Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/2176 E. 2023/45 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 06/12/2019
KARAR TARİHİ : 12/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL DAVA :Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı …Ltd.Şti. Arasında … tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme uyarınca Diyarbakır İli, … İlçesi, … Ada, … Parsel numarasında bulunan …Blok …Kat… numaralı ve … Blok … Kat … numaralı gayrimenkulleri üzerindeki hak ve hisselerin tamamının müvekkiline satılmasının kararlaştırıldığını, satış bedelinin … TL olarak belirlendiğini, ödemelerin … TL’nin peşin, … TL’nin çek olarak, … TL eski bakiyeye istinaden ve … TL’nin … defter tasdik ücreti olarak düşürülerek geriye kalan bakiye … TL’nin ise peyder pey ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sözleşme uyarınca gayrimenkulün sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren müvekkiline ait olacağı, satış bedelinin tamamının ödenmesine müteakip tapu devrinin yapılacağının kararlaştırıldığını, müvekkilinin bakiye borç miktarı olan … TL’yi ödemek ve gayrimenkullerin kendi üzerine devrini sağlamak amacıyla davalı şirket yetkilileriyle iletişime geçtiğini, ancak davalı şirket yetkililerinin gayrimenkulleri müvekkili adına tescil etmekten imtina ettiğini, bunun yanında davalı şirket, akdedilen sözleşme gereği satmayı taahhüt ettiği ve zilyetliğini müvekkile verdiği Diyarbakır İli …İlçesi …Ada, … Parsel Numarasında kayıtlı … …Blok …. Kat … numaralı Gayrimenkulü başka bir kişiye devrettiğini, müvekkilinin zarara uğradığını, bu nedenlerle: Diyarbakır …, … İlçesi, … Ada, … Parsel numarasında bulunan … Blok …. Kat … numaralı gayrimenkul ile haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli şekilde başkasına devredilen Diyarbakır İli, … İlçesi, … Ada, … Parsel numarasında bulunan … Blok …. Kat … numaralı gayrimenkulün müvekkili tarafından bakiye borcun ödenmesi ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
ASIL DAVA CEVAP :
Asıl davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu taleplerin hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, tüm taleplerinin ve davanın müvekkili yönünden reddi gerektiğini, geçerli bir satış sözleşmesi veya satış vaadi sözleşmesi olmadığından arsa maliki müvekkiline husumet yöneltilmesi ve tapu iptali ve tescil davası açılmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin, davacı ve diğer davalı …İnşaat ile taşınmazların satışına yönelik hiçbir tasarrufunun olmadığını, nitekim dava dilekçesinde de davacının ödemelerini diğer davalı … İnşaat’a yaptığını beyan ettiğini, davacı ile müvekkili arasında hiçbir suretle, ticari-hukuki bir ilişki olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı …İnşaat…Ltd.Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle: davanın öncelikle pasif husumet yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafından dava konunu edilen sözleşmenin esas itibariyle gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi niteliğinde olmadığını, ortada hukuken geçerli bir sözleşme bulunmadığını, Türk Medeni Kanunu’nun 706. maddesi gereğince taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan bütün sözleşmelerin geçerliliğinin resmi şekilde yapılmasına bağlı olduğunu, resmi şekilde yapılmayan gayrimenkul satış sözleşmelerinin geçersiz olduğunu, taraflar arasında hiçbir bağlayıcılıklarının olmadığını, sözleşme içeriğinde her ne kadar satış bedelinin … TL’lik kısmının peşin olarak ödendiği belirtilmiş ise de bu durumun gerçeği yansıtmadığını, ayrıca davanın asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA :
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin … İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ ile akdetmiş olduğu … tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi ile satın aldığı davalı arsa sahipleri adına kayıtlı Diyarbakır İli … İlçesi …Ada, … Parsel Numarasında kayıtlı … … Blok …. Kat … numaralı ve … Blok …. Kat … numaralı gayrimenkuldeki hak ve hisselerinin tamamının müvekkili adına tescilini, Diyarbakır … Tüketici Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının mahkememiz dosyası ile aralarında hukuki irtibat bulunduğunu dosyaların birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA CEVAP :
Dava dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği, ancak davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DEĞERLENDİRME :
Dava tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren Yasanın 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
6102 sayılı TTK m. 4 hükmünde, bir davanın ticarî dava niteliğinde olup olmadığının tespiti bakımından üç ayrı kıstas kabul edilmiştir:
(i) Bunlardan ilki, tarafların sıfatına ve işin ticarî işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ve başka hiçbir şart aranmaksızın TTK veya diğer kanunlarda ticarî sayılan davalardır (mutlak ticarî davalar). Mutlak ticarî davalar herhangi bir unsurun, bağlama noktasının veya sebebin davanın ticarî niteliğini değiştirmediği, mahkemenin kanaatinin rol oynamadığı davalardan olup; TTK m. 4(1) hükmünde (a) ilâ (f) bentlerinde sayılmıştır.
(ii) İkincisi ise, yalnızca bir ticarî işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticarî nitelikte kabul edilen davalardır. TTK m. 4(1)-son cümle hükmü uyarınca ikinci grup ticarî davalar, yalnızca bir tarafın ticarî işletmesini ilgilendiren havale, vedia (saklama) sözleşmesi ile fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalardır. Bu nevi davaların ticarî nitelikte sayılması için yalnızca bir tarafın ticarî işletmesiyle ilgili olması TTK’da gerekli ve yeterli görülmüştür.
(iii) Üçüncü grup ise, nispî ticarî davalar olup, TTK m. 4(1) hükmü uyarınca her iki tarafın ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticarî dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticarî dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticarî işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticarî iş niteliğinde olması veya ticarî iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticarî sayılması davanın ticarî dava olması için yeterli değildir. TTK m. 19/2 hükmü uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş niteliğindeki bir sözleşmenin diğer taraf için de ticarî sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira TTK, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı “ticarî iş” esasına göre değil, “ticarî işletme” esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticarî nitelikte olması tek başına davayı ticarî dava haline getirmez.
Somut olayda; davalılardan biri tacir ise de davacı …’in tacir olup olmadığı husunda mahkememizce araştırma yapılmış, Diyarbakır Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanlığına ve Diyarbakır Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevaplarından davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Bu sebeple dava nispi ticari dava olarak değerlendirilememiştir.
Davacı, davalı … Ticaret Limited Şirketi tarafından kendisine dava konusu taşınmazın satılmasına karşın devrin yapılmadığı diğer davalılar adına tescil yapıldığı bu sebeple tapu iptal ve tescil ile alacak talebinde bulunulmuş olmakla davanın hukuki dayanağını 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu oluşturmaktadır. Söz konusu dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmemiş olmakla mutlak ticari dava olarak da ele alınamayacağından görevli mahkemenin genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM-Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Diyarbakır Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan Üye Üye Katip