Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/166 E. 2021/146 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
TÜRK MİLLETİ ADINA
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR :

VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/07/2019
KARAR TARİHİ : 08/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde; Müvekkili (…)’in 25.06.2019 tarihinde ikamet ettiği (…) Mahallesi (…) Caddesi üzerinde yaya olarak karşıdan karşıya geçerken, davalılardan (…)’in sürücüsü olduğu (…) plakalı aracın çarpışması sonucu ağır yaralandığını, gerçekleşen trafik kazası akabinde (…) Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi altına alınan müvekkilinin bir hafta süreyle hastanede yatarak tedavi olduğunu, bir haftalık tedavi süresince bir dizi operasyon geçirdiğini, müvekkilin taburcu olduktan sonra ayağı alçıda olduğu için üç ay gibi bir süre evde yatalak olarak hayatını sürdürdüğünü, çünkü geçirmiş olduğu trafik kazası sebebiyle sol ayak bileğinde kırık oluştuğunu, sağ ayak bileğinin de zedelendiğini, tuvalete gidemediğinden lazımlık kullanmak zorunda kaldığını, yürüyemediğinden ikamet ettiği mahallede bulunan sağlık kabininden gelen sağlık memuru vasıtasıyla tedavisinin devam ettirildiğini, müvekkilinin sol bacağında kalıcı sakatlık, sağ bacağında da uyuşma sorunu bulunduğunu, yürüyüş bozukluğuna ilişkin engelli raporunun bulunduğunu, trafik kazası gerçekleştiği tarihte henüz 10 yaşında olan müvekkilinin kazanın gerçekleştiği yaz tatilinden sonraki dönem tedavisi devam ettiği için okula geç başladığını, eğitiminden ve okul arkadaşlarından uzak kalan müvekkilinin kendisini toplumdan soyutladığını, müvekkilinin okula gitmeye ve sosyal çevreye adapte olmaya başladığında ise ne yazık ki yürüyüş bozukluğu sebebiyle sosyal çevresi tarafından dalga geçilmeye ve dışlanmaya maruz kaldığını, okula gitmek istemeyen ve kendisini yalnız hisseden müvekkilinin ders notlarının da kötüye gittiğini, söz konusu trafik kazası ile ilgili (…) Cumhuriyet Başsavcılığının (…) soruşturma nolu dosyası üzerinden cezai soruşturma devam ettiğini, soruşturma dosyasında müvekkilinin kati raporunun aldırıldığını, kemik kırığının hayati fonksiyonlarını ağır (4) derecede etkileyen nitelikte olduğunun tespit edildiğini, müvekkilin bacağındaki kalıcı sakatlık sebebiyle yürüdüğünde bacağında hemen morarma ve şişmeler meydana geldiğini, bu sebeple yürüyerek bir yere gidememekte ve taşıt kullanmak zorunda kaldığını, bu durumun maddi olarak zor durumda olan ailesini daha da zorladığını belirtmiş, bu nedenle fazlaya ilişkin hak ve alacak talepleri saklı kalmak kaydıyla 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı (…)’den tahsiline, fazlaya ilişkin hak ve alacak talepleri saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın davalı (…) Sigorta Kooperatifi yönünden vade tarihi itibariyle işleyecek reeskont faiziyle birlikte; davalı (…) yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini Mahkememizden talep etmiştir.
GEREKÇE:
6100 sayılı HMK’nun 313. Maddesinde; ” (1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
(2)Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
Yine 315/1. maddesinde ise; ” (1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” düzenlemesi mevcutur.
Somut uyuşmazlıkta; davacı vekilinin ve davalı sigorta şirketi vekilinin davaya son veren taraf işlemlerinden sulhe yetkili olduğu, taraf vekillerinin bu konuda yazılı beyanda bulundukları anlaşıldığından maddi tazminat istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede ise, davaya konu kazada davalı sürücünün % 30 kusurlu oluşu, davacının yaşı, kaza nedeniyle uğradığı acı ve elemin niteliği, tarafların sosyal ekonomik durumu dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde davacı yararına 7.000.00-TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın maddi tazminat istemi yönünden sulh beyanı nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 7.000,00-TL manevi tazminatın 25.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı (…)’den tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
3-Toplamda 43 TL tebligat ve 1943,00 TL bilirkişi olmak üzere 1986,00 TL yargılama giderinin 556,08 TL’in davalılardan müştereken ve müteselsilen, 1429,92 TL’sinin davacı taraftan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Kabul ve red oranı gereği alınması gereken 1.229,58 TL harcın davacı taraftan, 478,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.100 TL vekalet ücretinin (manevi tazminat yönünden) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irad kaydına,
6-Davalı (…) kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.100 TL vekalet ücretinin (manevi tazminat yönünden) davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip Hakim