAVALILAR :

VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/12/2021
KARAR TARİHİ :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışan dava dışı işçi …..’ın çalışmış olduğu işyerinin tasfiye edilmesinden dolayı yüklenici firmaya iadesinin yapıldığını ve yüklenici firma tarafından da iş akdinin sona erdirildiğini, müvekkili tarafından iş akdi sona eren davacıya ….. tarihinde … TL kıdem tazminatı ve … TL damga vergisi ödemesi olmak üzere toplamda .. TL ödendiğini, yapılan ödemelerden, davalıların işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olmak üzere dönemlerine isabet eden miktardan sorumlu olduğunu ileri sürerek yapılan ödemelerden her bir davalının dönemine isabet eden miktarın rücuen tahsilini istemiş, …. tarihli ıslah dilekçesi ile, en son alınan …. tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda talep sonucunu ıslah etmiştir.
Davalı ….. Hizmetleri Ltd. Şti’ne dava dilekçesi ve tensip zaptının usulüne uygun tebliğ edildiği, Davalı …Hizmetleri Ltd. Şti tarafından süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görülmekle davalının davayı tümden inkar etmiş sayıldığı addolunmuştur.
Davalılar … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ile …Güvenlik Hiz. Tic. A.Ş. vekili, müvekkilin yerleşim yeri adresinin Bağcılar/İstanbul olması nedeniyle yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, zamanaşımının dolduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil şirketler temerrüde düşürülmediğinden tüm alacak kalemleri yönünden dava dışı işçiye yapılan ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilemeyeceğini, dava dışı …’ın, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinden arabuluculuk toplantısına katılmayanan şirketlerin sorumlu tutulması gerektiğini, dava dışı işçinin davacının emir ve talimatları doğrultusunda müvekkil şirketler ile davacı arasında imzalanan sözleşmeye konu hizmeti ifa ettiğini, işçinin iş görme edimini ifa ettiği yerin davacıya ait yığın sahası/ürün deposu olduğunu, işçinin yerine getirmiş olduğu işin gereği olarak davacı tarafın yetkililerinin emir ve talimatları doğrultusunda çalıştığını, müvekkili şirketlerin ihaleyi kazanmasının ardından işyeri devri müessesine dayanarak işçinin bordrosunun müvekkil şirketlere geçtiğini, dava dışı işçinin müvekkili şirketler nezdinde doğmuş kıdem tazminatı ve kıdem tazminatı fark alacağının da olmadığını, bu sebeplerle işyerinin tasfiyesinin ardından dava dışı işçinin müvekkili şirketlere iadesi gibi bir durumunda söz konusu olmadığını, iş yerinin tasfiyesi sebebiyle davacının ihale kapsamındaki projesinin sona erdiğini ve davacının sözleşmesinin de bu sebeple konusuz kaldığını, müvekkili şirketler ile davacı arasında akdedilen sözleşme ve eki şartnamelerde, işçilik alacaklarından müvekkili şirketlerin sorumlu olduğu yönünde bir hüküm bulunmadığından açılan davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, dava dışı işçinin iş akdinin davacının talimatı uyarınca feshedildiğini, bu sebeple talep edilen kıdem tazminatı ve damga vergisinin davacı tarafından ödenen kısmından müvekkili şirketlerin sorumlu olmadığını, müvekkili şirketlerin, davacının yapmış olduğu ödemeden sorumlu olduğu kanaatine varılacak olunsa dahi davacı ile müvekkili şirketlerin ödemeden müştereken sorumlu olduklarının kabul edilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Usulüne uygun tebligata rağmen davalı …Ltd. Şti. Davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen … Eğitim Alarm Cihazları ve Sistemleri Tic. Ltd. Şti. ve … Hizmetleri Ltd. Şti. ile … Özel Güvenlik Ltd. Şti. vekillerinin sözleşmedeki yetki şartına dayalı olarak yetki itirazından bulunduğundan bu davalılar yönünden dosya tefrik edilerek mahkememizin ayrı bir esasına kaydı yapılmıştır.
Taraflarca dosyaya sunulan deliller incelenmiş, dava dışı işçi …’ın hizmet döküm cetveli celp edilerek dosya arasına kazandırılmış, davaya konu uyuşmazlığın çözümü bakımından ….. tarihli bilirkişi raporu, ….. tarihli kök ve…. tarihli ek bilirkişi raporu ile …. tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Dava dışı işçi …’ın …..-…. tarihlerinde davacı üst işveren ile davalı alt işverenler ve dava dışı alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmakta iken iş aktinin sona ermesi sonucu davacı üst işveren tarafından dava dışı işçiye …. tarihinde ….. TL kıdem tazminatı ödendiği, ayrıca bu ödemeden kaynaklı davacı tarafından 274,59 TL damga vergisi ödendiği dosya içerinde yer alan hizmet alım sözleşmeleri, SGK hizmet döküm cetveli ve ödeme belgelerinden anlaşılmaktadır.
Davacı taraf, davalı alt işverenlerin işçiye yapılan ödemeden işçiyi çalıştırdıkları döneme isabet eden miktarla sorumlu olduğunu iddia etmiştir.
Uyuşmazlık, davalılar … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ile …Güvenlik Hiz. Tic. A.Ş. Vekilinin yetki itirazının yerinde olup olmadığı, zamanaşımının dolup dolmadığı, davacı üst iş veren tarafından yapılan ödemelerden davalıların sorumlu olup olmadığı, sorumlu iseler hangi alt işverenin ne kadar miktardan sorumlu olduğu olduğuna ilişkindir.
Davalılar … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ile …Güvenlik Hiz. Tic. A.Ş. Vekili ile davacı arasında imzalanan hizmet sözleşmelerinde, uyuşmazlık halinde Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair yetki şartına yer verildiği anlaşılmaktadır. Davalılar vekili HMK.’nun 6.maddesine dayalı olarak müvekkillerinin yerleşim yerinin …./…. olduğundan bahisle Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunmuştur. Bu davalılar, sözleşmedeki yetki şartına dayalı olarak yetki itirazında bulunmadığından sözleşmenin ifa yeri olan Diyarbakır Mahkemeleri de yetkilidir. Bu nedenle davalıların yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Uyuşmazlığın hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücu talebine ilişkin olduğundan 6098 sayılı TBK.’nun 147.maddesi gereğince zamanaşımı süresi 10 yıldır. Davacı tarafın rücu yapılan dava dışı işçiye yapılan ödeme ile birlikte doğduğundan zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi dava dışı işçiye yapılan ödeme tarihidir. Ödeme tarihi ile davanın açıldığı tarih gözetildiğinde, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmakla işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan rücu istemine ilişkin olup uyuşmazlık bu davalarda uygulanan ve Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesi ve Yargıtay 6. Hukuk Dairesince benimsenen genel ilkelere göre çözümlenmelidir. Buna göre;
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir.
Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
Taraflar arasındaki sözleşmede aksi düzenlenmemiş ise işçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması nedeniyle davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler ise kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerin de bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
Aynı şekilde ihbar tazminatından da son işveren sorumludur.
Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 09/03/2020 tarihli ve 2019/378 E., 2020/1629 K. sayılı kararı ile Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 22/09/2021 tarihli ve 2021/687 E., 2021/301 K. sayılı kararları da bu yöndedir).
Yargıtay 6. HD’nin 05/05/2023 tarihli ve …. E.,…. K. Sayılı uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin güncel kararında da; “Dairemizin istikrar kazanan uygulamalarında da belirtildiği gibi, hizmet alımına ilişkin sözleşmelerde, hizmetin yüklenicinin (alt işveren) işçileri tarafından yerine getirilmesi kabul edildiğinden, asıl işverenin yüklenicinin (alt işveren) işçileri ile herhangi bir organik bağı bulunmamaktadır. Hizmet alımına ilişkin tip sözleşmelerde, işçilik ücretleri arasında işçilere ait özlük haklarının tümü belirlenmekte ve bu şartlarla sözleşme imzalanmaktadır. İş Kanunu’nda, işçiyi korumak amacıyla düzenlenmiş olan asıl işveren ve alt işverenin (yüklenici) müteselsil sorumluluğuna ilişkin düzenlemenin taraflar arasındaki hizmet sözleşmelerinde iç ilişki bakımından uygulanması mümkün değildir. Hizmet alım sözleşmelerinde, işçilerin özlük hakları ile ilgili olarak yüklenici (alt işveren) lehine herhangi bir hüküm bulunmaması durumunda, yüklenicinin (alt işveren) işçisi ile organik bir bağı olmayan asıl işveren, işçilerin özlük haklarından sorumlu tutulmamalıdır. Yukarıdaki gerekçelerle; hizmet alım sözleşmesinde herhangi bir hüküm bulunmaması hâlinde, asıl işverenin yüklenicinin (alt işveren) işçilerine ödediği işçilik alacaklarının tamamından yüklenicinin (alt işveren) sorumluluğun mevcut olduğuna” karar verilmiştir. (Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 16/05/2023 tarihli ve 2021/610 E.-2023/782 K.).
Yukarıda yer verilen ilkeler uyarınca somut olay incelendiğinde;
Dosya içerisinde yer alan ….. tarihi öncesine ilişkin Tip Sözleşmelerin 8. Maddesinde ihale dökümananın sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olduğu, idareyi ve yükleniciyi bağlayacağı, sözleşme hükümleri ile ihale dokümanını oluşturan belgelerdeki hükümler arasında çelişki veya farklılık olması halinde ihale dokümanında yer alan hükümlerin esas alınacağı, aynı Tip Sözleşmenin 8.2 maddesinde ise, ihale dökümanları arasında öncelik sıralamasının belirtildiği, buna göre öncelikli sırasıyla birinci sırada Hizmet İşleri Genel Şartnamesine, ikinci sırada İdari Şartnameye ve altıncı sırada teknik şartnameye yer verildiği, Teknik Şartnamenin 15/5. ve 15/6. Maddelerinde hizmet alamı kapsamında istihdam edilen personelin özlük, yıllık izin ücreti, maaş artışı ve buna benzer tüm sosyal hakları ile İş Hukuku Kanunlarında, yönetmelik ve tüzüklerde belirtilen her türlü sorumluluğun yükleniciye ait olacağı kararlaştırılmıştır. Bu nedenle, ….. ve öncesi döneme ilişkin ödenen kıdem tazminatından işçiyi çalıştıran alt işverenin kendi dönemi ile sınırlı olduğunun kabulü gerekir.
Ancak dosya içerisinde yer alan ….. tarihinden sonra imzalanan sözleşme ve sözleşmenin eki olan Teknik Şartnamenin 14/6.3.maddesinde “…… hizmet personelinin ( Kıdem tazminatı Hariç olmak üzere) maaşları, yol, yemek, ödül, ceza, maaş artışı ve buna benzer tüm sosyal hakları ile iş hukuku mevzuatında belirtilen her türlü sorumluluk, vergi harcama işlemleri yüklenici tarafından sözleşme kapsamında yapılacaktır ……” şeklindeki düzenleme ile kıdem tazmınatı dışında hizmet personelinin tüm sorumluluğunun alt işveren yüklenicide olacağı kararlaştırılmıştır. Taraflar arasında imzalanan Hizmet İşleri Genel Şartnamesine göre, yüklenicinin iş verdiği alt yüklenicilerin gündelikçi, haftalıkçı veya aylıkçı olarak işyerinde çalıştırdığı işçi, personel ve teknik elemanların tamamı da yüklenicinin elemanları hükmünde olup bunların ücretlerinin ödenmesinden doğrudan doğruya yüklenicinin sorumlu olacağının kararlaştırıldığı, sözleşmede işçi hak ve alacakları nedeniyle açıkça yüklenicinin (alt işveren davalıların) sorumlu olacağı belirtilmiştir. Bu durumda Hizmet İşleri Genel Şartnamesinde yer alan düzenleme ile Teknik Şartnamede yer alan düzenleme birbiri ile çelişmektedir. Hizmet Alımına İlişkin Sözleşme’nin 8.2 maddesine göre ihale dökümanları arasında çelişki veya farklılık olması halinde Hizmet İşleri Genel Şartnamesi hükümlerinin birinci sırada uygulanması gerektiğinden …. ve sonrası döneme ilişkin ödenen kıdem tazminatından da işçiyi çalıştıran alt işverenin kendi dönemi ile sınırlı olduğunun kabulü gerekir. Nitekim benzer uyuşmazlıkta verilen Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin ….. tarihli ve … E.-../.. K. Sayılı ilamında da aynı hususlar vurgulanmıştır.
Elde ki davada, davalılar davacı üst işveren tarafından ödenen bedelden kendi dönemine isabet eden mitarlardan sorumlu olup, mahkememizce en son alınan ve denetime ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilen ….tarihli bilirkişi raporunda davacı üst işveren tarafından ödenen kıdem tazminatı ve damga vergisinden davalıların işçiyi çalıştırdığı döneme isabet eden miktarlar tek tek belirlenmiştir. Bilirkişi raporu ve ıslahla talep edilen miktarlar üzerinden davalıların sorumluğuna hükmedilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar tacir olduğundan davacının avans faizi isteyebileceği kabul edilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafından ödeme tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulmuş ise de; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Somut olayda, davacı tarafından davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından hükmedilen alacak miktarlarına dava dilekçesinde talep edilen kısım yönünden dava tarihinden, ıslahla arttırılan kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kesmen kabul kısmen reddine,
… TL’nın davalılardan …Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine, bu bedelin … TL’lik kısmına dava tarihinden, 1,97 TL’lik kısmına ise ıslah tarihi olan … tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
3.820,92 TL’nın davalılardan .. … ve ….. Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.’den dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
136,84 TL’nın davalılardan .. … Koruma ve …. Ticaret A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine, bu bedelin 126,27 TL’lik kısmına dava tarihinden, 10,57 TL’lik kısmına ise ıslah tarihi olan …. tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 730,53 TL harçtan davacı tarafından başlangıçta yatırılan 617,83 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 112,70 TL harcın;
71,00 TL lik kısmının davalılardan …Ltd. Şti’den
40,25 TL lik kısmının davalılardan ….. Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.’den
1,43 TL lik kısmının ise davalılardan .. .. …. ve Özel Güvenlik Hizmetleri Ticaret A.Ş.’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvuru harcı ve 617,83 TL peşin harç olarak yatırılan toplam 677,13 TL harcın;
426,59 TL lik kısmının davalılardan …Ltd. Şti’den
241,87 TL lik kısmının davalılardan .. … ve .. .. Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.’den
8,59 TL lik kısmının ise davalılardan …. Koruma ve ….. Hizmetleri Ticaret A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından 637,60 TL tebligat ve posta masrafı ile … TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplamda … TL yargılama giderinin, takdiren;
1.806,58 TL lik kısmının davalılardan …Ltd. Şti’den
1.024,30 TL lik kısmının davalılardan …. ve …..Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.’den
36,41 TL lik kısmının ise davalılardan .. … Koruma ve .. … Hizmetleri Ticaret A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan;
6.736,61 TL vekalet ücretinin davalılardan …Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya verilmesine,
3.820,92 TL vekalet ücretinin davalılardan .. .. ve …. Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
136,84 TL vekalet ücretinin davalılardan .. … Koruma ve Hizmetleri Ticaret A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılardan ….. Hizmetleri Tic. Ltd. Şti kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 19,93 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile adı geçen bu davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk aşaması görüşme sonucunda anlaşamama ile sonuçlandığından, 6325 Sayılı HUAK’nun 18/A-13 maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.400,00 TL arabuluculuk ücretinin;
882 TL lik kısmının davalılardan …Ltd. Şti’den
500,08 TL lik kısmının davalılardan … … ve … .. Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.’den
17,78 TL lik kısmının ise davalılardan .. … Koruma ve .. .. Hizmetleri Ticaret A.Ş.’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, davanın değeri itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim