Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2021
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu alacak adına Diyarbakır Arabuluculuk bürosuna Hukuk Uyuşmazlıklarına ilişkin başvuru yapıldığını ve arabuluculuk numarası ……. arabuluculuk başvuru numarası … olarak kaydı yapıldığı, Arabuluculuk Tutanağı aslının Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyasında mevcut olduğunu, Yapılan arabuluculuk görüşmesi ile sonucunun anlaşamama ile sonuçlanmış olduğunu, zorunlu arabuluculuk görüşmesi sonucu alacağına ulaşamayan davacının iş bu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, davacı şirketin yıllarca ticaret ile uğraşmakta olduğunu, çek ile ekonomik ve finansal faaliyetlerini sürdüren davacı şirketin dava konusu çeki söz konusu ticari faaliyetleri sonucu …… Nak. Pet. San. Ve Tic Ltd. Şti’nin cirolaması sonucu teslim almış olduğunu, davacı şirket dava konusu ….. Bankasına Ait …….. keşide tarihli, 700.000,00 TL bedelli ….. Seri numaralı çeki bankaya ibraz etmiş olduğunu, …. vade tarihli çek, yasal süre içerisinde bankaya ibraz edilerek banka tarafından, çekin karşılığı olmaması nedeniyle “karşılıksızdır” ibaresi ile kaşelenmiş olduğunu, bunun üzerine Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ….. D. İş sayılı dosyası ile ihtiyatı haciz kararı alınmış olduğunu ve ilgili karar Diyarbakır icra Dairesi …. Esas sayılı dosya ile ihtiyatı hacizle işleme konulmuş olduğunu, dava konusu çek vade tarihinden önce çek sahibi olan “…. Limited Şirketi tarafından Alacaklı … San. ve Tic. Ltd. Şti. ” aleyhine Dolandırıcılık, Resmi Belgede Sahtecilik, Açığa İmzanın Kötüye Kullanıldığı iddiasıyla Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş olduğunu, Diyarbakır Cumhuriyet başsavcılığınca yapılan soruşturmada dava konusu çekin yasal olarak usulüne uygun bir şekilde dolaşıma sokulduğu ve çek sahibinin iddia etmiş olduğu suçlamaların yasal koşullarının oluşmaması nedeniyle tüm şüpheliler hakkında …. Soruşturma no, …. Sayılı karar ile takipsizlik kararı verildiğini, takipsizlik kararının kesinleşmesinin akabinde yetkili hamile teslim edilmek üzere çekin ait olduğu …. Bankası … Diyarbakır Şubesine gönderilmiş olduğunu, İlgili banka şubesine gönderilmesi üzerine yetki belgesi ile birlikte çekin bulunduğu ilgili bankaya başvurularak çekin teslimi için talepte bulunulmuş olduğunu, ancak davacı şirketin yasal vekaleti ile birlikte davalı bankaya başvurmalarına rağmen dava konusu çek kanuna aykırı bir şekilde bütün ısrarlarlarına rağmen taraflarına teslim edilmediğini, haksız ve hukuka aykırı bir şekilde teslim edilmeyen yetkili hamili oldukları çekin, davalı banka garantörlüğünde iken tahrif edilmiş olduğunu, uyuşmazlık, bankanın ç̧eki kaybetmesi sonucunda hamil olan davacının çek bedelini bankadan isteyip isteyemeyeceği konusunda toplanmakta olduğunu, Davalı banka kendisine tahsil için tevdi edilen çeki kaybetmiş̧ olduğunu ve davacının zarara uğramasına sebebiyet vermiş olup, bu durumda davacı davalının haksız fiilinden kaynaklanan zararının tazminini davalıdan isteyebilir.” denilerek bankanın sorumluluğunu ortaya koymuş olduğunu, Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi …. D. İş sayılı dosyasında ihtiyati haciz kararı alınmak üzere yapılan başvuru üzerine asıl alacak olan 700.000,00 TL üzerinden hesaplanan %15 oranında teminat yatırılmış olduğunu ve yatırılan teminatın belirtilen ve banka garantörlüğünde iken tahrif edilen çek’in icraya konu edilememesi nedeniyle iade alınamamış olduğunu, davacı şirket İhtiyati haciz kararını icraya konu etmiş olduğu dosya olan Diyarbakır İcra Dairesi ….. esas sayılı dosyadan, hiç bir şekilde hak ve alacaklarına ulaşamayacağımızdan, teminatın iadesini sağlamak adına feragat etmek zorunda kalmış olduğunu, davacının ihtiyati haciz dosyasından feragat etmesi üzerine teminatını iade alabilmiş olduğunu, davacının çek aslı tahrif edilmemesi halinde 104.695,5 TL’lik teminatı iade alabileceği tarihten feragat üzerine teminatı iade aldığı tarihe kadar geçen süre boyunca söz konusu teminata işleyen ticari temerrüt faizi olan 10.000,00 TL’nin şimdilik 3.200,00 TL’sinin faiziyle davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini konusu uyuşmazlık arabuluculuk başvurusu olmadığından usulden reddinin gerektiğini belirtmiş; bankaya yöneltilmesi haksız ve hukuk dışı olduğunu, davaya konu çekin hatır çeki olduğunu ticari ilişkinin tarafları arasında ihtilaf bulunmakta olduğunu, çekteki hak sahibinin aralarındaki ticari ilişki gereği, teminatın geç alınmasından dolayı teminat bedeli üzerinden hesaplanan faizin çek keşidecisi olan ve alacağı güçleştiren ….’dan tahsil etmesi gerekmekte olduğunu, davacı taraf dava dilekçesinde teminatın alınabileceği tarihi belirtmemiş olduğunu , çek bankaya teslim edildikten sonra keşidecisi tarafından tahrif edildiğini, dava ile bağlantılı olan, Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası bekletici meselese sayılması gerekmekte olduğunu, bankanın mevzuata aykırı hiçbir işlem yapmamasına rağmen davacının işbu davayı ikame etmesi hukuki izahtan vareste olduğunu, bankanın herhangi bir kusurlu eylemi olmamasına rağmen ve müvekkil banka tarafından yapılan tüm işlemler usul ve yasaya uygun olmasına rağmen müvekkil bankaya karşı dava açılmasında hiçbir hukuki yarar bulunmamakta olduğundan davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava maddi tazminat talebine ilişkindir.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. Maddesi ile değişik 6102 sayılı yasanın 5/a. maddesinde; “bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü ile aynı kanunun 6325 sayılı kanunda değişiklik yapan 23. Maddesinde “(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın , dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan ticari davalarda arabuluculuk başvurusunun dava şartı olduğu ve başvuru sonucunda düzenlenen son tutanağın dava dilekesine eklenmesinin zorunlu olduğu, son tutanak eklenmediği takdirde 1 haftalık kesin süre verilerek son tutanağın mahkemeye sunulmasının istenilebileceği, arabulucuya başvuru yapılmadan dava açıldığının anlaşılması halinde ise herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedileceği öngörülmüştür.
Eldeki davada; davacı vekili tarafından dava açılırken arabuluculuğa başvurduğunu belirtmiş ise de bu evrak incelendiğinde arabuluculuk talebinin “… Bankası Diyarbakır Şubesine ait …. Keşide Tarihli, 700.000,00 TL bedelli …. Seri Numaralı Çek Aslının Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yetkili hamile teslim edilmek üzere teslim edilmesi akabinde çek aslının keşideciye teslim edilmesi ve keşidecenin banka garantörlüğündeki çek aslını tahrif etmesi sonucu müvekkilin uğramış olduğu zararın tazmini konusunda” olduğu ve bu talebinin de mahkememizin …. E. Sayılı dosyası ile talep edildiği, iş bu dosyada ise Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi …. D. İş sayılı dosyasında ihtiyati haciz kararı almak için yatırmış olduğu %15 oranında teminatı, çekin tahrif edilip icraya konu edilememesi sebebiyle iadesini istemiş, teminatın geç alınmasından dolayı teminat bedeli üzerinden hesaplanan faizi konu yapmış olup, bu talep için ayrı dava açmak suretiyle talebini ferdileştirmiştir. Dolayısı ile de işbu dava konusunda da arabuluculuk başvurusunda bulunulması gerekmektedir. bB durumda aralubulucuya başvuru yapılmadan davanın açıldığı anlaşılmakla 6325 sayılı Kanun’un 18/A-2 maddesi gereğince kesin süre verilmesine gerek görülmeyerek davanın HMK. 114 ve 115. Maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın usulden REDDİNE,
2- Alınması gereken 80,70 TL’nin 59,30 TLsinin mahsubu ile eksik kalan 21,40TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan harçların üzerinde bırakılmasına,
4- Davacı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafından yapılan 8,50 TL vekalet harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip Hakim