Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1978 E. 2023/35 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Ticari Ünvanın Korunması
DAVA TARİHİ : 04/12/2021
KARAR TARİHİ :

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Ünvanın Korunması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, tarımsal girdi alanında Türkiye’nin en büyük özel kuruluşu olan ve İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2020 listesinde …’inci sırada yer almakta olan müvekkil şirketin, uzun yıllardır hem kendi faaliyetlerinde hem de iştiraklerinde ‘…..” ibaresi ile faaliyet gösterdiğini, ancak 2016 yılında kurulan davalının, müvekkil şirketin ticari unvanı ile iltibas oluşturacak derecede bir ticaret unvanı altında kurulmuş olması nedeniyle iş bu davanın açılması gerektiğini, müvekkil şirket uzun yıllardan itibaren sicile kayıtlı olup bu unvanla faaliyet gösterdiğini, müvekkil şirket 30.04.1974 tarihinde tescil edilmiş olup, kuruluş tarihinden itibaren de bu unvan ile faaliyet gösterdiğini, temelleri 1974 yılında atılan ve odağında tarımsal faaliyetlerin yer aldığı çok sayıda ürün ve hizmeti bünyesinde bulunduran ….. Sanayi Grubunun, iş hacmi, ürün/hizmet yelpazesi ve pazar payı itibariyle Grup içerisinde yer alan tüm faaliyetlerin çatı şirketini oluşturan müvekkil …. Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin, İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2020 listesinde …’inci sırada yer aldığını, toplam kurulu üretim kapasitesi ve pazar payı itibariyle Türkiye’nin en büyük gübre üreticisi konumunda olduğunu, …. adı altında faaliyet gösteren müvekkil şirketin aynı zamanda birçok iştiraki bulunduğunu ve bu iştiraklerde de yine “….” ibaresini kullanıldığını, müvekkil şirketin faaliyetlerini sadece merkezinden değil, merkezi dışında 10 farklı şubesinden gerçekleştirdiğini ve bu şubelerde de yine asıl ve gerçek hak sahibi olduğu “….” unvanını kullandığını, müvekkil şirketin, faaliyet konuları açısından Türkiye’nin tüm bucaklarına kadar ulaştığını, bu çerçevede, müvekkil şirketin ürettiği ürünler hakkında satış ve pazarlama konularında da birçok bayisi bulunduğunu, “….” ibaresini mümkün olan her mecrada kullanan müvekkil şirketin TPMK nezdinde de birçok marka tescilinde bulunduğunu, bu çerçevede de müvekkil şirketin “….” ibaresini hem TTK hem de SMK çerçevesinde koruma altına aldığının sabit olduğunu, davalı şirketin, ..6 tarihinde “….. Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi” unvanı ile kurulduğunu, söz konusu unvanın müvekkil şirketin markaları ve özellikle unvanı ile birebir iltibas oluşturacak derecede benzer olduğu sabit olup, davalı şirketin müvekkil şirketin 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan doğan haklarına tecavüz ettiğinin sabit olduğunu, bu çerçevede, müvekkil şirketin ticari unvanının davalı şirketten çok daha uzun süre önce tescil edilmesi ve ilk olarak da bu unvanı kullanmış olması karşısında, davalının 2021 yılında iltibas oluşturacak bu ismi tescil ettirmesinin müvekkil şirketin ticari unvana tecavüz oluşturduğu sabit olup, davalının ticari unvanın sicilden terkinine karar verilmesi gerektiğini, bu nedenle karşı tarafın kullanımları üzerinde karşı tarafa tebligat yapılmadan delil tespiti yapılarak, öncelikle teminatsız, aksi halde mahkemenin uygun göreceği bir teminat bedeli üzerinden davalının, fiziksel ve internet ortamındaki kullanımları (tabela, reklam, kartvizit, ilan, broşür vb.) hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesine, haksız rekabetin önlenmesi ve davalının unvanındaki ….. ibresinin ticaret sicilinden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Usulüne uygun tebligata rağmen davalı davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Taraflarca dosyaya sunulan deliller incelenmiş, davalı şirketin ticaret sicil kayıtları ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğünden celb edilerek dosya arasına kazındırılmıştır.
Dava, ticaret ünvanı ve marka hakkına tecavüzden kaynaklı haksız rekabetin önlenmesi ve davalının ticaret ünvanındaki “Toroslar” ibaresinin ticaret sicilinden terkini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı şirketin önceki tarihli ticaret ünvanı ve markalarına dayalı olarak davalı şirketin ticaret ünvanının haksız rekabet teşkil edip etmediği, buradan varılacak sonuca göre davalının ticaret ünvanında yer alan “Toroslar” ibaresinin terkininin gerekip gerekmediğine ilişkindir.
Davacı şirketin önceki tarihli ticaret ünvanının ‘Toroslar+ek’ ibaresinden oluştuğu ve ‘Toroslar’ ibareli davacı şirketin muhtelif markalarının bulunduğu uyuşmazlık dışıdır.
Davacı şirketin önceki tarihli tescilli ticaret ünvanına dayalı olarak TTK m. 54 uyarınca ve marka hakkına dayalı olarak işbu davayı açma hakkı bulunmaktadır.
Ancak yüksek mahkemenin yerleşik kararları uyarınca davanın makul süre içerisinde açılması gerekmektedir. Makul sürenin hesabında ise, ticaret ünvanı tescil ve ilana tabi bulunduğundan ticaret ünvanının tescil tarihinin esas alınması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta davalının ticaret ünvanının …. tarihinde tescil edildiği, eldeki davanın ise ….. tarihinde açıldığı, sonuç olarak 5 yıldan fazla süre geçtiği ve makul süre içerisinde dava açılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda sessiz kalma yoluyla hak kaybı oluşmuş bulunmaktadır. Nitekim, benzer yönde açılan davalarda Yargıtay 11. HD.’nin 16.06.2015 tarih ve 2015/2572 E.-2015/8392 K.,18.09.2019 tarih ve 2018/3792 E.-2019/5561 K. Ve 17.04.2019 tarih ve 2018/1656 E.-2019/3084 K. sayılı ilamlarında da aynı hususlara vurgu yapılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim