Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1229 E. 2021/110 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 03/03/2021
KARAR TARİHİ : 29/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davalı sigorta nezdinde…… poliçe numarası ile sigortalanan …… plakalı aracın 24/10/2019 tarihinde ….-…. K.K nolu ….. ….. devlet yolunun 9+800 üncü km sinde trafik işaret direği ve levhasına çarpması dolayısıyla 542,80 TL maddi zarar meydana geldiğini, Karayolları 9. Bölge Müdürlüğü ekiplerince tutulan zarar tespit raporu ile sabit olduğunu, anılan zararın tahsili amacıyla Diyarbakır İcra Müdürlüğünün …….. Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı sigorta şirketince icra takibine itiraz edildiğini, davalı borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminata ilişkin itirazın iptali davasıdır. Dava 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi gereğince sigortalıya ödenmiş olan hasar bedelinin haksız fiil sorumlusundan rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Dava, alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davası, İİK’nun 67. maddesinde düzenlenmiş kendine özgü bir dava türü olup, icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır. Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması, borçluya gönderilen ödeme emrine süresi içerisinde itiraz edilmesi bu dava için özel bir dava şartı olarak öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış icra takibi bulunması dava şartı olup HMK’nın 138 ve 140. maddeleri gereğince dava şartlarının öncelikle incelenmesi gerekmektedir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 50/1. maddesine göre “para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur.” Davalı icra takibinde borca ve yetkiye itiraz ederek adresinin bulunduğu ….. ilçesi İcra Müdürlüğünün takipte yetkili olduğunu belirtmiştir. İcra Müdürlüğünce öncelikle yetki itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Yetkili icra dairesinin ve mahkemenin, takip tarihi ve dava tarihine göre belirlenmesi gerekir.
Trafik kazası nedeniyle oluşan hasar nedeniyle sigortalısının zararını karşılayan kasko sigortacısının ödediği miktarı davalı işleten ve sürücüden rücuan tazminine yönelik davanın temeli, motorlu araç kazasından dolayı hukuki sorumluluğa dayanmaktadır.(YHGK., 25.12.2002 tarih, 2002/11-1105 Esas, 2002/1102 Karar). TTK’nun 1301. maddesi (6102 sayılı TTK m. 1472) hükmü gereğince kasko sigortacısı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve bu sebeple sigortalı mal sahibinin hak ve yetkilerine sahip olur. Bu halefiyet ilkesi gereğince, sigortalı zarar sorumlusuna karşı tazminat davasını hangi yer mahkemesinde açması gerekiyor ise, kasko sigortacısının da rücu davasını aynı yer mahkemesinde açması gerekir.
İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK’nın 50. maddesinin yollaması ile HMK’nın genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. HMK’nın 16. Maddesinde ise haksız fiilden doğan davalarda yetki düzenlenmiş olup haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir.Takip ve dava, TTK.nın 1472. maddesi gereğince, sigortalıya ödenmiş olan alacağın hasar sorumlusundan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Sigortacının açacağı rücu davasında yetkili mahkemenin tespitinde de halefiyet ilkesi dikkate alınmalıdır. Diğer bir ifade ile, sigortalı zarar sorumlusuna karşı hangi yer mahkemesinde dava açması gerekiyor ise, halefiyet ilkesi gereğince sigortacının da rücu davasını aynı yer mahkemesinde açması gerekir. Sigortalının zarar sorumlusuna karşı açacağı davada kural olarak davalının ikametgahı mahkemesi yetkili olacaktır. HMK 16. maddesinde birden fazla yetkili mahkeme belirlenerek davacıya seçimlik hak tanınmıştır. Ancak, davacı, davasını,yasanın belirlediği genel ve özel mahkemelerin hiçbirisinde açmaz, yetkisiz bir mahkemede açarsa o zaman yetkili yeri seçme hakkı davalıya geçer.
Somut olayda davacı takibini, HMK’nın belirlediği yetkili yerlerin hiç birinde başlatmamış, Diyarbakır’da başlatmıştır. Diyarbakır, haksız fiilin işlendiği, zararın meydana geldiği, yahut gelme ihtimalinin bulunduğu ya da zarar görenin yerleşim yeri değildir. Zarar Siirt’te‘da meydana gelmiş, davalının adresi İstanbul olup ve davacının adresi ise ….. ‘dadır. Davalı tarafından yetki ve borca itiraz edildiği, Diyarbakır İcra Müdürlüğü tarafından takibin yetki yönünden İİK 66.maddesi uyarınca durdurulmasına karar verildiği, ancak yetki itirazının kaldırılması hususunda dava açılması ya da dosyanın yetkili icra dairesine gönderilerek borçluya ödeme emri gönderilmesinin sağlanmadığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamına göre; genel yetki kuralları uyarınca genel yetkili mahkemenin HMK’nın 6. Maddesi uyarınca davalının yerleşim yeri mahkemesi oluşu, haksız fiilin meydana geldiği yerin Siirt oluşu, zarar görenin adresinin ….. oluşu göz önüne alındığında, davalının takip tarihindeki yerleşim yeri olan İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla, davalının icra dairesinin yetkisine yönelik usulüne uygun itirazının haklı olduğu değerlendirilmiş, yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmayışı gözetilerek dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç olmak üzere bakiye 118,60 maktu harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1. maddesi uyarınca, davanın açılmamış sayılması, ön şart yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddi ön inceleme tutanağının imzalanmasından önce meydana gelmekle, 542,00 TL dava değeri üzerinden hesaplanan 542,00 TL vekalet ücretinin yarısı olan 271,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının karşıladığı yargılama harç ve giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal iki haftalık süresi içerisinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 29/11/2021

Katip Hakim
☪e-imzalıdır ☪e-imzalıdır