Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/2192 E. 2022/1849 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2021
KARAR TARİHİ : 26/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait …………….. Plakalı araç kaza meydana gelmiş olup aracın hasara uğramış olduğunu, oluşan zararın tamamının ödenmediğini, Kazanın tamamen ………. Plakalı aracın kusuru ile gerçekleşmiş olduğunu, müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını, ………….. PLAKALI kusurlu araç …………… Anonim Şirketi ‘den 24/03/2021 başlangıç 24/03/2022 bitiş tarihli ……………….numaralı genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkil kaza sonrası sigorta şirketine kazayı ihbar etmiş olup, ardından söz konusu dosyaya Expertiz Şirketi exper olarak atanmış olup, bu expertiz şirketi müvekkilinin aracının kaza sonucu ağır hasar (pert) ön raporu düzenleyerek müvekkilinin aracının tamir edilemeyecek kadar ağır hasara uğradığını, aracın perte ayrılmasını, hem kendilerine hem de sigorta şirketine bildirmiş olduklarını, ardından yapılan görüşmelerde müvekkiline tam zararını karşılamayan bir ödeme yapılmış olduğunu, ancak bu ödeme müvekkilinin tam zararını hiç bir şekilde karşılamamış olduğunu, davalı sigorta şirketine zararın karşılanması için yapılan başvuruya cevap vermemiş olduğunu, 100,00 TL’nin (bilirkişi marifetiyle araç rayiç bedel tespit edildikten sonra artırılmak üzere ) davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini, tüm yargılama harç ve giderleriyle vekalet ücretinin davalı sigorta şirketi üzerine bırakılmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazanın müvekkil sigorta şirketine ihbar edilmesi sonrasında müvekkil şirket nezdinde için …………… nolu hasar dosyası açılmış ve davacıya ait araçta meydana gelen hasar bedeli miktarının tespiti için ekspertiz ataması yapılmış olduğunu, …………… total işleminde kaza tarihi itibariyle sigortalı aracın özelliklerine istinaden piyasa rayiç değeri 520.000,00 TL olarak tespit edilmiş olduğunu, sigortalı tarafından sigortalı araç satın alınırken ruhsatta belirtildiği üzere “engelli aracı – hususi” olarak alınması ve engelli aracı olarak alınmasıydı ödenmesi gereken 124.559,00 TL ÖTV bedelinin sigortalı tarafından ödenmemesi sebebiyle pert işlemine tabii tutulurken de müvekkil şirket tarafından ÖTV bedeli tenzil edilerek 395.441,00–TL üzerinden sigortalı ile mutabık kalınmış olduğunu, bu doğrultuda 299.856,00 TL müvekkil şirket tarafından; kalan 95.585,00 TL ise sovtaj alıcısı tarafından sigortalıya ödenmiş olduğunu, araç sahibi davacının kaza tarihinde henüz 5 yaşını doldurmamış aracının pert olması durumunda hasarını ÖTV’li olarak talep etmesinin sebepsiz zenginleşmeye mahal vereceğini, Yasaların engelli kişilere tanıdığı ÖTV’siz araç edinme hakkının, sınırsız bir hak olmadığını, 5 yıldan önce o aracı ÖTV ödemeksizin devretme hakkı vermediğinden ve 5 yaşını doldurmadan hurdaya çıkan aracın yerine yine ÖTV ödemeksizin araç edinme imkanı tanındığından, araç sahibinin kazaya konu aracının hasar bedelini ÖTV’li olarak talep etmesi hukuka uygun görünmemekle birlikte kötü niyetli olduğunun belirtildiği, haksız davanın reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini, talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
07.11.2013 tarihinde kabul edilen, 28.11.2013 tarihli 28835 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra, “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde: “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik işlemleri kapsar” hükmüne yer verilmiş; Yasa’nın 3.maddesinin (1.) bendinin (1) alt bendinde: “Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi”; aynı maddenin (k) alt bendinde ise: “Tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine aynı maddenin (d) alt bendinde: “Hizmet, bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu ifade eder” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bir hukuki işlemin, 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için; yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında, mal veya hizmet satışının: başka bir ifade ile bir tüketici işleminin olması gerekir.
6502 sayılı Yasanın 73/1’inci maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davaların, tüketici mahkemelerinde çözümleneceği” öngörülmüştür.
Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı kasko sigorta sözleşmesine dayalı hasar tazminat talebidir.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. İş bu dosya açısından da her ne kadar duruşma günü verilmiş ise de dosya incelemesinde gelen yazı cevaplarına binaen aracın hususi olması da dikkate alınarak yargılamanın sürüncemede kalmaması adına dosya üzerinden inceleme yapılmıştır.
Konuyla ilgili olarak Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, 2016/3024 Esas ve 2016/4799 Karar sayılı kararında diğer çok sayıda kararında olduğu gibi “Eldeki davada, davacı ile davalı sigorta şirketi arasında kurulan kasko sigorta poliçesine ilişkin sözleşme 6502 sayılı TKHK’nın 3. maddesi anlamında bir tüketici işlemi olup” demek suretiyle yargı yeri olarak tüketici mahkemesi olması gerektiğini belirtmiştir.
Somut olayda da, davalı şirket ile davacı arasındaki ilişki ise 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır. Açıklanan nedenlerle Tüketici Mahkemelerine görevsizlik kararı verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı yukarda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114. ve 115. mad. gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE,
2-Tarafların görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli DİYARBAKIR NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yokluğunda verilen karara karşı 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2022

Katip Hakim