Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1305 E. 2022/320 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 28/09/2021
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:Müvekkilinin 09/09/2021 tarihinde gerçekleşen ….. İli ….. Birliği’nin 4. Olağan Genel Kurulu’nda (Kırmızı Pusula) birlik başkanlığına aday olduğunu, gerçekleşen seçimde … oy alarak adaylar arasında ikinci sırada yer aldığını, seçimde hukuka aykırılıkların bulunduğunu, Diyarbakır Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün 17/09/2021 tarihli cevabi yazısında Bakanlık Temsilci Raporu’nda 09/09/2021 tarihinde gerçekleşen ….. Birliği’nin 4. Olağan Genel Kurulu’nda hazirun listesinde …. üyenin olduğu ve …. üyenin katılımıyla seçimin gerçekleştirildiğinin belirtildiğini, seçimde oy kullanacakların listesinin öncesinde Bakanlığa bildirilmesi gerekirken hali hazırda başkan olan ve tekrardan aday olan ….. isimli kişinin hazirun listesini önceden bildirmeyerek genel kurulun yapılacağı gün genel kurulun yapılacağı yere getirdiğini, bu durum diğer adayların seçim çalışmalarını olumsuz şekilde etkilediğini, diğer adayların kimlerin oy kullanacağını bilmediğini ve adaletsiz bir ortamda seçimin yapıldığını, bahsi geçen durumun bakanlık temsilci raporunun sonuç kısmında da sarih bir şekilde mütalaa edildiğini, müvekkilinin hak kaybı yaşaması durumu Bakanlık Temsilci Raporunda hiçbir tartışmaya yer vermeyecek şekilde ispatlandığını, açıklanan nedenlerle 09/09/2021 tarihinde gerçekleşen ……. Birliği’nin 4. Olağan Genel Kurulu’ndaki hukuka aykırılıkların tespiti ve seçimin iptaline karar verilmesini, yargılamanın seyrinin etkilenmemesi, evraklarda ve belgelerde usulsüzlüklerin yapılmaması ve adaylar arasındaki adaletsizliğin önüne geçilmesi adına yargılama süresince ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve birliğin başkanlığına yargılama süresince tedbiren kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:Davalı ……… 09.09.2021 tarihinde 4. Olağan Genel Kurulunda ….., …… ve …… birlik başkanlığına aday olduklarını, yapılan seçimler sonucunda ….’nın … oy, davacı ….’ın 86 oy, …..’ın 23 oy aldıklarını, genel kurulda çıkan irade neticesinde oylamalar sonucunda mevcut başkan …..’nın tekrar başkan seçildiğini, HMK gereğince kayyum atanması için birliğin telafisi mümkün olmayacak şekilde zarara uğrama ihtimalinin olması gerektiğini davacının telafisi mümkün olmayan zararların ne olduğu konusunda en ufak bir somut açıklık ya da beyanının bulunmadığıın, davalı tarafın gerekçesiz talebinin hukuki ve meşru seçilmiş il birliği organlarının yetkisinin ortadan kaldırılmasına yönelik olduğunu, Genel Kurula çağrının Birlik Ana Sözleşmesinin 27. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak yapıldığını, davacı ……’ın askı süresi boyunca hazirun listesine itirazda bulunmadığını, genel kurul görüşmeleri sırasında, oy kullanma ve seçim aşamasında seçimler bitene kadar dava dilekçesinde ileri sürdüğü hiçbir itirazda bulunmadığını, başkan adayı olan ……. seçimi kaybettikten sonra iş bu davayı açtığını, davacının iyi niyetli hareket etmediğini, davacının genel kurulda hazır bulunduğunu, kararlara, hazirun listesine, toplantı çağrı usulüne karşı bir itirazı olmadığı için karşı görüşlerini tutanağa geçirmediğini, oyunu kullandığını, genel kurulun usulüne uygun yapıldığını ve herhangi bir hukuka aykırılık olmadığını beyan ettiğini, oy kullanan kişilerin tamamının oy kullanmaya haiz kişiler olduğunu, bu nedenlerle
davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, 09/09/2021 tarihli ……. Birliği’nin 4. Olağan Genel Kurulu’ndaki seçimin iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflar arasındaki ihtilafın; davalı birliğin 09.09.2021 tarihinde yapılan genel kurulda alınan yönetim kurulu başkan ve üye seçimine ilişkin kararın iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmış olduğu anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ticaret sicil kayıtları, genel kurul tutanakları ve sair evraklar hep birlikte incelenmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a),(b),(c),(d),(e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması, ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması, ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmesi getirilmiştir. Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren hukukî bir işlemin veya fiilin olması gerekir.
Dava TTK’nın 4.maddesinde mutlak ticari davalardan değildir. Öte yandan davalı dosyaya sunulduğu gibi yasa ile kurulmuş bir birliktir. Tarafları tarafından düzenlenmiş bir ana sözleşmesi mevcut değildir. Öte yandan mahiyeti gereği davalı birlik tacir de değildir. …… yetiştiricilerinin yasa gereği meydana getirdiği bir kuruluş şeklindedir.
Kuruluş belgesinin 68.maddesinin 2. Fıkrasında belirtilen ”Birliklerin kuruluşu, organları, çalışma usul ve esasları ile dağılma ve tasfiyeye ilişkin olarak 5996 Sayılı Kanun, Yönetmelik ve Yönetmeliğe istinaden hazırlanan bu ana sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde Kooperatifler Kanunu uygulanır.” hükmü uyarınca davalı birlik hakkında 5996 sayılı kanun ve bu kanun kapsamında çıkarılan yönetmelikte ve kuruluş belgesinde hüküm bulunmayan hallerde 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununu uygulanır hükmüne yer vermiştir.
Kooperatifler yasasının 99.maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava sayılır hükmüne yer verilmiştir. Kooperatif davalarının ticari dava sayılır, ticaret mahkemesinde görülmesinin sebebi bu yasa maddesidir. Ancak yukarıda yazılı davalı birliğin kuruluş belgesinde sözü edilen kooperatifler yasasının uygulanmasına ilişkin husus birliğin kuruluş belgesinde yazılı olmayan hususlarla ilgilidir. Oysa davanın dayanağını teşkil eden genel kurul kararlarının bozulmasını düzenleyen kuruluş belgesinin 35.maddesinde “… Genel kurul kararları aleyhine toplantıyı takip eden günden başlamak üzere 30 gün içerisinde birlik merkezinin bulunduğu yerin asliye hukuk mahkemesine başvurabilir.” hükmüne yer vermiştir. Yukarıda yazılı yasal düzenlemeler ve dayanak belgeler ile söz konusu genel kurul kararının iptali yönünden görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri belirlenmesi karşısında kooperatifler yasasının 99.maddesinin uygulanması mümkün değildir. (Yargıtay 23. HD 17/09/2020 Tarih 2017/1753 Esas 2020/2874 Karar- Yargıtay 18. HD 20/10/2015 Tarih 2015/14593 Esas 2015/14876 Karar)
HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının, HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’ sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın nöbetçi DİYARBAKIR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtarına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mankemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan Üye Üye Katip