Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1969 E. 2022/2347 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2021
KARAR TARİHİ :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili Mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı ….’nın, müvekkil şirket nezdinde ….2018 tarihi ile …..2021tarihleri arasında iş güvenliği uzmanı olarak çalıştığını, müvekkil şirketim …..2021 tarihinde devredildiğini, davalının yeni işveren nezdinde ise yalnızca dört ay çalıştığını, davalının haksız ve mesnetsiz bir iddia ile fazla mesai ücretlerinin ödenmediği gerekçesi ile iş akdini sonlandırarak istifa ettiğini, ancak asıl istifa nedeninin …. Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi isimli firma nezdinde çalışmak istemesi olduğunu, belirtmek gerekir ki davalı ….I’nın müvekkil ile sözleşmesi sona ermeden evvel ….. isimli firmaya transfer etmek düşüncesi ile birçok firma ile ön görüşmeler yapmış ve müvekkil şirket ile çalışmakta olan beş adet firmayı kendisi ile birlikte ……isimli firmaya transfer ettiğini, istifa eden davalının “ibraname ve taahhütname” adı altında kendi el yazısı ile yazdığı ve imzaladığı istifa dilekçesini de müvekkil şirkete teslim ettiğini belirtmiş, bu nedenlerle şimdilik 1000 TL olan taleplerinin bilirkişi raporundan sonra yapılacak değerlendirmeler doğrultusundaki maddi tazminatın davalıdan alınarak dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek kendilerine verilmesine karar verilmesini Mahkememizden talep etmiştir.

CEVAP : Davalı ….. vekili Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkilinin davacı şirket bünyesinde çalışırken şirket zararına eylemlerde bulunduğunu, şirket aleyhinde çalışmalar yaptığını, İş Kanunu ve Haksız Rekabet Yükümlülüklerini ihlal ettiğini iddia ederek maddi tazminat talebiyle işbu davayı ikâme ettiğini, davacı tarafın iddialarında tamamen haksız olup ileri sürülen sebeplerin ayrıca hukuki mesnetten yoksun olduğunu, hem usulen hem de esasen açıklayacakları nedenlerle huzurdaki davanın reddi gerektiğini, zamanaşımı ve görev itirazlarının bulunduğunu belirtmiştir.
DELİLLER : Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, …. tarafından gönderilen ……2021 tarihli sözleşme feshi niteliğindeli mail, iş sözleşmesi, Diyarbakır …. Noterliğinin … yevmiye numaralı ve …. tarihli ihtarname fesih ihtarnamesi, vs..
GEREKÇE :
Dava, rekabet yasağı sözleşmesine aykırılık ve iş sırlarının ifşası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
TTK m. 4 hükmünde, bir davanın ticarî dava niteliğinde olup olmadığının tespiti bakımından üç ayrı kıstas kabul edilmiştir.
Bunlardan ilki, tarafların sıfatına ve işin ticarî işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ve başka hiçbir şart aranmaksızın TTK veya diğer kanunlarda ticarî sayılan davalardır (mutlak ticarî davalar). Mutlak ticarî davalar herhangi bir unsurun, bağlama noktasının veya sebebin davanın ticarî niteliğini değiştirmediği, mahkemenin kanaatinin rol oynamadığı davalardan olup; TTK m. 4/1 hükmünde a ilâ f bentlerinde sayılmıştır. Bu cümleden olmak üzere 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447 maddelerinden kaynaklanan davaların ticari dava sayılacağı TTK m. 4/1-c bendinde düzenlenmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 444. maddesi, “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” hükmünü içermektedir.
Madde metninde açıkça “…akdin sona ermesinden sonra…” sözcükleriyle ifade edildiği üzere, TBK’nın 444. maddesinde düzenlenen rekabet yasağı, hizmet akdi sona erdikten sonra hüküm doğurur ve hizmet akdi sona erdikten sonra yapılmaması gereken davranışlara ilişkindir. Hizmet akdinin devamı sırasında meydana gelen bir sadakatsizlik, ister bir sözleşme ile düzenlensin ister yasayla düzenlensin, iş mahkemesinde görülecek bir davanın konusunu oluşturacaktır.( (HGK’nun 29.02.2012 tarih ve 2011/11-781 Esas, 2012/109 Karar, 09/03/2016 tarih ve 2014/11-866 Esas 2016/289 Karar sayılı ilamları)
Somut uyuşmazlıkta davacı vekili dava dilekçesinde, davalının istifa etmeden önce müvekkili şirket zararına iş ve eylemlerde bulunduğunu, rekabet yasağını delerek müvekkili şirketin işbirliği içerisinde olduğu kurum, kuruluş ve şirketlerle haricen görüşmeler sağladığını ve sözleşmelerin yenilenmemesi için çaba sarf ederek onları yeni işe başlayacağı iş güvenlik şirketi olan davalı şirkete yönlendirdiğini, davacının …..2021 tarihinde yani gün kaybı olmaksızın davalı şirkette resmen çalışmaya başladığını ileri sürmüştür.
Buna göre, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin devam ettiği zaman dilimi için de davalıların rekabet yasağına aykırı hareket ettiğinin iddia edildiği somut uyuşmazlık bakımından görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğu anlaşılmaktadır. (benzer mahiyette Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 06/12/2017 tarih, 2016/3381 Esas 2017/6936 Karar sayılı ilamı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29.04.2021 tarih, 2019/1285 Esas 2021/488 Karar sayılı ilamı )
Sonuç olarak açıklanan gerekçelerle mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmış ve davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ve Diyarbakır Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114. ve 115. mad. gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE,
2-Tarafların görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli DİYARBAKIR NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip Hakim