Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/2236 E. 2023/1152 K. 27.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALILAR :

DAVA : Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 27/12/2021
KARAR TARİHİ :

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı şirket ile müvekkil bankanın … Şubesi arasında imzalanan ganal nakdi ve gayrınakdi kredi sözleşmeleri gereğince Taksitli ticari kredi ve borçlu cari hesap kredisi tahsis edildiğini, diğer davalılar şirket ortağı olup, sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi borçlarının zamanında ödenmemesi üzerine borçlulara Kovancılar Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, müvekkil bankanın alacağının muaccel hale geldiğini, alacağın tahsili için asıl borçlu ve kefiller aleyhine Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek ve harca esas değeri … TL göstererek davalıların takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ve takibin devamı ile davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde, davaya konu alacağın asıl borçlu ile banka arasında yapılan kredi sözleşmesi gereği davacı tarafın iddia ettiği faiz alacağından ibaret olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı asıl borçlu tarafından ödemeler yapılmış olup, sonuç olarak toplamda 2016 yılı itibarı ile … TL borç kaldığını, belirtilen bu borca ilişkin sözleşme yapılırken davacı bankanın bahsedilen borcun çok üzerinde bir değere sahip 10 adet taşınmaz üzerine ipotek tesisi işlemi yaptırdığını, dava konusu sözleşmeye ilişkin ödenmeyen borç nedeniyle ipotekli taşınmazların satışı yönünde davacı banka girişimlerde bulunduğunu, asıl borçlunun ve mevcut davadan bağımsız bazı kişilerin itirazları sonucunda ipotekli taşınmazlara ilişkin dava açıldığını ve yerel mahkemece karara bağlandığını, an itibarı ile derdest durumda olduğunu, Kovancılar Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında ipotek konulan 3 adet daire üzerindeki ipoteği kaldırdığını ancak 7 adet daire üzerindeki ipoteğin devam ettiğini, kaldı ki davacı bankanın toplam alacağının, ipotekli olan 3 adet dairenin satılması durumunda dahi kapanacağını, belirtilen bu nedenlerden de anlaşılacağı üzere davacının tamamen art niyetli bir şekilde hak etmemiş olduğu faiz alacağını taraflarından talep ettiğini, davacı tarafın aynı alacağa ilişkin daha önce ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yaptığını, dava konusu alacağı tekrardan şahsından ve diğer kefillerden istemekte olduğunu, davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı bir şekilde tarafına dava açtığını ve dava konusu alacak sanki sözleşmeden kaynaklı ana para (asıl alacak) gibi gösterilmek suretiyle istendiğini, oysa ki dava konusu alacak asıl borçlu ile davacı banka arasında yapılan sözleşmeden kaynaklı faiz alacağı olduğunu, mahkemece davacı ve asıl borçlu arasındaki icra takip dosyalarını ve yine aynı alacağa ilişkin açılan diğer bütün davaları incelemesi durumunda davacının haksız bir şekilde tarafından dava konusu alacağı talep ettiğinın açıkça ortaya çıkacağını, daha net bir ifadeyle anlatmak gerekirse davacı tarafın gerek yapmış olduğu icra takiplerinde gerekse de asıl borçlu ve kefiller adına açmış olduğu davalarda asıl alacağına her türlü faiz alacağını ekleyerek talepte bulunduğunu, faize faiz yürütülemeyeceğini, ayrıca her ne kadar dava dilekçesinde tarafına borcun ödenmediği yönünde ihtar çekildiği iddiası var ise de ve bu ihtar nedeniyle şahsının ve diğer kefillerin temerrüde düştüğü belirtilmişse de bu durumun da hukuka aykırı olduğunu, TTK.’nun 8.maddesinde de belirtildiği üzere dava dilekçesinde belirtilen faiz alacağının tacir olmayana uygulanmayacağını beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Diğer davalılar, usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Taraflarca dosyaya sunulan deliller incelenmiş, davacı bankadan icra takibine dayanak teşkil eden kredi sözleşmeleri ve ekleri celp edilerek dosya arasına kazandırılmış, Diyarbakır İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden dosya arasına eklenmiş, bankacı bilirkişi …. tarihli bilirkişi raporu, yine bankacı bilirkişi …………’dan …….. tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Dava, davacı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırıldığı iddia edilen taksitli ticari kredi ve borçlu cari hesap kredisine konu borcun ödenmediğinden bahisle davalı asıl borçlu ve kefiller aleyhine başlatılan icra tabibine vaki itirazların icra takibine konu edilen her iki kredinin de teminatı olarak alınan ….. TL ipotek bedeli düşüldükten sonra bakiye kalan miktara ilişkin itirazın iptali istemine ilişkindir.
Diyarbakır İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacı banka tarafından …. tarihinde davalı şirket, diğer davalılar … ve …..ile dava dışı …. aleyhine taksitli ticari krediden kaynaklı …. TL asıl alacak, …. TL işlemiş faiz, … TL BSMV ve … TL masraf olmak üzere toplamda …. TL ile borçlu cari hesap kredisinden kaynaklı … TL asıl alacak ve .. TL işlemiş faiz ile …. TL BSMV olmak üzere toplamda …. TL olmak üzere ve her iki krediden kaynaklı toplam ….’den ipotekle teminat altına alınan …. TL mahsup edildikten sonra kalan .. TL’nın ve sorumlu olunan asıl alacak tutarlarına takip tarihinden alacağın tahsil tarihine kadar hesap tablolarında belirtilen oranlardan işleyecek temerrüt faizi ile birlikte ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla açıklaması ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu şirket ile davalı borçlular … ve …..’in gönderilen ödeme emrine karşı süresinde itiraz ettikleri, davalı borçluların borca itiraz dilekçelerinin davacı alacaklı tarafa tebliğ edilmediği, arabuluculuk sürecinin davalıların görüşmeye katılmaması nedeniyle görüşme yapmadan anlaşamama ile sonuçlandığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında alınan …. tarihli birkişi raporunda; davacı bankanın icra takip tarihi itibarıyle davalı asıl borçlu ….. Paz. San. Tic. Ltd. Şti. İle davalı kefiller ….. ve …’den …-.. nolu taksitli ticari krediden kaynaklanan … TL asıl alacak, … TL faiz ve … TL BSMV olmak üzere toplam … TL alacağı olduğu (..-..=… TL fazla talep edildiği), borçlu cari hesap kredisinden kaynaklı ise, … TL asıl alacak, … TL faiz ve …. TL BSMV olmak üzere toplam … TL alacağı olduğu ,( ..-..=… TL fazla talep edildiği), icra takibinde masraf kalemi olarak talep edilen … TL noter ihtarname makbuzunun dosyaya ibraz edilmesi halinde hesaplamaya dahil edilmesi gerektiği, davacı bankanın takip tarihi itibarıyle her iki krediden kaynaklı toplam … TL alacaklı olduğu (masraf kalemi hariç), ipotekle teminat altına alınan … TL mahsup edildiğinde kalan alacak miktarının … TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce … tarihli celsede davacı vekilinden talep sonucunun açıklanmasının istenmesi üzerine davacı vekili, icra takibine konu edilen ticari kredi sözleşmesi ve cari hesap özetine dayalı tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile icra takibi başlattıklarını, her iki borcun teminatı olarak da toplamda …. TL civarında ipotek mevcut olduğunu, ipotek bedeli düşüldükten sonra bakiye kalan kısım yönünden eldeki itirazın iptali davasını açtıklarını, buna ilişkin celse arasında beyanda bulunacaklarını ve ilgili ipotek resmi senedinin numarasını bildireceğini beyan etmiş olmasına rağmen talep sonucunun açıklanmasına ve ipotek resmi senedine ilişkin beyanda bulunmamıştır.
Davacı vekili … tarihli celsede; her ne kadar mahkemece taraflarına ipoteğe dair açıklama yapılması ve beyanda bulunulması için süre verildiği ve bu süre içerisinde taraflarınca bu yönde bir beyanda bulunulmamış ise de, davaya konu edilen ipotek miktarının …. TL olduğu, ipoteğin takibe konu edilen her iki kredi sözleşmesinin teminatı olarak alındığını, bu yönde tahkikat yapılmasına gerek bulunmadığını beyan etmiştir.
Mahkememizin … tarihli celsesinde; davaya konu icra takibini taksitli ticari krediden kaynaklanan asıl alacak işlemiş faiz ve BSMV ile borçlu cari hesap kredisinden kaynaklanan asıl alacak işlemiş faiz ve BSMV olmak üzere her iki kredi yönünden asıl alacak işlemiş faiz ve BSMV olmak üzere toplamda …. TL’nin tahsili amacıyla başlatıldığı, eldeki itirazın iptali davasının ise krediler kapsamında teminat altına alınan … TL’nin mahsubu sonucu bakiye kalan miktar yönünden itirazın iptali istemi ile açıldığı ve harca esas değerinin …. TL olarak gösterildiği ancak ipotek miktarının takibe konu yapılan hangi alacak yönünden mahsubuna ilişkin bir açıklamaya yer verilmediği belirtilerek, davacı vekiline 6100 Sayılı HMK’nın 119/1-ğ gereğince ipotek miktarının takibe konu edilen hangi alacak yönünden mahsup edildiği ve eldeki itirazın iptali davasının takibe konu edilen hangi alacak yönünden açıldığını açıklaması için 1 haftalık kesin süre verilmiş ve aksi takdirde 6100 Sayılı HMK’nın 119/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ihtar edilmiştir.
Davacı vekili … havale tarihli dilekçe ile, davalı borçlulardan olan ve alacakların teminatında yer alan …. TL bedelli ipoteğin takipte bulunan her iki kredi için geçerli olmakla beraber ipoteğin hangi krediye özgülendiğinde ısrarcı olunması halinde, borçlu cari hesap yönünden kefilleri kapsayacak şekilde dikkate alınmasını talep ettiklerini, her iki kredi türünde de takip açılışına konu temerrüt faiz oranı (%48) olduğundan hesaplanma noktasında değişiklik oluşmayacağını beyan etmiştir.
Her ne kadar davacı vekili tarafından ipotek miktarının borçlu cari hesap kredisi yönünden dikkate alınması talep edilmiş ise de, icra takibinde borçlu cari hesap kredisinden kaynaklı …. TL asıl alacak ve …. TL işlemiş faiz ile …. TL BSMV olmak üzere toplamda … TL alacak gösterilmiştir. Bu bedel … TL ipotek miktarından düşüktür. İpotek limitinden kalan miktarında taksitli ticari krediden kaynaklı talep edilen asıl alacak ve işlemiş faiz ile BSMV’den hangisine hasredildiğine yönelik kesin süre içerisinde herhangi bir beyanda bulunulmamıştır. Bu haliyle. Davacının talebi açık olmadığından tahkikat yapılması ve bu takip talebine göre hüküm kurma olanağı bulunmadığı anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK.’nun 119/1-ğ ve 119/2.maddeleri gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 Sayılı HMK’nun 119/1-ğ ve 119/2. maddeleri gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan, başlangıçta yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu bakiye 210,55 harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk aşaması görüşme sonucunda anlaşamama ile sonuçlandığından, 6325 Sayılı HUAK’nun 18/A-13 maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
5-Davacı yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim