Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1237 E. 2022/2754 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 23/09/2021
KARAR TARİHİ : 26/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin yıllardan beri …. ilinde faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, şirketin faaliyetleri kapsamında gerek özel kişilerle gerek kamu kurumları ile birçok ticari iş yaptığını, Müvekkili şirketin yaptığı işler sebebi ile …. . Bankası Anonim Şirketi … Şubesinde ticari bir hesap açtığını ve yaptığı işlere ilişkin ödeme işlemlerinin çoğunu bu hesap üzerinden gerçekleştirdiğini, Müvekkilinin …. tarihinde, bilgisi ve rızası dışında, … Bankası Anonim Şirketi …. Şubesinde mevcut olan hesabından …bank nezdindeki …. adına kayıtlı kredi kartına … TL, ….adına ise … TL EFT yapıldığını fark ettiğini ve durumu hemen … Bankası Anonim Şirketine aktardığını, Müvekkili tarafından aynı gün yapılan bildirimde kendi hesabından bilgisi ve rızası dışında toplamda …. TL’lik bir EFT’nin yapılmış olduğunu belirttiğini ve söz konusu işlemin iptali için bankanın derhal iptal prosedürünü işletmesini istediğini, Banka tarafından bu işlemin iptaline ilişkin hiçbir işlem yapılmadığını, Müvekkili tarafından aynı gün Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen yetkisizlik kararı ile birlikte dosyanın Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiğini, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada müştekinin şirket hesabından, Finansbank nezdindeki iki ayrı kredi kartına, toplam … TL EFT gerçekleştirildiği, bu işlemlerin mobil bankacılık üzerinden müşteri numarası, şifre ve hesapta kayıtlı cep telefonuna gönderilen SMS doğrulaması ile yapıldığı, müşteki banka hesabından gerçekleştirilen EFT işlemlerinde kullanılan IP/Port bilgisinin yabancı uyruklu … adına kayıtlı …. abone numaralı hatta ait olduğunun belirtildiğini, davalı bankanın güvenlik açığının bulunduğu ve bunun sonucunda müvekkilinin dolandırılmak sureti ile zararına sebebiyet verdiğini, banka tarafından hiçbir güvenlik prosedürü işletilmediğini ve müvekkili ile hiçbir irtibat kurulmadığını, Yapılan işlemlerin birden fazla ve yüksek meblağlı para gönderim işlemleri olduğu gözetildiğinde, söz konusu paraların müvekkilin hesabından internet dolandırıcılığı yoluyla çekilmesine sebebiyet veren şeyin davalı bankanın güvenlik açığı olduğunu, Davalı bankanın güvenlik açığı sebebi ile müvekkilinin hesabından toplamda …. TL’lik meblağın çekilmesinde davalı bankanın kusurlu olduğunu, müvekkilinin uğramış olduğu zararın davalı bankaca karşılanması gerektiğini, Her iki tarafın da ticari şirket olduğunu, müvekkili şirketin ticari hesabından para çekildiğini, bu hesabı yalnızca ticari işletmesi için kullandığı göz önüne alındığında bahse konu işin ticari olduğunu ve bu konuda açılacak davanın da Ticaret Kanununa tabi olacağı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, ayıplı hizmetten kaynaklanan zararın tazmini için; 1.000,00 TL maddi tazminatın …. tarihinden itibaren (temerrüt tarihi) işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte tahsilini için talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili …. tarihli ıslah dilekçesiyle talep sonucunu 62.000 TL olmak üzere artırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın …. muta numaralı müşterisi davacı …Sanayi Ticaret Limited Şirketi tarafından…. tarihinde ekte işlem detayları verilen; …’nin hesabına …-TL tutarında, ….’in hesabına …-TL tutarında EFT işlemi yapıldığını, müvekkili Banka kayıtlarında yapılan yapılan incelemede; davacının bilgisi dışında gerçekleştirildiğini belirtmiş olduğu işlemlerin, kendisine ait müşteri numarası/kart numarası ve cep telefonuna gönderilen tek kullanımlık SMS şifre bilgilerinin doğru olarak girilmesi sonucunda internet bankacılığı şubesi aracılığı ile yapıldığını, husumet itirazlarının bulunduğunu, davacının, kendisine ait müşteri bilgileri ile kullandığı telefon numarasına gönderilen şifreyi kim olduğunu bilmediği kişilerle paylaşması suretiyle veya işlemi bizzat kendisi yaparak müvekkili banka tarafından zarara uğratıldığını iddia etmesinin; hukuka aykırılık teşkil ettiğini, davacının kusurlu olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, davacının, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, bir kısım şüpheliler hakkında kamu davası açıldığını, huzurdaki davayı ceza davasındaki yargılanan sanıklara yöneltmesi gerekirken, müvekkili bankanın kusurlu olduğu iddiası ile müvekkil bankaya yöneltmesinin yerinde olmadığını, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davaya konu dolandırıcılık eylemlerinde, müşterinin korumakla yükümlü olduğu bilgileri üçüncü şahıslar ile paylaşmış olması nedeniyle Bankalarının herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığını, Banka sisteminde yapılan kontrollerde, davacı tarafından Banka çağrı merkezinden destek alınmak suretiyle tamamladığı işlemlerden doları dolandırılmasını, bu işlemleri, müşteri numarası/kart numarası bilgilerini vermek ve SMS ile gelen şifreyi gerçekleştirmek suretiyle gerçekleştirilmesinden dolayı sorumluluğun tamamen kendisinde olduğunu, yargı için terazinin esaslı noktasını şifrelerin oluşturduğunu, dünyanın hiçbir yerinde; güvenlik şifrelerini 3. Kişiler ile hiçbir zorlama ve baskı altında kalmaksızın serbest irade ile paylaşan hesap sahiplerini koruyan bir güvenlik tedbiri bulunmadığını, banka tarafından basiretli bir tacir gibi hareket edildiğini ve kart kullanımı belirli kurallara bağlandığını, kart sahiplerine, kartlarını bilinçli kullanmaları konusunda da birtakım yükümlülükler yüklediğini, güvenlik önlemlerini aldığını, müvekkili bankanın, söz konusu işlemler esnasında davacıya gerekli SMS bildirimleri yaptığını, ayrıca söz konusu hesaba işlemin gerçekleştiği tarihte güvenlik amaçlı bloke işlemi uygulandığını, neticeten davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Antalya …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası,
2-Arabuluculuk tutanağı,
3-Dava konusu işlemlere ilişkin eft dekontları,
4-Hesap uzmanı bilirkişinin … havale tarihli raporu,
5-….bank’ın …. tarihli cevabi yazısı ve eki bilgi ve belgeler,
6-Elektrik – elektronik mühendisi ve bankacı bilirkişiden oluşan heyetin … tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı banka nezdinde açılmış olan hesapta bulunan paranın davacının bilgisi ve izni dışında internet yolu ile yapılan işlemler sonucu çekilmesi suretiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür. (4491 sayılı Yasa ile değişik 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 10/4 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61. maddesi) Bu tanımlamaya göre, mevduat ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. BK’nın 306. ve 307. maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. Aynı Yasa’nın 472/1. maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir.
Eldeki dosyaya mübrez, Elektrik – elektronik mühendisi ve bankacı bilirkişiden oluşan heyetin …. tarihli raporu içeriğinden anlaşıldığı üzere;
Davalı … Bankası …. Şubesinde davacı Sümerler Yapı adına olan …. IBAN numaralı hesabının …. tarihli kayıtlarından;
1. Davacının hesabından saat … de …. TL nin … adına, 10:46 da.. TL nin …. adına kayıtlı kredi kartlarına aktarıldığı görülmektedir. Söz konusu aktarmaların IP/LOG kayıtlarında mobil şube üzerinden yapıldığı görülmektedir.
2. Türk Telekom’dan alınan log kayıtlarına göre işlemlerin yapıldığı telefon numarasının yabancı uyruklu adına kayıtlı nolu telefon olduğu görülmektedir.
Davacının internet bankacılığı için …. Bankası kayıtlarında kayıtlı telefon numarası ise … dur.
Somut olayda dolandırıcılık işlemini gerçekleştirdikleri iddia edilenlerin yargılandığı Antalya …. Asliye Ceza Mahkemesinin …. sayılı ceza davası dosyasındaki ifadelerin incelenmesinden dolandırıcılık işlemini gerçekleştirenlerin davacı hesap sahibi ile hiçbir ilişkileri olmadığı, ellerindeki kredi kartlarına havale ettikleri parayı ATM’lerden çekip altın alışverişi yaptıkları anlaşılmıştır. Dolandırıcılık şüphelilerinin tespiti uzun sürdüğünden ATM’lerden kamera kaydı alınamamıştır.
Davacının isteği ve bilgisi dışında yapılan işlemleri öğrenir öğrenmez olayı ilgili bankaya bildirdiği ve banka yetkililerinin yönlendirmesiyle aynı gün Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına da başvurduğu görülmektedir.
…. tarih ve …. sayılı yazısıyla … Bankasının Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına, para transferine ilişkin müşterinin ….nolu telefonuna gönderilen mesajlar diye gönderdiği log kayıtlarına göre müşteri telefonuna gönderilen mesajların saat …., … ve …. da gönderilmiş olduğu görülmektedir. Bu mesajların içeriği “***** SMS SİFRESİ İLE ….BANK MOBİL SUBEYE GİRİS YAPABİLİRSİNİZ. SİFRENİZİ KİMSEYLE PAYLASMAYINIZ” olduğundan saat …. ve …. da gerçekleşen para transferi ile ilgili olmadığı sadece mobil şubeye giriş mesajları olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı …bank müşteriden şifre ile onay aldığını belirtmesine rağmen, para havalesi ile ilgili herhangi bir SMS kaydı sunmamıştır. Müşterilerini internet bankacılığına özendiren bankaların kendilerine emanet edilen mevduatı koruma yükümlülüğü nedeniyle internet bankacılığı işlemlerinde işlemi gerçekleştiren kişinin gerçekten hesap sahibi olup olmadığını şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit etmesi, gelişen dolandırıcılık yöntemlerine karşı bunları önleyici gerekli önlemleri alması gerekmektedir. Bu minvalde, işlemler telefon numarası, IMEI, biyometrik değerler vb ile sınırlanabileceği gibi yapay zeka yazılımları ile de olayımızdaki gibi şirket hattından kredi kartına havale benzeri alışılmışın dışında gerçekleşen işlemleri tespit edip, bunları müşterinin ikinci bir onayı sonrası gerçekleştirmeye olanak sağlayan uygulamalar kullanılarak da bankaya emanet edilen mevduatın güvenliğinin sağlanabileceği teknik kanaati bilirkişi heyeti tarafından ifade edilmiştir.
İnternet ortamında gerçekleşen işlemler için, Banka – Müşteri ilişkisinde, Banka tacir olduğu ve ancak özel izinle yapılabilen bir ticaret gerçekleştirdiği için ayrıca ilişkinin kaynaklar (maddi ve teknik eleman) açısından daha çok kaynağa sahip olan tarafı olması nedeniyle, bir de bu tip dolandırıcılık girişimleriyle müşteriden çok daha önce karşılaşan taraf olduğundan bu işlemlerin güvenliği açısından önlemleri alması gereken taraf durumundadır. Dolandırıcılık girişimiyle karşılaşan bankanın talepte bulunan kişinin gerçekten hesap sahibi olduğundan emin olmak için gerekli kontrolleri yapması, aldatılmaya karşı önlem alması gerekmektedir. Kaldı ki bu önlemler çok pahalı yatırımlar gerektirmemektedir, internet üzerinden şubesiz bankacılık hizmetleri sunan bankanın bu sayede harcamak zorunda kalmadığı şube ve personel giderleriyle bu önlemleri alabileceği düşünülmektedir.
…, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından yayınlanan Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında Yönetmelikte çift katmanlı kimlik doğrulaması sürecine yer verilmesine ilave olarak aynı yönetmeliğin “İşlemlerin takibi” başlıklı 36. maddesinde yer alan “Banka, elektronik bankacılık hizmetleri kapsamında gerçekleşen olağan dışı, sahtekârlık amaçlı veya dolandırıcılık riski bulunan işlemleri tespit etmeye ve bunları önlemeye yönelik işlem takip mekanizmaları kurar” hükmüne yer verilmesinin bu duruma matuf olduğu ve bu hükme göre elektronik bankacılık sistemine girişten sonra da davacının hesabından yapılan işlemler sıra dışı ve şüpheli işlemleri olup olmadıkları açısından takip edilmelidir.
Aynı maddeye göre işlem takip mekanizması kapsamında uygun olan durumlarda asgari olarak
a) Finansal sonuç doğuran işlemlere yönelik bilinen dolandırıcılık yöntemleri,
b) Gerçekleştirilen her bir bankacılık işleminin tutarı ve bu tutarlara göre müşterinin konum bilgisi de kullanılarak normal dışı bir ödeme, fon transferi ya da davranış deseni gösterip göstermediği,
c) Kaybolmuş, çalınmış ya da yetkisiz kişilerce ele geçirilmiş kimlik doğrulama unsurlarının listesi,
ç) Her bir kimlik doğrulama oturumuna yönelik olarak zararlı yazılımların bulaşmış olabileceğini gösteren belirtiler gibi risk unsurları takip edilmelidir.
Somut olayda davacıya ait para, davacı hesabından dava dışı kimliği belirli kişi adına hesaptan bir başka hesaba bankaya karşı gerçekleştirilen sahtecilik işlemi ile havale edilmiş olup, bu durum davalı bankayı aldığı mevduatı iade etme yükümlülüğünden kurtarmayacaktır. Dosya kapsamından, işlemlerde davacının üçüncü kişilerle el ve işbirliği ile veya başka şekilde kusurlu davrandığı kanıtlanmamıştır. Davalı banka tarafından, hesapta bulunan paranın güvenliğinin tam olarak sağlanamadığı, kötüniyetli kişilerin işlemlerine karşı korunamadığı, bu kişilerin eylem ve işlemlerine karşı koruyacak etkili mekanizmayı, güvenlik önlemlerini geliştirmediği, bu önlemleri kullanmayı, müşterileri için zorunlu hale getirmediği anlaşılmaktadır. O halde, davalı bankanın hesaptan çekilen tüm paradan sorumlu olduğunun, ilke olarak kabulü gerekir.
Neticeten Mahkememizce yapılan değerlendirmede; dava konusu olay aynı zamanda suç teşkil etmekle uzamış ceza zaman aşımına tabi olduğu değerlendirilmiş ve davalının zaman aşımı itirazına itibar edilmemiş, davalı Bankanın davacıya vermiş olduğu şifre ve parolanın davacının kusuru ile ele geçirildiği kanıtlanamadığından meydana gelen olaydan davalı bankanın sorumlu olduğu değerlendirilmiş, bu nedenle müterafik kusur indirimi de yapılmamış, taraflar tacir olmakla ticari faize karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
-1.000,00 TL’nin dava tarihi olan …. tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
-61.000,00 TL’nin ıslah tarihi olan …tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken …. TL harçtan, peşin alınan kısmın mahsubu ile bakiye …. TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafın ödediği 59,30 TL başvurma harcı, 1.109,30 TL peşin harç ile ıslah harcı toplamı ve 11,50 TL vekalet harcı, bilirkişi ücreti, posta ve tebligat gideri toplamı … TL olmak üzere toplam ….TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı taraf davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.920,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5- 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki taraf için iki saatlik ücret tutarı karşılığı olan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6- HMK.’nın 333. maddesi ve HMKY’nin 47. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının yazı işleri müdürü tarafından ilgilisi hesap numarası bildirilmiş ise hesabına aktarılmasına, aksi halde masrafın gider avansından karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilerek iadesinin sağlanmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip Hakim