Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1530 E. 2022/404 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

BİRLEŞEN DOSYA

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar) Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/01/2021
KARAR TARİHİ : 21/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl dava dosyasında dava dilekçesinde özetle; Davacının, 03.05.2018 tarihinde, kendi kullanmakta olduğu … Plakalı araç ile seyir halinde iken kaza yaptığını, araca bağlı olan … Plakalı dorsenin zarar gördüğünü, davalı şirketin, … plakalı dorsede meydana gelen zarar nedeniyle, …. sigortası poliçesi kapsamında, hak sahibine 20.000,00-TL ödeme yaptığını, davalı sigorta şirketinin, dorse sahibine yapmış olduğu bu ödeme sebebiyle, rücu kapsamında, müvekkili aleyhine, Diyarbakır İcra Dairesinin … Esas Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, süresinde icra takibinden haberdar olmayan ve itiraz yoluna başvuramayan müvekkilinin, işyerine gelen maaş haciz müzekkeresiyle icra takibinden haberdar olduğunu, davacı, sigorta şirketine başvuru yaparak, zarar gören dorsenin kaza yapan araca bağlı olarak hareket halinde iken kazanın meydana geldiğini, dorsenin bağlanacağı araç yönünden sigorta şirketince herhangi bir sınırlamanın konulmadığını, sürücüsü olduğu araç tarafından çekilen dorsede meydana gelen zararın kendisinden istenilemeyeceğini bildirdiğini, zira salt dorsenin tek başına trafiğe çıkmasının mümkün olmadığını, ancak bir araç tarafından çekilerek trafiğe çıkabileceğinin açık olduğu gibi, kasko poliçesinde bu hususta sınırlamanın da mevcut olmadığını, araç ister sigortalı tarafından kullanılırken hasara uğrasın, ister bir başkası tarafından kullanılırken hasara maruz kalsın her iki halde de meydana gelen zararın sigortacı tarafından temin edilmiş olması gerektiğini, davacının dava konusu icra takibinden borçlu olmadığının tespitini, ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen dava dosyasında dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete … nolu Genişletilmiş Kasko Sigortası Poliçesi ile sigortalanmış bulunan …. plakalı römorkun 03/05/2018 tarihinde, sürücülüğünü …’in yaptığı davalı şirkete ait çekiciye bağlı bir şekilde seyir halindeyken tek taraflı maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, çekici sürücüsü …’in tam kusurlu olduğunu, kaza neticesinde römorkun pert olduğunu, kasko sigortalısına bu sebeple 20.000,00 TL ödendiğini, sigortalısının haklarına hale olduklarını, halefiyet ilkesi gereği davalı şirkete Diyarbakır İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı sonucunda takibin durduğunu, eldeki davada anılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın süresinde açılmadığını, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davanın esastan da reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Asıl dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya ödenen tazminatın rücuen istemine karşı borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Birleşen dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya ödenen tazminatın rücuen istemine ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Diyarbakır 7.Asliye Hukuk Mahkemesi …. Esas, …. Karar sayılı ilamı ile Hakimler ve Savcılar Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 kararına istinaden dosya mahkememize gönderilmiştir.
6100 sayılı HMK’nin 2. maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ve şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/I maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması zorunlu olmakla birlikte, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.(Yargıtay 17. H.D. 2016/12639 e, 2017/5840 K. )
Asıl dava davacısı gerçek kişi olmakla, tacir değildir. Tacir olduğuna ilişkin bir iddia da bulunmamaktadır. Bu durumda asıl davanın genel Mahkemede görülmesi gerekmektedir.
Birleşen dava bakımından yapılan değerlendirmede; Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararıyla 01/09/2021 tarihi itibariyle Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirildiği, davanın 10/02/2021 tarihinde açıldığı, 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararda derdest dosyaların devredileceği yönünde bir ibare bulunmadığı anlaşıldığından, dosya hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davaların usulden REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin Diyarbakır Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde başvurulması halinde HMK 20/1 maddesi gereğince dosyanın Diyarbakır Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Harç ve Masrafların görevli mahkemece nazara alınmasına, davaya görevli mahkemede devam edilmez ise talep üzerine yargılama giderleri konusunda karar verilmesine,
Dair; davalı- birleşen dosya davacısı, davacı …………… ve birleşen dosya davalısı ………….. şti vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip Hakim