Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1818 E. 2022/2322 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2021
KARAR TARİHİ :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili Mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde; Müvekkilinin şahıs şirketi olan …. ile davalı tarafın Şahıs şirketi olan …. arasında birden fazla ticari iş yapıldığını, müvekkili tarafından davalı tarafa tibbi malzeme satıldığını, faturalarının keisldiğini ancak davalı tarafın bir kısım ödeme yaptıktan sonra bakiye kalan borçlarını ödemediğini ,bunun üzerine kendilerince bakiye kalan borç miktarı için Diyarbakır İcra Dairesinde …. esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın kötü niyetli olarak icra takibine, borca, ödeme emrine, faiz oranına, işlemiş faize ve tüm ferilerine itiraz etmiş olup, tüm itirazların kaldırılması, icra takibinin devamına karar verilmesi gerektiğini belirtmiş, bu nedenle “1- Diyarbakır İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası kapsamında başlatılan icra takibine davalının yapmış olduğu haksız tüm (takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize, tüm ferilere) itirazların iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.
DELİLLER : Dava dilekçesi, Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra takip dosyası, faturalar, yevmiye defterleri, Bilirkişi raporu, Arabuluculuk son tutanağı, bilirkişi raporu, vs….
GEREKÇE :
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Tüm dosya kapsamından davacı tarafından davalı hakkında Diyarbakır 9. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden ticari ilişkiden kaynaklı bakiye alacağa dayalı genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya … tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından sunulan ….tarihli itiraz dilekçesi ile borcun tamamına itiraz edildiği, davalının icra dosyasına vaki itirazının iptaline karar verilmesi talebiyle 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dava ve icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesine göre uyuşmazlık, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, ticari ilişki mevcut ise bu ticari ilişkiden dolayı davacının alacaklı olup olmadığı ve buna göre davalının icra takibine itirazının gerekip gerekmediği noktasındadır.
İcra dosyası incelendiğinde; alacaklısının …, borçlunun … olduğu, 77.862,45 TL asıl alacak üzerinden genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, borcun sebebinin ödenmeyen fatura bedellerinin alacak olarak belirtildiği, borcun tamamına itiraz edildiği ve takibin durduğu, davacının dava dilekçesinde itirazın iptaline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Taraflar kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadır. İbrazı istenen belgenin ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı tarafta bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin varolduğu resmi bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olduğu taktirde mahkemece bu belgenin ibrazı için HMK 220/2 maddesi gereği kesin süre verilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf verilen süre içerisinde ibraz etmez ve aynı süre içerisinde gerekçesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez yada belgenin elinde bulunduğunu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse mahkemece belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanına itibar edilebilir. (HMK 220/3)
Yukarıdaki açıklamalara göre ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeyle ilgili olduğu davalara ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerden olmakla birlikte ancak HMK 222. maddesindeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi ticari defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Zira tarafın ticari defterleri kanunda açıklandığı üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu taktirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı taktirde kendi defterlerinin davacı defterleriyle uyumlu olup olmadığının incelenmesinin engel olacağından sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır.
Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen defterlerini ibraz etmediği taktirde belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine de gerek olmaksızın HMK 220/3 madde gereğince sunmaktan kaçındığı ticari defterlerindeki kayıtların karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğu kabul edilebilir. Aksinin kabulü durumunda karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkmaktadır ki, bu hususta HMK’daki açık düzenlemelere aykırı olacaktır.
Mahkememizce davalının borca itirazı nazara alınarak tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, alınan bilirkişi raporunda icra takiibine konu faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce HMK 220/3 ve 222 ve devamı maddeleri uyarınca, davalı tarafa, karşı tarafın usulüne uygun tutulmuş ticari kayıtlarına itibar edileceği, davacının iddia ettiği hakkın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu kabul edilerek hüküm kurulacağı hususunda ihtar yapılmış, usulüne uygun tebligata ve verilen süreye rağmen davalı taraf, ticari defterlerini bilirkişi incelemesine esas olmak üzere sunmamıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, aldırılan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı arasında akdi ilişkiden kaynaklı fatura alacağına dayalı takip başlattığı, davacının delil niteliğine haiz defterlerine göre taraflar arasında akdi ilişki bulunduğu ve davacının ticari ilişki kapsamında davalıdan taleple bağlı kalınarak 77.862,45 TL alacaklı olduğunun belirlendiği, davacının delilleri arasında tarafların ticari defterleri demek suretiyle davalının ticari defterlerine de dayanıldığı, ticari defterler ile akdi ilişkinin ve mal teslimi hususlarının ispatlanabileceği, davalı tarafın, verilen ihtarat içerir kesin süre içerisinde ticari defterlerini sunmadığı, davacının delil niteliğe haiz yasal defterlerine göre alacak miktarını ispat ettiğinden davacının talep ettiği alacak miktarı üzerinden davalının itirazının iptaline, icra takibinin devamına, alacağın faturaya dayalı olması sebebiyle bilinebilir olduğu ve bu haliyle likit olduğu kabul edilerek hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödenmesine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ ile, davalının Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile takibin aynı koşullar ile DEVAMINA,
2-Alacağın likit olduğu anlaşılmakla 77.862,45 TL’nin %20’si oranında hesaplanan 15.572,49-TL olan icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Tebligat, posta ve bilirkişi gideri 989,00 TL, başvuru harcı 59,30 TL, peşin harç 1374,60 TL olmak üzere toplamda 2422,90 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davanın kabulü gereği alınması gereken 4.123,78 TL harcın (peşin harç düşülmüştür) davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
5-Davacı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 12.457,99 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Arabuluculuk gideri olarak sarf edilen 1320 TL Arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
7-Dosyada mevcut gider avansının bakiye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar okundu, usulen anlatıldı.

Katip Hakim