Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/170 E. 2021/5 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/170 Esas
KARAR NO : 2021/5

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
DAVALILAR : 1-
2-

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ : 09/09/2020
KARAR TARİHİ : 15/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Şirket Ortağının Ayni Sermaye Koyması Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil ve davalı ‘in ….Ltd.Şti’nin ortakları olduğunu ve müvekkilinin %49, davalı tarafın ise %51 hisse sahibi olduklarını, şirket sermayesinin TL olduğunu, şirketin başkaca bir mal varlığının bulunmadığını, şirket ortağı ve aynı zamanda müdürü olan davalı 20.08.2020 tarihinde şirketin tek mal varlığı olan İli, İlçesi, Mah. ada, parsel numaralı taşınmazı müvekkilinin haberi olmaksızın ve genel kurulu alınmadan ‘ye sattığını ve telefonlarını kapatarak ortadan kaybolduğunu, genel kurul kararı olmaksızın taşınmazın satılmasının Yargıtay ve TTK 443/2 maddesi hükmü gereğince yok hükmünde olduğunu, müdürün tek başına temsil yetkisine dayanarak taşınmazı ortaklardan birine satmasının hukuka aykırı olduğunu, şirketin ana sözleşmesinde taşınmaz alım satım yetkisinin de şirket müdürüne verilmediğini, ayrıca yapılan satış işleminin muvazaalı olduğunu ve iptalinin gerektiğini, açıklanan nedenlerle; dava konusu taşınmaz satışının yok hükmünde olduğundan ve muvazaa sebebiyle satışın iptaline karar verilmesinini, anılan taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının dava dilekçesinde göstermiş olduğu dava esas değeri TL olduğunu, davaya konu taşınmazın değerinin ise TL olduğunu, şimdilik davacının dilekçesinde beyan ettiği TL kabul edilse dahi, bu tutar üzerinden nispi harç ödenmesi gerektiğini, davaya konu malın gayrimenkul olması ve davaya esas değerin oldukça yüksek olması sebebiyle dava değerinin en az %15’i kadar tutarında teminata karar vermesi gerektiğini, müvekkilli ve diğer davalı taraf olan ‘in 07.08.2020 tarihinde şahitler huzurunda taşınmaz satış sözleşmesi imzaladıklarını ve davaya konu taşınmazın satımının TL üzerinden gerçekleştirildiğini, sözleşmede belirtilen miktarın bir kısmının doğrudan diğer davalının hesabına yatırıldığını, bir kısmı ile şirket borçlarının kapatıldığını ve kalan kısmın ise elden teslim edildiğini, sözleşme öncesi, diğer davalı ve şirket müdürü olan , müvekkiline yetkili olduğunu belirttiğini ve ilgili genel kurul kararını da gösterdiğini, yapılan sözleşme sonrası 20.08.2020 tarihinde, müvekkilinin davaya konu . SAN. TİC. LTD. ŞTİ. adına kayıtlı ili ilçesi Mahallesi ada parsel nolu taşınmazın tapuda devrini aldığını ve yine aynı gün diğer davalı ‘in banka hesabına TL gönderdiğini, bununla birlikte müvekkilinin dosyada adı geçen şirketin tüm borçlarını, şirket adına ödediğini, iyi niyetli olarak davaya konu taşınmazı almış olan müvekkili aleyhine, taşınmaza tedbir konulması için istenen teminat miktarı oldukça cüz’i miktarda olup bu miktarın uygulamada olduğu gibi %15 oranına çıkartılması gerektiğini, davaya konu olayda müvekkilinin bahse konu taşınmazın şirketin tek taşınmazı olduğunu bilmediğini ve bilmesinin de kendisinden beklenmediğini, bu sebeplerle, iyi niyetli olarak taşınmazı rayiç bedeli üzerinden satın alan müvekkilinin mevcut dava sebebiyle mağdur edilmemesini, sadece ıslak imzalı bir genel kurul kararının yokluğunun bu satışın iptalini gerektirmeyeceğini, aksi şekilde karar verilmesinin kanunun ve içtihatların amacına ve hakkaniyete aykırı olacağını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava tapu iptal tescil davasıdır.
HMK’ nun 2. maddesi dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesini görevli kılmıştır.
Somut olayda, davacı talebinin gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklandığı, bu suretle 09.09.2020 tarihinde açılan ve temel ilişkide gayrimenkul satış sözleşmesine dayanan davanın, 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde sayılan, diğer anlatımla bu maddede TBK’na atıf yapan sözleşmelere ilişkin olmadığından eldeki davanın mutlak ticari dava olarak kabul edilmeyeceği, yine davalıların tacir sıfatının bulunmadığı, nitekim davalılardan ‘in şirket ortağı ya da yetkilisi olmasının davalının tacir olmasını gerektirmeyeceği, bu suretle davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinin de olmadığı saptanmakla, HMK 2 mad. gereğince görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu saptanmıştır.
HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının , HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’ sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Diyarbakır Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtarına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak oy birliği ile karar verildi.15/09/2021

Başkan Üye Üye Katip
☪e-imzalıdır ☪e-imzalıdır ☪e-imzalıdır ☪e-imzalıdır