Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1367 E. 2022/429 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2021
KARAR TARİHİ : 28/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı …. Limited Şirketi ile davalı …. A.Ş arasında 01.10.2013 tarihinde acentelik sözleşmesi tanzim ve imza edildiğini, acentenin üstlendiği işin; sigorta acentelik hizmetleri olduğunu, yapılan işin niteliğinden ötürü müvekkilinin iş yeri açtığını, işlerinde kullanmak amacıyla yatırımlar yaptığını, aynı şekilde hizmetin sunulması için gerekli yardımcı eleman çalıştırdığını, müvekkilinin tamamen aradaki sözleşmeye güvenerek ileriye dönük yatırım yapmak niyetiyle çeşitli masraflar yaparak hizmet sunduğunu, davalı şirketin, Beyoğlu 47. Noterliği’nin …. tarih ve ….. yevmiye sayılı ihtarnamesiyle, davacıya, acentelik sözleşmesinin hiçbir sebep göstermeksizin, üç ay sonra (10.06.2020) tarihinde etkisini doğuracak şekilde tek taraflı olarak feshedildiği hususunu bildirdiğini, söz konusu uyuşmazlık nedeniyle taraflarınca 04.05.2020 tarihinde ticari arabulucuya başvuru yapıldığını ancak yapılan görüşmeler sonucunda anlaşmaya varılamadığından, davacının; acente sözleşmesinin kurulduğu 01.10.2013 tarihinden sözleşmenin davalı şirketçe tek taraflı olarak feshedildiği 10/06/2020 tarihine kadar çalıştığını ve şirketi başarıyla temsil etmekle, şirketin önemli kazançlar sağlamasına aracılık ettiği, bu süre zarfında şirkete ekonomik değeri olan müşteri çevresi kazandırdığı, sözleşme dönemi içerisinde şirket ile birlikte yararlandıkları bu değerin sözleşmenin sona ermesiyle davalı şirkette kaldığı, müvekkili acentenin bu çevreyle devam eden ticari ilişkilerden kaynaklanan ücret hakkı sona erdiğinden denkleştirme istemi bakımından Türk Ticaret Kanunu’nun 122.maddesindeki şartlar gerçekleştiğinden ödenmesi zorunluğu olduğunu, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununda Denkleştirmeye ilişkin 122. madde yer aldığını, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun Sigorta Acenteleri başlıklı 23.Maddesinde ilgili ibareleri yer aldığından, davacının, özellikle ….. ili ve çevresinde, davalı sigorta şirketini temsil ettiğini; şirketi ile ilgili sözleşmelere aracılık yaptığı ve bu bağlamda davalı şirkete belirli bir müşteri çevresi oluşturduğu ve var olan müşterilerle ilişkisini geliştirilip genişlettiğinden ve davalı şirket bu müşteriler sebebiyle önemli menfaatler elde ettiğinden
sözleşmenin sona ermesiyle müvekkillerinin oluşturduğu müşteri çevresi şirkete kaldığından başka bir ifadeyle davalı şirket, herhangi bir emek harcamaksızın müşteri kitlesine sahip olduğundan ve bu müşteri çevresinden kazanç sağlamaya devam edeceğinden davalıdan denkleştirme tazminatı talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında tanzim edilen Acentelik Sözleşmesinin İhtilafların Halli başlıklı 28. Maddesi “İş bu sözleşmenin uygulanmasından dolayı, …. ile ….. Genel Sigorta arasında ortaya çıkabilecek ihtilafların çözümünde ….. Mahkemeleri ile İcra Müdürlükleri yetkilidir…” hükmünü içerdiğini, taraflar arasındaki yetki anlaşması gereği huzurdaki davada İstanbul İcra Müdürlükleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle dava konusu dosyada yetkisizlik karar verilerek, dosyanın yetkili İstanbul Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, davanın esastan da reddi gerektiğini savunmuşlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, acentelik ilişkisinden kaynaklanan portföy tazminatı talebine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK 17/1 maddesi hükmü uyarınca tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler.
Somut olayda tarafların tacir olduğu açıktır. Bu nedenle yetki sözleşmesi yapabileceklerinin kabulü gerekir.
Dosyada mübrez Acentelik Sözleşmesinin İhtilafların Halli başlıklı 28. maddesi “İş bu sözleşmenin uygulanmasından dolayı, ….ile …..Genel Sigorta arasında ortaya çıkabilecek ihtilafların çözümünde İstanbul Çağlayan Mahkemeleri ile İcra Müdürlükleri yetkilidir…” hükmünü içermektedir.
Bu durumda taraflar arasında kararlaştırılan yetkili Mahkemelerin münhasır yetkili olduğu ve davalı tarafça süresi içerisinde yetki itirazında bulunulduğu görülmekle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın mahkememizin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE,
2-Davaya bakmaya İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğuna,
3-Karar kesinleştiğinde süresinde başvuru halinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine,
4-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2. maddesi gereğince yetkili mahkemece nazara alınmasına,
5- Dosyanın gönderilmesi için süresinde başvuru yapılmazsa HMK 20/2 son ve 331/2 gereğince yapılacak işlemin dosyanın resen ele alınarak değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karara karşı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim