Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1543 E. 2022/528 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2017
KARAR TARİHİ : 14/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin …. ilinde inşaat firması olarak faaliyet gösterdiğini, davalı firmalar ile inşaat işlerindeki iletişim sistemleri nedeniyle çalıştıklarını, müvekkili firmanın davalı firmaların satış temsilcisi ….. ile yaptıkları görüşmeler neticesinde müvekkili firmaya ait ….. konutları için iletişim sistemlerine ilişkin 30/01/2017 tarihinde fiyat teklifi aldıklarını, aynı gün fiyat teklifinin onaylanarak firma yetkilisine ulaştırıldığını, ….’ın diğer davalı firmanın ….. bayisi olan …..market yoluyla ulaşması için paranın bu firmaya ödenmesini istediğini, teklif listesindeki ürünlere karşılık 14.000,00 TL tutarlı, 30/11/2017 tarihli …. Bankası tarafından verilen …. seri numaralı çeki keşide edip firmanın … bayisine (1. Davalı) verdiğini, davalı 2. Firmanın bölge satış temsilcisi olan …’ın sözleşmesini feshettiğini, çeke karşılık söz konusu malzemelerin müvekkili firmaya teslim edilmediğini, dava konusu haksız durum sebebiple müvekkilinin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağının açık olduğunu, davaya konu kambiyo senetlerinin ödenmesini engeller mahiyette ve olası bir icra takibi neticesinde müvekkilinin uğrayacağı muhtemel zararların engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı aleyhine açtıkları menfi tespit davasının kabulüne, davalı şirket ile yapılan 30/01/2017 tarihli sözleşme dolayısıyla belirlenen yükümlülüklerinin davalı şirket tarafından kasten ve hiçbir surette yerine getirilmemiş olması sebebiyle davacı müvekkilinin davalı şirket lehine keşide ettiği çek karşılığında davalı şirkete her hangi bir borcunun olmadığının tespitine, dava konusu çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile diğer davalı taraf arasında sunulan sözleşmeye istinaden bayilik sözleşmesi imzalandığını, diğer davalı taraf ile davacı tarafın her şekilde anlaştıklarını, müvekkilinin malların davalı kendisine gönderilmesi halinde teslimatının yapılmasının sağlanacağını, lakin diğer davalı tarafın müvekkili şirket tarafından ciro edilip verilen çeki karşılğıında malzemeleri göndermediğini ve bu davanın açılmasına neden olarak müvekkilini mağdur ettiğini, davacı ile diğer davalı arasında yapılan anlaşmalar sebebiyle müvekkilinin mağdur olduğunu, davanın müvekkiline karşı açılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın haksız ve hukuki mesnetten yoksun davasının müvekkili şirket yönünden reddine karar verilemsini talep etmiştir.
Davalı …. A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin … bankası….. Şubesinden verilme 30.11.2017 tarihli 14.000,00 TL bedelli çekin keşidecisi olduğunu, diğer davalı şirketin bu çekin lehdarı, müvekkilin ise yetkili hamili olduğunu, müvekkili şirketin bu çeki diğer davalı şirketten cari hesabına mahsuben alacağına karşılık olarak alındığını, davacı şirket ile lehdar şirket arasındaki temel ilişkinin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, müvekkilinin bu hukuki ilişkide iyiniyetli 3. şahıs konumunda olduğunu, davacı şirketin iddialarının yalnız ve yalnızca hukuki ilişki içinde bulunduğu diğer davalıya karşı ileri sürülebilecek iddialar olduğunu, müvekkili şirkete karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle öncelikle dava konusu çekin ödenmemesi için verilen ihtiyati tedbir kararının müvekkili şirket yönünden kaldırılmasını, yapılacak yargılama neticesinde davacı tarafın haksız ve hukuki mesnetten yoksun davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
Dava dosyasının HSK’nın 08/07/2021 tarihli kararı ile faaliyete geçen karar doğrultusunda devir ile mahkememize gönderilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dosyanın Mahkememize devrinden önce davanın kabulüne yönelik Diyarbakır 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. Esas sayılı kararının istinaf edilmesi üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin …. Esas, …. Karar sayılı kararı ile;
“Mahkemece davalılar arasında aktedilen bayilik sözleşmesi celbedilerek davalı …..Ltd. Şti. ile diğer davalı ….Elektronik A.Ş. arasındaki sözleşmenin bayilik sözleşmesi mi yoksa acentelik sözleşmesi mi olduğunun tespiti ile, sözleşmenin bayilik sözleşmesi olduğunun tespiti halinde davacı ile yapılan sözleşmenin tarafı olmayan davalı ….. … A.Ş ‘nin iyiniyetli üçüncü kişi olduğu savunmasında bulunabileceği, sözleşmenin acentelik sözleşmesi olduğunun tespiti halinde ise sözleşme davacı ile davalı …. A.Ş. arasında yapılmış sayılacağından davalı ….. A.Ş.’nin üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceği dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Kabule göre de; Türk Ticaret Kanunu’nun 788. Maddesinin 1. Fıkrasında yer alan “Açıkça “emre yazılı” kaydıyla veya bu kayıt olmadan belirli bir kişi lehine ödenmesi şart kılınan bir çek, ciro ve zilyetliğin geçirilmesiyle devredilebilir” düzenlemesi gereğince çekin ciro yoluyla devri mümkündür. Yine aynı kanunun 792. Maddesi gereğince çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. Mahkemece davacının çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine karar vermekle yetinilerek çekip iptali talebinin reddine karar verilmesi gerekirken davanın tarafı olmayan üçüncü kişilerin haklarını etkileyecek şekilde çekin iptaline karar verilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca davalı ….. İth. İhr. San. ve Tic. A.Ş.’nin ünvanının karar başlığında …. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. olarak gösterilmesi de doğru olmamıştır.” gerekçesiyle kaldırılmış, Mahkememizce kaldırma ilamı ışığında yargılamaya devam olunmuştur.
Kaldırma ilamında açıklandığı ve Mahkememizce de iştirak edilmek suretiyle atıf yapıldığı üzere;
Somut olayda; davacı taraf, dava konusu çeki sipariş avansı olarak verdiğini, çek karşılığında kendisine mal teslim edilmediğini ileri sürerek menfi tespit talep etmekte, davalı … Ltd. Şti., sorumluluğun diğer davalı …. A.Ş.’de olduğunu savunmakta, davalı …. A.Ş. ise çekin iyiniyetli hamili olduğunu savunmaktadır. Davacı tarafça sunulan 30.01.2017 tarihli fiyat teklifinin davalı…. A.Ş. Diyarbakır Bölge Satış Temsilcisi … tarafından hazırlandığı anlaşılmakta ise de, sözkonusu fiyat teklifi …. A.Ş. yetkilileri veya temsilcileri tarafından imzalanmamıştır. Sadece fiyat teklifi sunulması sözleşmenin kurulduğunu göstermez. Bu durumda davalı … A.Ş.’nin yapmış olduğu iyiniyet savunmasının geçerli olup olmadığının tespiti için davacının yapmış olduğu mal alımı sözleşmesinin tarafının davalı … A.Ş.’mi, yoksa …. Ltd..Şti.’mi olduğunun tespiti gerekmektedir. Bunun için de davalılar arasındaki sözleşmenin niteliğinin ve davalı …. A.Ş’.nin diğer davalı …..Şti.’nin ticari yardımcısı gibi hareket edip etmediğinin tespiti gerekir.
Tek satıcılık (bayilik) sözleşmesi; üretici ile tek satıcı arasındaki ilişkileri düzenleyen, üreticinin mallarını belirli bir bölgede tekel şeklinde satmak üzere tek satıcıya göndermeyi üstlendiği, tek satıcının da kendisine gönderilen malların sürümünü artırmak için kendi adına ve hesabına faaliyette bulunduğu, taraflar arasında sürekli borç ilişkisi doğuran isimsiz bir sözleşmedir. Bu tanımdan anlaşılacağı üzere tek satıcı (bayi), sözleşme konusu malları kendi adına ve hesabına, rizikosu kendine ait olmak üzere satar. Acente ise ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimsedir. Görüldüğü üzere tek satıcı(bayi) mali yönden bağımsız olduğu ve yapmış olduğu sözleşmeleri kendisi adına yaptığı halde acente tacir adına hareket etmektedir. Ancak uygulamada rastlanan kimi sözleşmelerde, tarafların kullandıkları tabir ve isimlerden sözleşmenin bayilik sözleşmesi mi yoksa acentelik sözleşmesi olduğu net olarak anlaşılamamaktadır. Bu sözleşmelerde tarafların verdikleri isimlere bakılmadan, sözleşme hükümleri tek tek değerlendirilmelidir. Bu nedenle davalı taraflara 24/01/2022 tarihli celsede;
“1-Davalı …. Ltd. Şti. ile diğer davalı …. A.Ş. arasında 2017 yılında geçerli olmak üzere aktedilen bayilik sözleşmesinin onaylı örneğini sunmaları için anılan davalılara iki haftalık kesin süre verilmesi, anılan sözleşmenin sunulmaması halinde dosyanın mevcut haliyle karara bağlanacağı hususunun ihtarına, ( iş bu duruşma zaptının UYAP üzerinden öğrenilmesi ile ihtar edilmiş sayılmasına )

3- Taraf vekillerinin mesleki mazeretlerinin kabulü ile istemleri üzerine duruşma gününü Uyap üzerinden öğrenmiş sayılmalarına ” şeklinde ara kararlar kurulmuş ancak davalı taraflarca kesin süreye riayet edilmeksizin istenilen sözleşmenin sunulmadığı görülmüş, kesin sürenin sonuçları ihtar edilmekle birlikle bu durumda dosya mevcut haliyle karara bağlanmış, kaldırma ilamı ışığında çek iptali talebinin de reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davacı şirketin keşidecisi olduğu Türkiye Finans Bankasının 4462432 seri numaralı 14.000 TL bedelli, 30/11/2017 keşide tarihli çekten dolayı davalı şirketlere borçlu olmadığının TESPİTİNE, çek iptali talebinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 956,34 TL harçtan peşin alınan 239,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 717,25 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 239,09 TL peşin harç olmak üzere toplam 270,49 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan tebligat gideri, posta ve müzekkere gideri toplamı 329,30 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı için takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yargılama esnasında depo edilen gider avansından bakiye kalan tutarın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK m. 333 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin m. 47(1) hükümleri uyarınca ilgilisine İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, verilen karara karşı 6100 Sayılı HMK’nın 341 vd. Hükümleri doğrultusunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2 haftalık) süre içerisinde Mahkememize yahut başka bir yer Mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve gerekli harç ve giderlerinin tamamını ödemek suretiyle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yoluna başvurulabileceğine karar verildi.

Katip Hakim