Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/2212 E. 2022/1460 K. 22.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2021
KARAR TARİHİ : 22/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali ve munzam zarar davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ve babası tarafından inşa edilen binanın ince işlerininin yapımını üstlendiğini, yapılan işlere karşılık bir dükkan, bir daire ve 128.000,00 TL nakit para verilmesi gerektiğini, dükkan tapusunun 4 yıl gecikmeli olarak verildiğini, daire tapusunun ise hiç verilmediğini, inşaat süresince davalı nakit sıkıntısında iken müvekkilden 45.000,00 TL’lik çek aldığını, uşun bitmesine rağmen daire dışında davalının toplamda ödemesi gereken 128.000,00 TL’nın da ödenmediğini, araya aracıların girmesi üzerine davalı ile sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre daire değeri 100.000,00 TL kabul edilerek dairenin tapusu 28.12.2018 tarihine kadar verilmezse verilen çek karşılığı da dahil olmak üzere davalı tarafından 145.000,00 TL ödeneceği, ayrıca 31.12.2018 tarihine kadar 28.000,00 TL 28.02.2019 tarihine kadar 50.000,00 TL ve 31.03.2019 tarihine kadar 50.000,00 TL ödenerek borcun tasfiyesinin kararlaştırıldığını, yapılan bu sözleşme gereğince davalının sadece 45.000,00 TL’lik hatır çekini iade ettiğini, bakiye 228.000,00 TL’nın müvekkile iade edilmediğini, alacağın tahsili için Diyarbakır İcra Müdürlüğünün ……….. esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ve takibin devamı ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve müvekkilinin munzam zararının da tespit edilerek tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının üstlenmiş olduğu edimleri zamanında ifa etmediği gibi belirlenen malzemelerin yerine ucuz malzemeler kullandığını, işçiliğinde iyi yapılmadığını, yapılan işlerin eksik teslim edildiğini, buna rağmen davacıya ödenmesi kararlaştırılan tüm ödemelerin müvekkili tarafından gerçekleştirildiğini, davacının yaptığı işler karşılığı yapılan nakit ödemeler dışında bir dükkan ve daire verildiğini, dükkan ve dairenin tapusunun davacının göstermiş olduğu dava dışı üçüncü kişilere devredildiğini, yapılan işler karşılığı davacı tarafından fatura düzenlenmesi gerekirken sonradan vergi kaydının olmadığını bildirerek fatura vermediğini, fatura ibraz edilmediğinden KDV iadesinin alınamadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali ile munzam zararın tespiti ve tahsili istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir. Kanunun 5. maddesi uyarınca ticari davalarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olup, Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
Davalının esnaf mı yoksa tacir mi olduğunun tespiti amacıyla gerekli müzekkereler yazılmış olup, Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen cevabı yazıda, davalının ticaret sicilinde kaydının bulunmadığı, Vergi Dairesinden gelen müzekkere cevabında ise davalının sadece Gayrımenkul Sermaye İradı mükellefiyetinin bulunduğu, bunun haricinde herhangi bir ticarete bağlı kaydının bulunmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, davacı vekili 22.03.2022 tarihli celsede, müvekkilinin Esnaf ve Sanatkarlar Odası ve Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde herhangi bir kaydı bulunmadığı gibi vergi kaydının da bulunmadığını beyan etmiştir.
Somut olayda, davacı vekilinin, davacı asilin esnaf ve tacir kaydı ile vergi kaydının olmadığına yönelik beyanı ve davalının esnaf mı yoksa tacir mi olduğunun tespiti amacıyla yazılan müzekkere cevapları hep birlikte değerlendirildiğinde tarafların tacir olmadığının kabulü gerekir. Taraflar tacir olmadığından ve uyuşmazlıkta 6102 sayılı TTK.’nun 4. maddesinde düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığından uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemeleri görevli değildir.
Sonuç olarak, ticari dava olmayan ve malvarlığına ilişkin açılan davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Açıklanan nedenlerle Asliye Hukuk Mahkemelerine görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hukum kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Ayrıntılı Olarak Yukarıda Açıklanan Sebeplerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli ve yetkili mahkemenin Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 20.maddesi gereği kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya bulunulan yer mahkemesine başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli DİYARBAKIR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine, aksi takdirde dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-H.M.K.’nın 331/2. maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde tarafların mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri bir dilekçe ile istinaf için Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine başvurma hakları hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/04/2022

Katip Hakim