Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/2056 E. 2022/2036 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/12/2021
KARAR TARİHİ : 06/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Kurumun, 233 sayılı KHK uyarınca kurulmuş bir kamu iktisadi teşebbüsü olduğunu, bina ve eklentilerinin güvenliğinin sağlanmasının ihale yöntemiyle özel güvenlik şirketlerinden aldığını, Özel güvenlik hizmetinde, ihale edilen her bir yüklenici firmanın ihale konusu hizmeti yürütmek üzere çalıştıracağı işçileri kendilerinin belirlemekte olduğunu, söz konusu firmalarla yapılan sözleşmeler gereği işe alma ve işten çıkarma yetkileri ile bundan doğacak sorumluluğun bu firmalara ait bulunduğunu, Zaten işin doğası gereği de; ihale makamı olan Müvekkili Kurumun, hizmet alımı için ihaleye çıkarak, söz konusu güvenlik işini ihale usulü gereği en uygun teklifi veren firmaya bırakmakta ve bu firma da kendi çalıştırdığı işçileri ile bu hizmeti verdiğini, Kendi işçileri açısından doğacak sorumlulukların da bu firma tarafından yerine getirilmesi gerektiğinin açık olduğunu, Dava dışı ….I’nın (T.C.No: …) adlı özel güvenlik işçisinin, müvekkili Kurumun özel güvenlik işlerini üstlenen davalı şirket bünyesinde …/2012-…/2020 tarihleri arasında çalışmakta iken, yüklenici firma tarafından da iş akdi sona erdirildiğini, Dava dışı …I’nın (T.C.No: ….) tarafından Diyarbakır 5.İş Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasıyla açılan işe iade davasında verilen… sayılı işe iade kararının, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesinin … Esas ve…. sayılı kararı ile kesinleştiğini, kesinleşen işe iade kararına istinaden dava dışı işçinin davalı alt işveren firmaya yapmış olduğu başvuruya rağmen ,dava dışı işçinin işe başlatılmaması üzerine işe iade kararında hüküm altına alınan boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatı toplamı olan brüt 31.433,44 TL’nin dava dışı işçinin vekiline …/2021 tarihinde ödendiğini, (Boşta geçen süre ücretinden SGK şahıs payı düşüldükten sonra brüt rakam belirlendiğinden, dava dışı işçi vekiline net 29.110,10 TL ödendiğinden), anılan yargılamada hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderinin Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasıyla ilamlı icra takibine konulduğunu ve müvekkili kurumca da ilgili icra dosyasına…/2021 tarihinde ödendiğini, dava dışı işçi ….I’nın (T.C.No: ….) en son sözleşmesel çalışma dönemini….2019-…2020 tarihleri arasında …Ltd.Şti. Bünyesinde Müvekkili İdare ile firma arasında imzalanan sözleşmeye istinaden çalıştığını, verilen işe iade kararına istinaden davalı şirkete yapılan işe iade başvurusunun davalı işveren tarafından kabul edilmemesi üzerine hükümde belirtilen boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatını müvekkili kurumun ödemek zorunda kaldığını, işe iadenin davalı şirket tarafından yapılmaması nedeniyle müvekkili kurum tarafından ödenen işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretlerinden, iş mahkemesinde yapılan yargılamada hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderinden, dava dışı işçiyi işten geçerli bir sebep olmaksızın çıkartmış olması ve verilen işe iade kararına rağmen işe başlatmamış olmasından dolayı davalı şirketin sorumluluğu söz konusu olduğundan bahisle dava dışı işçiye ödenen tutarların rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dışı işçinin ödemeye esas tüm çalışmasının farklı alt işverenler nezdinde geçtiğini, müvekkili şirkette …2019-….2020 tarihleri arasında çalışmış olup davacı şirketin talebi ve isteği doğrultusunda tasfiye nedeni ile çıkışı yapıldığını, dava dışı işçinin farklı işverenler nezdindeki tüm çalışmasının davacı kamu kurumunda geçmiş olduğundan, sorumluluğun da kamu kurumu olan davacı üzerinde olduğunu, 6552 sayılı yasa ile 4857 sayılı yasada yapılan değişiklikler sonrası kıdem, ihbar tazminatı ile ücret, izin, fazla mesai ve genel tatil alacakları yönünden yüklenici şirketin hiçbir sorumluluğu kalmadığını, tüm tazminat ve ücret alacaklarından ilgili kamu kurum ve kuruluşu tek başına sorumlu olduğunu beyanla, davanın Kamu İhale Kurumuna ihbarını ve neticeten davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Arabuluculuk Tutanağı,
2-Diyarbakır İcra Müdürlüğünün …. sayılı İcra dosyası,
3-Taraflar arasında akdedilen sözleşme, ihale evraklarını içeren CD,
4-Dava dışı işçiye ait hizmet döküm cetveli,
5-Diyarbakır 5. İş Mahkemesinin …. Esas sayılı kararı ve kesinleşme şerhi.
