Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1506 E. 2021/99 K. 26.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA :
DAVA TARİHİ : 08/10/2021
KARAR TARİHİ : 26/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasına her ne kadar gün verilip taraflara tebligat çıkarılmış ise de; yapılan dosya incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin, 12/08/2021 tarihinde (…)’ın sevk ve idaresinde bulunan adına kayıtlı (…) plakalı araç ile müvekkilinin kullanmış olduğu (…) plakalı motosiklete sola dönüş kurallarını ihlal ederek çarpmış ve yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, davalının kusurları ile kazanın oluşmasına sebebiyet verdiğini, meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilinin vücudunda kalıcı bedensel hasar meydana geldiğini. Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre; (…) plakalı araç sürücüsünün 53/1-b maddesinde bulunan sola dönüş kuralını ihlal ettiği için kusurlu olup, müvekkilinin ise 52/1-b aracın hızını, yük ve teknik özelliğini, görüş, yol, hava ve trafik gerektirdiği şartlara uymamak kuralını ihlal ettiği görüş ve kanaatine varılmış olduğunu tanzim edilen kusur oranını tam olarak yansıtmamakta olup, kusur oranının yeninden belirlenmesini.
Müvekkilinin hayatı boyunca vücudunda ki maluliyetin yol açacağı hastalıklarla beraber hayat kalitesinin düşüklüğüyle yaşamak zorunda kalacağını, müvekkilinin henüz 17 yaşında olduğunu ve kaza sonucu tedavi süresinin uzunluğu, yıpratıcılığı müvekkilini hem maddi hem de manevi açıdan ciddi bir şekilde etkilediğini, kalıcı maluliyetinin sabit olduğunu, ve bu sebeple uğradığı kayıpların tazmin edilmesi gerektiğini, trafik kazasında bedensel zarar nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Yargılama Yasası 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre tazminatın hesaba yatırılarak olay tarihindeki sigorta limiti aşılmamak üzere, temerrüt tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 1.Karayolları Trafik Kanunu’na göre zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olduğunu, Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerin uygulanamabilmesi için genel şartlarda düzenlenmeyen bir husus olması gerekmekte olduğunu, Davacı yanın talep etmiş olduğu tazminatlara ilişkin düzenlemeler Trafik Sigortası Genel Şartları’nda açıkça düzenlenmiş olduğundan genel şartlarda bulunan usul ve esaslara uyulması gerekmekte olduğunu, Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen (…) plakalı araç, sigortacı şirket tarafından tanzim edilen, 04.12.2020-2021 vadeli (…) poliçe no’lu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olup, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 13.11.2013 tarihli 2013/17-72 E. (…) K. sayılı kararında, trafik sigortasının, araç işleteninin sorumluluğunu üzerine almış bulunmasına göre ancak işletenin zarardan sorumlu tutulabildiği hallerde zararı gidermekle yükümlü olduğu sonucuna ulaşmıştır. İşletenin sorumluluğu da ancak sigortalı araç sürücüsünün sorumluluğunun doğması ile ortaya çıkacağını, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olduğundan, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları aynı zamanda ispat etmesi gerektiğini, Müvekkil şirketin sorumluluğu trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, Davaya konu meydana geldiği iddia edilen kazada kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’nasevk edilerek maluliyet durumu ve maluliyetin kaza ile illiyeti hakkında rapor alınmasını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesin, diğer yandan kabul anlamına gelmemekle birlikte sigortalı araç sürücüsünün kusurunun tespiti halinde ortaya çıkan zarardan kaynaklanan tazminatın hesaplanması için dosyanın aktüer siciline kayıtlı aktüerya uzmanına gönderilmesini, SGK’dan rücuya tabi bir ödeme alınıp alınmadığının alınmış ise bu tutarın tazminat hesabından mahsup edilmesini, Davacı geçici iş göremezlik tazminatı, hastane masrafı, tedavi gideri ve bakıcı gideri talep etmişse de 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartları’nda bu husus açıkça düzenlenmiş olduğunu, bakıcı gideri talepleri de sürekli sakatlık teminatına dahil olup, davacının bu yöndeki talebinin reddini talep ettiğini,
25.02.2011 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih 6111 sayılı yasanın 59. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun değişen 98. Maddesindeki Trafik kazalarındaki acil sağlık ve tedavi hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumundan karşılanacağı hükmü nedeni ile tedavi masraflarından SGK sorumlu olduğunu, bu gerekçe ile tedavi masraflarından müvekkilinin sorumlu olmadığını. KTK’da er alan halefiyet hükümleri gereği davanın dayanağının ticari olmadığını, müvekkili şirket sigortalıya halef olduğundan; haksız fiil kaynaklı dava nedeniyle ticari faiz taleplerinin de reddine karar verilmesini belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KABUL VE GEREKÇE :
Dava (…) plakalı araç ile (…) plakalı motosikletin meydana gelen kazası kaynaklı olarak başlatılan tazminat istemine ilişkindir.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. Maddesi ile değişik 6102 sayılı yasanın 5/a. maddesinde; “bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü ile aynı kanunun 6325 sayılı kanunda değişiklik yapan 23. Maddesinde “(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almaktadır. Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebi içeren ticari davalarda arabuluculuk başvurusunun dava şartı olduğu ve başvuru sonucunda düzenlenen son tutanağın dava dilekesine eklenmenin zorunlu olduğu, son tutanak eklenmediği takdirde 1 haftalık kesin süre verilerek son tutanağın mahkemeye sunulmasının istenilebileceği öngörülmüştür.
Somut olayda; davacı tarafından mahkemeye sunulan arabuluculuk tutanağının bulunmadığı, dava dilekçesinde arabuluculuğa başvurulduğuna dair bir ibarenin de bulunmadığı, 6325 sayılı kanunun 23-2. Maddesi uyarınca arabulucuya başvurmadan dava açıldığı anlaşıldığından mahkememizce herhangi bir işlem yapılmaksızın bu bağlamda 6325 sayılı yasanın 18/a maddesi gereğince kesin süre verilmesine gerek görülmeyerek davanın HMK. 114 ve 115. Maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM :
1-Davanın HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL maktu harcın alınmış dava açılırken alınmış olduğu anlaşıldığından tekrar alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 mad. uyarınca hesaplanan 5.100,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim