Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1962 E. 2022/2335 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2021
KARAR TARİHİ : 20/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ……2021 tarihinde davacının babası müteveffa ….ın yaya olduğu, ….. plakalı aracın seyir halinde iken müteveffaya çarparak trafik kazasının meydana geldiği ve bu kaza neticesinde davacının babasının vefat ettiğini, müteveffanın bu kazada davalı nezdinde sigortalı aracın kusurlu bulunduğunun ceza soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, davacının müteveffanın oğlu olduğu dolayısı ile destekçisi olduğunu, davacının lise son sınıfta okuduğunu beyan ettiği, her ne kadar davalı sigortaya başvuruda bulunmuş 18 yaşında olduğundan bahisle başvuru reddedilmiş ise de davacının öğrenci olduğunu ve desteğe muhtaç olduğunu belirttiği, buna ilişkin yargıtay karar ilamların özetini eklediği anlaşılmış, kaza nedeniyle davacının şimdilik 100,00TL lik destekten yoksun kalma maddi tazminatını …..2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Süresinde talepte bulunmadığından zamanaşımı definde bulunduğunu, davalı şirketin sorumluluğundan bahsedilebilmesi için davalı nezdinde sigortalı aracın kusurunun olması gerektiğini, kusur yönünden belirleme yapılması gerektiğini, kazada yayanın kusurunun bulunduğu, davacı asilin 18 yaşında olması sebebiyle tazminat sorumluluğunun olmayacağını beyan ettiği, tazminat sorumluluğu söz konusu olacak ise de SGK ödemelerinin mahsup edilmesi gerektiğini, gerçek zararın ispat edilmesi gerektiğini, sigorta şirketine usule uygun başvuru olmadığından faiz başlangıcının hukuka uygun olmadığını belirterek davanın reddi gerektiği savunmasında bulunmuş olduğu anlaşıldı.
Tarafların uyuşmazlık noktalarının ana başlıklarıyla; …..2021 tarihinde davacının babası-destekçisi müteveffanın yaya olarak ilerlediği sırada …. plakalı aracın çarpması neticesinde vefat ettiği kazada tarafların hangi trafik kuralını ihlal ettiklerinin tespiti, kusurlarının bulunup bulunmadığının tespiti ile davacının destekten yoksun kalma tazminatını davalı sigortadan talep edip edemeyeceği, edebilecek ise tazminat miktarının belirlenmesi ve davalı sigorta şirketinden tahsili isteminden ibaret olduğu anlaşıldı.
DELİLLER:
-Kaza tespit tutanağı, CD inceleme tutanağı, Elazığ ….. Asliye Ceza Mahkemesinin ….. E. Sayılı dosyası, …./2022 tarihli ATK raporu, arabuluculuk tutanağı ve dosta kapsamında bulunan müzekkere cevapları ile belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklanan davalı ZMMS sigorta şirketine yöneltilmiş destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık;kazanın meydana gelmesinde kusur oranı, davacıların müteveffanın sağlığında desteğinden yararlanıp yararlanamadıkları, buna göre, müteveffanın ölümü ile destek zararının ortaya çıkıp çıkmadığı, tazminatın miktarı ile manevi tazminatın koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nun 109/2 ve 5237 sayılı TCK’nun 85/1 ve 66/1-d maddeleri gereğince davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmakla, zaman aşımı definin reddine karar verilmiştir.
Haksız fiilenden kaynaklanan davalarda, 6098 sayılı TBK’nun 74. maddesine göre hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hakimini bağlamaz. Buna göre, hukuk hakimi kural olarak ceza hakiminin belirlediği kusur oranı ile bağlı değil ise de, kesinleşen maddi olgu ile bağlıdır.(H.G.K. 06.02.2002 gün 2002/19-16, 2002/47 sayılı kararı)
TBK’nın.74. maddesinde haksız eylemin “kusur” öğesi konusunda hukuk hakimine tanınan yetkiler iki bölüm olup, birincisi “kusur bulunup bulunmadığına”, öteki “kusurun derecesini ve zararın tutarını belirlemeye” ilişkindir. Maddenin ilk cümlesine göre “kusurun varlığını” araştırmada yetkileri sınırlı olan hukuk hakimi, maddenin ikinci cümlesine göre “kusurun derecesini ve zarar tutarını belirlemede” tam bağımsız kılınmıştır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/6414 E. 2020/4591 K.)
Davaya konu kaza nedeniyle yapılan Elazığ ….. Asliye Ceza Mahkemesinin …. E. sayılı ceza dosyasında; tanığın dinlenilmiş olduğu ve olay anını görmediği anlaşılmış, kusura ilişkin kovuşturma aşamasında alınan …. tarihli ATK raporuna göre sürücü ….’in kusursuz olduğu, yaya ….’ın ise kusursuz olduğnun belirtildiği dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Dosya içinde ekspertiz raporu, trafik kazasına ilişkin tespit tutanağı, sigorta poliçesi, hasar dosyası, tramer kaydı getirtilmiş, karar vermemize dayanak teşkil eden, usul ve yasaya uygun Ankara ATK’dan bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dosyadaki trafik kaza tespit tutanağı ve tüm dosya ile ve belgelerle uyuştuğundan, yasa ve mevzuata uygun olan kusur raporunda, davacının %100 kusurlu olduğu belirtildiğinden, davacı vekilinin, yeniden kusur raporu alınması yönündeki talebinin usul ekonomisi, alınan rapor, maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı ile ceza yargılaması sırasında mahkemece alınan alınan rapor ile tüm dosya içeriği ile uyumlu, yasa ve mevzuata uygun olduğundan ve dosya içeriği ile örtüştüğünden yeniden rapor alınması yönündeki talebinin reddi ile, davanın reddine dair mahkememizdeki vicdani kanıyı yansıtan aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi ve Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının harcı peşin yatırmış olduğu anlaşılmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı yanca yapılan 8,50TL vekalet ücretinden oluşan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davalı şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6- HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karara karşı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim