Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1008 E. 2021/54 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
-GÖREVSİZLİK –
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 02/12/2019
KARAR TARİHİ : 2021/54
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin Diyarbakır İlinin .. İlçesi … Mahallesi sınırlarında bulunan mülkiyetindeki tarım arazilerinde arpa üretimi yaptığını, Müvekkil 15.10.2018 Tarihinde ekmiş oldukları Arpa Ürününü Tarsim Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigorta Poliçesi ile davalıya sigortalattırdığını, primlerini ödediğini, meydana gelen sel ve su baskını ile ürünlerin tamamen zarar gördüğünü, zarar gören arpaların tespiti amacıyla 24.05.2019 tarihinde yapılan kesin ekspertiz çalışmasında ilgili üründe riske bağlı hasar tespit edilemediğini, ancak yapılan çalışmalara müvekkilin itirazı üzerine 04.06.2019 tarihinde yapılan tespitte ise; …, …, … ve … numaralı poliçelerde % 23 oranında hasar tespit edildiğini, müvekkilin zararın karşılanması için müracaat ettiğini, ancak Tarsim tarafından … tarihli yazı ile … olan poliçelerin, kayıtlı olduğu alanların poliçe başlangıcından önce su altında olduğu gerekçesiyle ödeme yapılmayacağının bildirildiğini, halbuki gerçek hasar oranının % 23 oranından daha fazla olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla; şimdilik müvekkil için toplam 100,00 TL maddi tazminatınyasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Her ne kadar dava, belirsiz alacak davası olarak açılmışsa da, sigorta tazminatı belirlenemez bir alacak olmadığını, alacaklının belirsiz alacak davası açabilmesi için dava açacağı miktar ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı ya da bu objektif olarak imkânsız olması gerektiğini, açılacak davanın miktarı biliniyor ya da tespit edilebiliyorsa, böyle bir başvuru yapılamayacağını, davacının talepleri teminat dışı olduğunu, poliçe hükümleri ve delilleri doğrultusunda haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diyarbakır 3.Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas … Karar sayılı ilamı ile Hakimler ve Savcılar Kurulunun … tarih ve … kararına istinaden dosya mahkememize gönderilmiştir.
KABUL VE GEREKÇE :
Dava, sigorta sözleşmesine dayalı ürün hasarı sebebiyle tazminat talebine ilişkindir.
HMK’ nun 2. maddesi dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesini görevli kılmıştır.
Somut olayda davacı talebinin devlet destekli bitkisel ürün sigortası sözleşmesinden kaynaklandığı, ancak 02.12.2019 tarihinde açılan ve temel ilişkide tarım sigortası sözleşmesine dayalı olmakla birlikte davanın dayanağının 5363 Sayılı Tarım Sigortaları Kanunu ile üreticilerin bu kanunda belirtilen riskler nedeniyle uğrayacağı zararların karşılanması amacıyla tarım sigortaları uygulamasına geçilmiş olmasından kaynaklandığı, anılan sistemin normal sigortalara göre farklılık gösterdiği, bu suretle 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde sayılan ve bu maddede TBK’na atıf yapan sözleşmelere ilişkin olmadığından eldeki davanın mutlak ticari dava olarak kabul edilmeyeceği, yine davacının tacir sıfatı bulunmadığı, nitekim davacının çiftçi olduğu, ticari ve mesleki amaçla tarım sigortası yaptırdığı, tacir sıfatının bulunmadığı (Yargıtay 20. H.D. 12.04.2016 tarih, 2016/9125 esas, 2016/7945 karar, İstanbul BAM 37. H.D. 2018/902 esas, 2018/1289 karar, Adana BAM 9. H.D. 2018/230 Esas, 2018/253 karar, İzmir BAM 11. H.D. 2017/566 esas, 2017/388 karar sayılı ilamları) bu suretle davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinin de olmadığı saptanmakla, HMK 2 mad. gereğince görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu saptanmıştır.
HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının , HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli nöbetçi Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak, kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip Hakim