GEREKÇE : Dava; davacının 4734 ve 4735 sayılı yasa hükümlerine göre davalı ile arasında imzaladığı sözleşmeden kaynaklı olarak dava dışı işçinin işe iade talebiyle ikame ettiği davada, dava dışı işçi lehine hükmedilen boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücretinin dosyamız davacısından tahsili neticesinde yapılan ödemenin davalıdan rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında …/2019 tarihinde “….2019-…/2020 tarihleri arasında …. Hizmeti Alımına ait Sözleşme”nin imzalandığı,
Taraflar arasında yapılan …Güvenlik Hizmeti Alımına ait Sözleşme’nin, Yüklenicinin Personele ilişkin Sorumlulukları başlıklı 22. maddesinde;
” Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamenin Altıncı Bölümünde belirlenmiş olup, Yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür.” hükmünün yer aldığı görülmüştür.
Davalının dava dışı işçinin iş akdine son verdiği, anılan işçinin işe iade davası açtığı, anılan davada dosyamız davacısı ve davalısının davalı konumunda olduğu, Diyarbakır 5. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında feshin geçersizliğine, işçinin işe iadesine karar verildiği, anılan kararın kesinleştiği, anılan davada dava dışı işçi lehine hükmedilen boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücretinin tümünün dosyamız davacısından tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede;
Yüklenici işçisinin hizmet aktinin feshi sonrasında işveren ve yüklenici aleyhine açtığı işe iade davasında davanın işçi lehine sonuçlandığı, işe iade edilmeme halinde de bir bedel ödenmesine karar verildiği ve işçinin işe iade edilmemesi nedeniyle işverenin işçiye bu bedeli ödediği anlaşılmaktadır.
İşçinin hizmet aktini yüklenici ile imzalamasına rağmen, işyerinin işverene ait olması nedeniyle işçinin işe iadesinin işveren ve yüklenici birlikte gerçekleştirmek zorundadır. İşverenin kabulü olmadan yüklenicinin işçiyi iade etmesi mümkün değildir. Dolayısıyla mali sorumluluklardan da taraflar müteselsil sorumlu olduğuna göre işçinin işe iade edilmemesi nedeniyle işçiye ödenen bedelden tarafların yarı yarıya sorumlu tutulmaları gerekir. (Aynı yönde Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 20/01/2020 tarih, 2019/488 Esas, 2020/247 Karar sayılı kararı)
Yine aynı yönde Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin …./2021 tarih, …. Esas, … Karar sayılı kararında,
“Dava dışı işçinin açtığı işe iade davası kabul edilmiş, işe iade edilmemesi halinde tazminat ödenmesi ve bu tazminattan davalı ve davacının birlikte sorumlu olduklarına hükmedilmiştir.
İş akdinin feshedildiği sırada davalı ile davacı arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğu, işin davacıya ait iş yerinde davalı tarafından yerine getirildiği, mahkemenin işe iade kararının işin niteliği gereği, ancak davacıya ait iş yerinde gerçekleştirilebileceği, ayrıca müteselsilen sorumluluğa karar veren mahkeme hükmü nazara alındığında dava dışı işçiye ödenen işe iade tazminatından davalının yarı oranında sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Bu gerekçeyle işe iade için ödenen bedelle ilgili davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, tamamının kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA,” hükmünün kurulduğu görülmüştür.
Neticeten Mahkememizce yapılan değerlendirmede;
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve fer’ilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin incelenmesinde; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı gibi yapılan işçilik alacağı ödemelerinin ve bunun fer’i mahiyetinde yapılan ödemelerin de aynı esasla yüklenicilerden tahsil edilebileceği anlaşılmıştır. Ancak kanaatimizce Yüksek yargı kararlarında ” boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatı ile, bunlarla birlikte talep edilen yargılama gideri ve vekalet ücretinin” aynı kurallara tabi tutulmadığı değerlendirilmiştir.
Somut olayda ise boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücretinin tamamının davalıdan rücuen tahsili talep edilmiş ise de; işe iade ile ilgili mali sorumluluklardan tarafların müteselsilen sorumlu oldukları, vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin kaynağının dosyamız davacısının dava dışı işçinin açtığı işe iade davasında davalı sıfatını haiz olmasından kaynaklandığı, Mahkemece de anılan hususta müşterek ve müteselsil sorumluluk hükmü kurduğu, taraflar arasındaki iç ilişkide de akdedilen sözleşmenin vekalet ücretini, yargılama giderini kapsadığına dair bir hüküm görülemediği, işin davacıya ait iş yerinde davalı tarafından yerine getirildiği, mahkemenin işe iade kararının işin niteliği gereği, ancak davacıya ait iş yerinde gerçekleştirilebileceği, ayrıca müteselsilen sorumluluğa karar veren mahkeme hükmü nazara alındığında dava dışı işçiye ödenen işe iade tazminatından davalının yarı oranında sorumlu olduğunun kabulü gerektiği (aynı yönde Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2019/777 Esas, 2020/1036 Karar sayılı kararı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2019/1088 Esas, 2020/2054 Karar sayılı kararı) anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında davalı vekilinin davanın Kamu İhale Kurumuna ihbarı talebinin değerlendirilmesinde, HMK 61. maddesinde davanın ihbarının şartının, taraflardan birinin davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği, Kamu İhale Kurumunun düzenleyici ve denetleyici bir kuruluş olmakla eldeki davayla bir rücu ilişkisi tüm mevzuat çerçevesinde kurulamadığı, bu nedenle mesnetsiz ihbar talebinin yargılamanın sürüncemede kalmaması da gözetilerek reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinden dava dışı kişiye ödenen meblağ ile eldeki davadaki talep sonucunun farkının sebebine dair sorulunca da, ” işe başlatmama tazminatına dair talep sonucumuzun bir kısmı dava dışı işçi vekiline ödenen tutara ilişkindir. Bu kaleme ilişkin bakiye talebimizin sebebi SGKişçi payı düşüldükten sonra bu bedel üzerinden belirlenen gelir vergisi ve damga vergisidir. davamızın kabulüne karar verilmesini talep ederiz, ” dediği görülmekle anılan talep hakkında Mahkememizce yapılan değerlendirmede;
Rücuen tazminat istemiyle açılan davalarda mahkemenin iş mahkemesinde verilen karar ile bağlı olduğu, işçilik alacaklarının brüt, net olarak yeniden değerlendirilmesi yapılamayacağı, davacının dava dışı işçiye ödediği miktarın karar altına alınması gerektiği sonucuna varılarak, iş mahkemesi kararını ortadan kaldıracak şekilde karar verilemeyeceğinden (aynı yönde Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 09.03.2020 tarih, 2019/1025 Esas, 2020/1623 Karar sayılı kararı) davacının SGK payı ve vergi ödemesi başlığı altında yaptığı ödemeler, dava dışı işçiye yapılmamış olmakla rücuya da konu olamayacağı değerlendirilerek hüküm net ödenen tutar üzerinden kurulmuş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ ile, dava dilekçesinde işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti olarak ödendiği ve bu sebeple davalıdan rücuen tahsili talep edilen tazminat kalemine ilişkin olarak tarafların yarı yarıya sorumlu olması gerektiği değerlendirilmekle, ödeme tarihi olan …./2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte 14.555,05 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Dava dilekçesinde mahkeme vekalet ücreti ve yargılama gideri olarak ödendiği ve bu sebeple davalıdan rücuen tahsili talep edilen tazminat kalemine ilişkin olarak tarafların yarı yarıya sorumlu olması gerektiği değerlendirilmekle, ödeme tarihi olan …./2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte 2.266,10 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 1.149,05 TL harçtan, peşin alınan kısmın mahsubu ile bakiye 534,84 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafın ödediği 59,30 TL başvurma harcı, 614,21 TL peşin harç ve 8,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 682,01 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 5,50 TL posta ve tebligat giderinin kabul red oranına göre belirlenen 2,57 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından anılan hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7- Davacı taraf davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8- Davalı taraf davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9- 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki taraf için iki saatlik ücret tutarı karşılığı olan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre belirlenen 617,36 TL’sinin davalıdan, 702,64 TL’sinin ise davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10- HMK.’nın 333. maddesi ve HMKY’nin 47. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının yazı işleri müdürü tarafından ilgilisi hesap numarası bildirilmiş ise hesabına aktarılmasına, aksi halde masrafın gider avansından karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilerek iadesinin sağlanmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip Hakim