Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/142 E. 2021/115 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :1-
2-
VEKİLİ :

DAVA :
DAVA TARİHİ : 04/10/2019
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Haksız Eylemden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı tarafın iddialarının özeti ve Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Diyarbakır 9. İcra Müdürlüğü’nün (..) esas sayılı takibine konu senette bulunan imzanın sahte olması ve müvekkile ait olmaması sebebiyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile haksız ve hukuka aykırı olarak yapılan maaş haczinin kaldırılmasını ve dava sonuna kadar tedbiren müvekkilin maaşından yapılan kesintinin durdurulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış, taraflara kanıtlarını ibraz etme olanağı tanınmış, uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün kanıtlar toplanmıştır.
Dosyada;
– tarafların sav ve savunmaları,
– dayanılan belgeler,
– müzekkere yanıtları ve
– bilirkişi (Adli Tıp Kurumu) incelemesi
kanıt olarak değerlendirilmiştir.

(II) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALAR, ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKÎ SEBEPLER:
Dava, davalı tarafça takibe konu edilen senetteki imzanın davacıya ait olmadığından bahisle borçlu olmadığının tespiti isteminden oluşmaktadır.
Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (T.M.K. m. 6). Kural olarak ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaracak tarafa aittir (6100 sayılı H.M.K. m.190/1).
Hemen bütün ilim adamlarının birleştiği ve Yargıtay uygulamasında kararlılık ifade eden ölçüye göre, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşer (Prof. B. Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1968 sh.372; Prof. İ. Postacıoğlu, Medeni Yargılama Usulü, 1970 sh.464; Prof. N. Bilge. Hukuk Yargılamaları Usulü, 1967 sh.449; Prof. S. ŞakirAnsay Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1957 sh.248-249; Prof. Saim Üstündağ, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1973 sh.378; H.G.K.nun 19.7.1967 gün ve 239-340 sayılı, 7.6.1974 gün ve 1972/84 Sayılı kararları). İleri sürdürdüğü bir vakıadan lehine haklar çıkaran kimse iddia ettiği olayları ispat etmelidir (Prof. Saim Üstündağ, age. 1973 sh.397).
Yerleşik Yargıtay uygulamalarında belirtildiği üzere, kural olarak senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (HGK.’nun 26.04.2006 tarih ve 2006/12-259 Esas, 2006/231 Karar sayılı kararı).
İmza incelemesinde öncelikle senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin borçlunun uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınmalıdır. Senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa, daha sonraki tarihli belgeler, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise, borçlunun duruşmada alınan medari tatbik imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılmalıdır. Sıhhatli bir sonuç alınabilmesi için, inkar edilen imzanın atıldığı tarihten öncesinde veya mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen belgelerde bulunan borçluya ait imzaların celp edilip, ondan sonra bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğinden davacının icra takibine konu olan 30.03.2010 T. Senetteki imza incelemesi yapılması için davacının bu tarihe yakın tarihteki mukayeseye elverişli yazı ve imzalarının bulunduğu belge asılları dosya arasına celp edilmiş; senetteki imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda ATK’dan 3 lü bilirkişi heyetinden rapor alınmış, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre senette borçlu adına atılan imzanın davacıya ait olduğu tespit edilmiştir. Oluş ve kabule göre ispat edilemeyen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesini; dava dilekçesinin kendisine tebliğinden sonra kendisine tanınan cevap süresinde sunmamış olduğu anlaşılmış olup; davalının talep etmiş olduğu icra inkar tazminatı yönünden karar verilmesinin davalının talep etmesi şartına bağlı olduğu, usulüne uygun bir şekilde süresinde sunulmuş cevap dilekçesi yani talep de bulunmadığından bu hususta mahkememizce bir karar verilmemiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte olan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 44,40-TL harçtan mahsubu ile 14,90TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre 21.750,000 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Yatırılan avanstan kullanılmayan kısmın, HMK’nin 333/1. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra, re’sen ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karara karşı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim