Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/2053 E. 2022/2401 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALILAR :

VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/12/2021
KARAR TARİHİ : 04/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı ….. vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Kurumun, 233 sayılı KHK uyarınca kurulmuş bir kamu iktisadi teşebbüsü olduğunu, bina ve eklentilerinin güvenliğinin sağlanmasının ihale yöntemiyle özel güvenlik şirketlerinden aldığını, Özel güvenlik hizmetinde, ihale edilen her bir yüklenici firmanın ihale konusu hizmeti yürütmek üzere çalıştıracağı işçileri kendilerinin belirlemekte olduğunu, söz konusu firmalarla yapılan sözleşmeler gereği işe alma ve işten çıkarma yetkileri ile bundan doğacak sorumluluğun bu firmalara ait bulunduğunu, Zaten işin doğası gereği de; ihale makamı olan Müvekkili Kurumun, hizmet alımı için ihaleye çıkarak, söz konusu güvenlik işini ihale usulü gereği en uygun teklifi veren firmaya bırakmakta ve bu firma da kendi çalıştırdığı işçileri ile bu hizmeti verdiğini, Kendi işçileri açısından doğacak sorumlulukların da bu firma tarafından yerine getirilmesi gerektiğinin açık olduğunu, Dava dışı ….. (T.C.:….) adlı özel güvenlik işçisinin, müvekkili Kurumun özel güvenlik işlerini üstlenen davalı şirket bünyesinde ….2013-…../2013 tarihleri arasında çalışmakta iken, yüklenici firma tarafından da iş akdi sona erdirildiğini, Yukarıda arz ve izah ettiğimiz nedenlerle fazlaya ilişkin hak ve taleplerimiz saklı kalmak kaydıyla arabuluculuk sürecindeki anlaşma neticesinde dava dışı işçiye ve arabulucuya yapılan toplam ödeme miktarı olan 30.900,00 TL alacağın şimdilik 10.500,00 TL’sinin, 100,00 TL/’lik kısmının ödeme tarihi olan ……/2020 tarihinden, arabulucu ücreti olarak ödenen miktarın ise şimdilik 10,00 TL’lik kısmının …./2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan …..Tic Ltd.Şti’den alınarak müvekkiine ödenmesini, 10.000,00 TL’lik kısmının ödeme tarihi olan ……/2020 tarihinden, arabulucu ücreti olarak ödenen miktarın ise şimdilik 280,00 TL/’lik kısmının …../2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan …..Tic Ltd.Şti ve ….. Hizmetleri Ltd. Şti’den müşterek ve Müteselsilen alınarak müvekkiline ödenmesini, 100,00 TL’lik kısmının ödeme tarihi olan …/2020 tarihinden, arabulucu ücreti olarak ödenen miktarın ise şimdilik 10,00 TL’lik kısmının …./2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan ….. Tic. Ltd.Şti ….. Ltd. Şti ve ….. Tic.Ltd.Şti”den müşterek ve müteselsilen alınarak müvekkilime ödenmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraflara yükletilmesini talep ve dava etmiş olduğu anlaşıldı.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ekinde dava dışı işçiye arabulucu anlaşma belgesine istinaden yapılan ödemelere dair dekont ve arabulucu anlaşma belgesi, dava dışı işçinin çalıştığı süreçte davalılarla imzalanan hizmet alım sözleşmeleri, tüm teknik şartnameler ve sözleşmelerin yer aldığı CD.
Sosyal Güvenlik Kurumundan dava dışı işçinin davalı şirket nezdinde çalıştığı dönemlere ilişkin ilgili kayıtlar, işyeri özlük dosyası,
Hesap bilirkişinden …./2022 tarihli bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi gereğince, dava dışı ….’A ödenen kıdem tazminatının davalı şirketlerden rücuen tahsili talebidir.
Davacı ile davalı şirketler arasında özel güvenlik hizmeti işinin gördürülmesine ilişkin hizmet alım sözleşmelerinin imzalandığı, hizmet alan davacı tarafından hizmet alım sözleşmesine istinaden istihdam edilen dava dışı …..’a kıdem tazminatına ilişkin ödemeler yapıldığı, davacı tarafından sözleşme tarafı davalılara rücu talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda somut olayda uyuşmazlığın, davacının, dava dışı çalışana ödediği kıdem tazminatı bedeli için davalılara rucü şartlarının oluşup oluşmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davalıların kıdem tazminatı ödemesinden sorumlu olup olmadıkları, sorumlu ise miktar noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Dava konusu olayda davacı ile davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeriyle ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada Kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi karalaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir.
Müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleriyle düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir.
Davalı şirketler vekili zamanaşımı def’inde bulunmuş ise de; davaya konu sözleşmeler 6098 sayılı TBK’nun yürürlükte olduğu dönem içinde düzenlenmiş olup TBK m.146’ya göre sözleşmeden kaynaklanan alacak davaları on yıllık zamanaşımına tabidir. Eldeki davada alacak talebi sözleşmeye dayandığına ve dava ödeme tarihinden itibaren on yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığına göre, zamanaşımı def’i yerinde değildir. TBK’nun 73. maddesi “haksız fiillerden doğan borç ilişkileri” başlıklı “ikinci ayrım” içinde düzenlenmiş olup haksız fillere ilişkindir ve sözleşmeden kaynaklanan davalarda uygulanma imkanı olmayacaktır.
Dosya ekinde bulunan sözleşmeler ve diğer bilgi ve belgeler incelendiğinde, davacı kurum ile davalı şirketler ….. Tic. Ltd Şti – arasında imzalanan hizmet alım sözleşmeleri incelendiğinde; hizmet alımı kapsamında çalıştırılacak işçi ücret ve tazminatlarından hangi tarafın sorumlu olduğuna ilişkin bir hüküm bulunmadığı anlaşılmıştır. 2016/2020 tarihlerinde imzalanan teknik şartnamenin 8.E.6 son paragrafı ile 14. Madde 6. Fıkra 3. Paragrafında “..Hizmet personelinin (kıdem tazminatı hariç olmak üzere) maaşları, yol yemek, ödül, ceza, maaş artışı ve buna benzer sosyal hakları ile iş hukuku mevzuatında belirtilen her türlü sorumluluk, vergi harcama işlemleri yüklenici tarafından sözleşme kapsamında yapılacaktır. …” şeklindeki hüküm ile kıdem tazminatı dışında hizmet personelinin tüm sorumluluğu alt işveren yüklenicide olduğuna dair hüküm olduğu anlaşılmıştır.
05/10/2019 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 2019/42 Esas, 2019/73 Karar sayılı ve 19/09/2019 tarihli kararı ile; 7166 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. maddesine eklenen 6. fıkranın ve 12. maddesiyle 4857 sayılı Kanuna eklenen geçici 9. maddenin 1. cümlesinin Anayasaya aykırı olduğu tespit edilerek, bu maddelerin iptaline karar verildiğinden somut olayda uygulanma imkanının bulunmadığı, her ne kadar bilirkişi tarafından 01/01/2016 tarihinden sonraki döneme ilişkin teknik şartnamelerde hizmet personelinin “kıdem tazminatı hariç olmak üzere ” diğer türlü ücret , tazminat ve diğer sosyal haklar ile İş Hukuku mevzuatında belirtilen her türlü yükümlülükten yüklenicinin sorumlu olduğuna ilişkin düzenleme ve 2016 yılı teknik şartnamesinin 14/5 maddesinde “iş, sosyal güvenlik ve diğer ilgili mevzuat uyarınca yüklenici istihdam edilen özel güvenlik görevlisinin işverini olarak kabul edecek ve mevzuattan doğan bütün borç ve yükümlülükler ile istihdam edilen tüm özel güvenlik görevlisinin özlük , yıllık ücretli izin haklarıyla, ilgili kanun ve bunlara ilişkin tüzük, yönetmelik ve tebliğlerle belirlenmiş tüm yükümlülükler yüklenici tarafından yerine getirilecektir. ” hükmünün yer aldığı, yine taraflar arasında imzalanan Satın Alım İhalesine Ait Teknik Şartname’nin 5. Maddesine göre iş, sosyal güvenlik ve diğer ilgili mevzuat uyarınca yüklenici, istihdam edilen özel güvenlik görevlisinin işvereni olarak kabul edilecek ve mevzuattan doğan bütün borç ve yükümlülükler ile istihdam edilen tüm özel güvenlik görevlisinin özlük, yıllık ücretli izne ilişkin hakları ile ilgili kanun ve bunlara ilişkin tüzük, yönetmelik ve tebliğlerle belirlenmiş tüm yükümlülükler, yüklenici tarafından yerine getirileceğinin hükme bağlandığı, yine aynı şartnamenin 17. Maddesine göre ise yüklenici yürürlükteki iş ve sosyal güvenlik hukuku mevzuatı hükümlerine göre çalıştıracağı güvenlik görevlilerinin her türlü özlük haklarını karşılamak zorundadır. Mevzuata göre işçi alınması, işçi çıkarılması, işçi haklarının ödenmesi ve sair konularda (kıdem tazminatı hariç olmak üzere) tüm sorumluluğun yükleniciye ait olacağının kararlaştırıldığı, halihazırda Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 38/6 maddesi ile Satın Alım İhalesine ait Teknik Şartname’nin 17. Maddesinin birbiri ile çeliştiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan Hizmet Alımına İlişkin Sözleşme’nin Sözleşmenin Ekleri başlıklı 8.1 maddesine göre, ihale dökümanı, bu sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olup, idareyi ve yükleniciyi bağlar. Ancak sözleşme hükümleri ile ihale dökümanını oluşturan belgelerdeki hükümler arasında çelişki veya farklılık olması halinde ihale dökümanında yer alan hükümler esas alınır. 8.2 maddesinde: ihale dökümanını oluşturan belgeler arasındaki öncelik sırası aşağıdaki gibidir:
1-Hizmet İşleri Genel Şartnamesi
2-İdari Şartname
3-Sözleşme tasarısı
4-birim fiyat tarifeleri
5-Özel teknik şartname
6-Teknik şartname
7-Açıklamalar şeklinde belirtildiği anlaşılmıştır.
Somut olaya bakıldığında taraflar arasında imzalanan Hizmet Alımına İlişkin Sözleşme’nin 8.2 maddesine göre ihale dökümanları arasında çelişki veya farklılık olması halinde Hizmet İşleri Genel Şartnamesi hükümlerinin 1. Sırada uygulanmasının gerektiğinin belirtildiği, taraflar arasında imzalanan Hizmet İşleri Genel Şartnamesine göre, yüklenicinin iş verdiği alt yüklenicilerin gündelikçi, haftalıkçı veya aylıkçı olarak işyerinde çalıştırdığı işçi, personel ve teknik elemanların tamamı da yüklenicinin elemanları hükmünde olup bunların ücretlerinin ödenmesinden doğrudan doğruya yüklenicinin sorumlu olacağının kararlaştırıldığı, sözleşmede işçi hak ve alacakları nedeniyle açıkça yüklenicinin (alt işveren davalıların) sorumlu olacağı belirtilmiş olup, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme ve şartname hükümleri tarafları bağlayacağından, alacaklardan davalı alt işverenlerin kendi dönemlerine isabet eden miktarlar üzerinden tam sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Dolayısı ile de buna göre davacının kıdem tazminatı yönünden de davalılara rücu hakkının bulunduğuna kanaat getirilmiştir. (Aynı yönde bknz. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2017/2521Esas 2018/330Karar sayılı ilamı, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/706 E., 2022/20 K. )
Davalı şirketlerin sorumluluk miktarlarının belirlenmesi yönünden alınan bilirkişi raporu SGK hizmet sürelerinin gözetilerek dönemsel olarak hazırlandığı anlaşılmakla denetime elverişli , somut olaya uygun olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır. Davalıların ödeme tarihi itibariyle temerrüte düştükleri değerlendirilmiş, davada gösterilen bedel üzerinden ödeme tarihinden itibaren, ıslahla artırılan kısım için ise ıslah tarihinden itibaren ticari faize hükmedilmiştir. Davalılar arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı nazara alınmış, davalılar hakkında hüküm altına alınan tutar dikkate alınarak davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmiştir.
HÜKÜM-Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-DAVANIN KABULÜ İLE;
A) 1.881,05 TL’lik kısmının davalılardan … Ltd. Şti’den alınarak davacıya ödenmesine, ilgili alacağın; 110,00 TL’lik kısmının ödeme dava tarihi 14/12/2021 ‘den, kalan 1.771,05 TL’lik kısmına ise ıslah tarihi …/2022’den itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
B) 25.383,65 TL’lik kısmın davalılardan … Ltd. Şti ve …Ltd. Şti.’den müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, ilgili alacağın; 10.280,00 TL’lik kısımına dava tarihi …/2021 ‘den, kalan 15.103,65 TL’lik kısmının ise ıslah tarihi …/2022’den itibaren itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
C) 3.635,29 TL’lik kısmın davalılardan … Ltd. Şti, ve … Tic.Ltd.Şti’ den müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, ilgili alacağın; 110,00 TL’lik kısımına dava tarihi …/2021 ‘den, kalan 3.525,29 TL’lik kısmının ise ıslah tarihi …/2022’den itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
2- Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2110,77-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30TL harcın ve 349,00TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.702,47‬-TL’nin aşağıda belirtilen miktarlar üzerinden alınarak Hazineye gelir kaydına, davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin üzerilerinde bırakılmasına,
i-103,68-TL’nin davalı davalı ….. Cihazları LTD ŞTİ”den. alınarak,
ii-1.407,00-TL’nin davalılar ….. LTD ŞTİ ve …. LTD.ŞTİ’den müştereken ve müteselsilen alınarak,
iii-200,29-TL’nin davalılar ….. LTD ŞTİ ve …. Tic. LTD. ŞTİ’den müştereken ve müteselsilen alınarak,
3-Davacı tarafından yapılan 600,00TL bilirkişi ücreti, 109,50-TL posta ve tebligat masrafı, 59,30 TL peşin harç, 349,00-TL ıslah harcı, 8,5 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.126,30-TL’nin aşağıda belirtilen miktarlar üzerinden alınarak davacıya verilmesine,
i-68,59-TL’nin davalı davalı ….. LTD ŞTİ”den. alınarak,
ii-930,82-TL’nin davalılar ….. LTD ŞTİ ve ……LTD.ŞTİ’den müştereken ve müteselsilen alınarak,
iii-132,50-TL’nin davalılar ….. LTD ŞTİ ve …..Tic. LTD. ŞTİ’den müştereken ve müteselsilen alınarak,
4- i-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 560,29-TL vekalet ücretinin davalı ….. LTD ŞTİ”den alınarak davacıya ödenmesine
ii-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 7.603,30-TL vekalet ücretinin davalılar …. LTD ŞTİ ve …. Hiz.LTD.ŞTİ’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
iii-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 1.082,35-TL vekalet ücretinin davalılar …. LTD ŞTİ ve …. Tic. LTD. ŞTİ’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki taraf için iki saatlik ücret tutarı karşılığı olan 1.360,00 TL’nin aşağıda belirtilen miktarlar üzerinden alınarak ile hazineye irat kaydına,
i-82,82-TL’nin davalı davalı …… Cihazları LTD ŞTİ”den. alınarak,
ii-1.090,90-TL’nin davalılar …. LTD ŞTİ ve …..LTD.ŞTİ’den müştereken ve müteselsilen alınarak,
iii-160,00-TL’nin davalılar …. LTD ŞTİ ve ….. Tic. LTD. ŞTİ’den müştereken ve müteselsilen alınarak,
6-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde, müracaat etmeleri halinde kalemde, müracaat etmemeleri halinde dosyaya hesap numarası bildirmiş ise hesaba aktarmak sureti ile, hesap numarası da bildirilmemiş ise masrafı gider avansından karşılanmak sureti ile PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karara karşı, kabul edilen miktar yönünden 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere; reddedilen miktar yönünden ise istinaf kesinlik sınırının altında kalması sebebiyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim