Emsal Mahkeme Kararı Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/100 E. 2021/134 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
DİYARBAKIR
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/05/2018

Mahkememiz dosyası ile birleşen …. Esas sayılı dosyada
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/05/2018

Mahkememiz dosyası ile birleşen … Esas sayılı dosyada
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/10/2016
KARAR TARİHİ : 17/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı Tarafın İddialarının Özeti ve Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;…-… Bölünmüş Devlet yolu Km:30+000-75+000 Arası Fiziki Toprak İşleri, …. ve ……. Yapım İşi”…… 19/03/2008 tarih ve 26821 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ……. sayılı genelgesine istinaden ….. Kaymakamlığı … …. ….. Birliği Başkanlığınca yapılan ihale sonucunda davalı …. ….. İnş. … ….. Ltd. Şti + …… …… …. ….. Tic. Ltd. Şti Ortak Girişimi tarafından yüklenildiğini, söz konusu bu iş kapsamında, yol yapım çalışmaları sırasında …. ili … ilçesi …. köyünde bulunan taşocağında yapılan patlatmalar nedeni ile …….’a ait taşınmazın zarar gördüğü iddiası ile müvekkili idare aleyhine Diyarbakır 1. İdare Mahkemesinin ….. (bozmadan önce …..) esasına kayden tazminat davası açıldığını mahkemece davanın kabulüne dair verilen 21/04/2015 gün ve …. E. ….. K. Sayılı ilam ile yol yapımı sırasında meydana gelen zarardan dolayı davacıya tazminat ödenmesine karar verildiğini, anılan karar nedeni ile idarelerince ….’a (asıl alacak, yargılama gideri, vekalet ücreti, işlemiş faiz ile birlikte) 23.07.2015 tarihinde 40.518,51 TL tazminat ödenmek zorunda kalındığını,… ….. …. …. Birliği Başkanlığı ile davalı …. … …. …. Ltd. Şti + …. … ….. … Tic. Ltd. Şti Ortak Girişimi arasında imzalanan yapım işlerine ait tip sözleşmesinin 49. Maddesinde; “Patlayıcı madde kullanılması gerekli olduğu zaman ve yerlerde gerek bu maddelerin muhafazası ve gerekse kullanılmasında kazalara, mahsul, bina ve tesisat gibi sahipli şeylerin zarar uğramasına karşı gerekli bütün emniyet tertibatının alınmasından ve böyle bir halin vukuundan tamamen yüklenici sorumlu olacaktır” hükmü bulunduğunu, yapım işlerine ait tip sözleşmenin 50. maddesinde; özel ve tüzel kişilere ait emlak, boru hattı, mahsul, ağaçlar, abideler, yol işaretleri, tel örgüler vs. her türlü malın muhafazasından ve zarardan masun tutulmasından yüklenicinin sorumlu olacağı, doğrudan doğruya veya kasıtlı olarak bu hususlara riayetsizlik, ihmal ve dikkatsizlik vs. sebep ile mallara verilecek zararı; yüklenici onları en az ilk durumuna getirmek veya yenisini koymak veya tazmin sureti ile gidermekle yükümlü olduğu hükmüne bağlandığını, söz konusu bu hüküm gereğince, yol yapım çalışması sırasında ….. ‘a ait taşınmazın zarara uğramasından dolayı davalı şirket ve Belediye Başkanlığının (Kapatılan …. …… …… Birliği) bizzat sorumlu olduğunu, anılan yol yapımı çalışması için yapılan bir protokol olduğunu, iş bu protokol gereğince de müvekkili idarenin ödemek zorunda kaldığı 40.518,51 TL tazminatın, davalı şirkete ve Belediye Başkanlığına rücu edilmesi gerektiğini, davalı şirkete ve Belediye Başkanlığına rücu edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL nin ödeme tarihi olan 23/07/2015 tarihinden itibaren isleyecek yasal faizi, yargılama giderleri ve ücret-i vekâleti ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. … . Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu davanın … mahkemelerinde açılması gerektiğini, bu nedenle öncelikle mahkemenin yetkisizlik kararı vermesini talep ettiklerini, ….. …. ….. …. Birliği kapanmakla Büyükşehir Belediyesine bağlandığını, bu nedenle davanın tarafı …. …. …. Belediye Başkanlığı olduğunu, ilgili sözleşmenin … Belediyesinde bulunmadığından ve sözleşme örneği ve ekleri dava dilekçesi ile taraflarına tebliğ edilmediğinden anılan sözleşmeye ilişkin beyan ve cevap haklarını saklı tuttuklarını, müvekkili belediyeye söz konusu tazminata ilişkin olarak herhangi bir kusur atfedilmeyeceğinden davanın reddini talep ettiklerini, bu nedenlerle davanın öncelikle yetki yönünden reddine, davanın tarafı ……. Belediye Başkanlığı olduğundan, husumetin düzeltilerek, husumet yönünden davanın reddine, koşulları oluşmayan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirketler vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesiyle davacı kurum tarafından, müvekkil şirketlerin oluşturduğu adi ortaklığa karşı rücuan tazminat davası açılmışsa da, ortak girişimin taraf ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddi gerektiği, Adi Ortaklık, Türk Borçlar Kanunu’nun 620 ve devamı ile 645’inci maddelerde düzenlenmiş olup, HMK 50. vd. maddeleri gereğince dava ve taraf ehliyetine sahip olmadığını, Borçlar Kanunu 620. Maddesinde; “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir İki veya daha fazla işletmenin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri ortak girişimin (yani adi ortaklığın) tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti olmadığını, Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından aktif ve pasif dava ehliyeti olmadığını, taraf ehliyeti kamu düzeninden olup mahkemece kendiliğinden göz önüne alınması gerektiği,davanın sıfat yokluğundan reddi gerektiğinin tartışılmaz olduğunu, davacı tarafından, müvekkili şirketler aleyhine açılan davayı kabul etmediklerini, Diyarbakır 1. İdare Mahkemesinin …. Esas …. Karar sayılı kararlarının gerekçesinde rücuya dayanak yapılan …. ili …. İlçesi …. Köyünde bulunan taş ocağındaki patlamalar sebebiyle ve ….. …. …. . …… Birliğinin … Genel Müdürlüğünden ocak tahsisi talebine değindiğini, davacı idare tarafından, müvekkili şirket aleyhine aynı olayla ilgili, 2013 tarihinde Diyarbakır 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin…. E…… K. Sayılı dosyasında açılan rücuan tazminat davasının da reddolunduğunu,birinci derecede sorumlu olan davacının, oluşan tüm zararlar dolayısıyla müvekkil yükleniciye rücu etmesinin hukuka aykırı olduğunu, zira yukarıdaki mahkeme kararı da incelendiğinde kusurlu olarak birinci derecede davacı … Genel Müdürlüğü ile …. ……. ….. …. Birliği Başkanlığının olduğunu, oluşan zararlar nedeniyle tümünün müvekkili yükleniciden istenmesinin hukukun genel ilkesi olan “Kusur Sorumluğu İlkesine” aykırı olduğunu, Dava dilekçesinde davacı idare, Yapım İşlerine Ait Tip sözleşmesinin 49.maddesi nedeniyle sözleşmeden doğan zararlardan yüklenicinin sorumlu olduğunu ileri sürmüşse de bu açıklamayı kabul etmediklerini, aynı sözleşmenin 50. maddesi gereği de müvekkiline atfı kabil kusur bulunmadığı gibi “bütün bu sorumlulukların işin kabulüne kadar devam edeceği”nin madde metninin devamında yer aldığını, haksız ve hakkaniyete aykırı olarak müvekkili aleyhine açılan davada, müvekkili şirketin diğer davalı … …. ….. ….. Birliği ile sözleşme kapsamında işin yapılması, bu yol çalışmalarında ocakların idare tarafından tahsis edilmesi, patlatmaların idarenin izin ve denetimiyle usulüne uygun yapılmış olması, olayın teslim ve geçici kabul tarihlerinden sonra gerçekleşmesi ve çalışmamalar devamında herhangi bir şikayet ve başvuru bulunmadığı gibi, yapım işleri sözleşmesi gereği de idare tarafından, herhangi bir bildirim bulunmaması nedeniyle, müvekkil şirketlerin kusur ve sorumluluğu bulunmaması nedeniyle, idarenin açmış olduğu rücuan tazminat davasının reddini talep ettiklerini, bu nedenlerle hukuka ve gerçeklere aykırı olarak açılan tazminat davasının reddedilerek yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın …. Başkanlığı bağlanan ….. ….. ……. Birliğinin …. Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına bağlanmasını sebep göstererek kurumlarını da davaya dahil ettiğini, müvekkili idare aleyhine açılan bu davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, öncelikle dava dilekçesinin usulen reddi gerektiğini, zira müvekkili idarenin dava konusu ile bir ilgisinin bulunmadığını, 6360 sayılı yasayla tüzel kişiliği kaldırılan … ……. …… Birliğinin …. Belediyesine devri yapılmış olduğundan husumetin müvekkili … Belediye Başkanlığına yöneltilmiş olmasının doğru olmadığını, bu nedenle öncelikle davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili idare bünyesinde yapılan araştırmalar neticesinde, söz konusu yapım işinin … ….. ……. Birliğince ihale edildiğinin tespit edildiğini, 6360 sayılı kanun kapsamında da Kaymakamlık ve … …. ….. …. Birliklerinden idarelerine herhangi bir dosya devri yapılmadığının belirtildiğini, kurumlarında herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından esasa ilişkin savunma yapamadıklarını, sözkonusu dava ile ilgili bilgi ve belgeler kurumlarına geçtiği takdirde cevap haklarını saklı tuttuklarını, bu nedenlerle davanın müvekkili idare yönünden reddine karar verilmesini yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
(II) DELİLLER :
Sözleşme, Diyarbakır İdare Mahkemesini …. E. …. K. sayılı ilamı, diğer yasal deliler.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALAR, ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKÎ SEBEPLER:
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren Yasanın 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda davacı, yol yapım ihalesi kapsamında yol yapım çalışmaları esnasında patlamalardan kaynaklı üçüncü kişinin uğradığı zararı ödediğinden bahisle davalılardan rücuen tazminat talep etmektedir. Bir başka deyişle dava haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Yine dava mutlak ticari davalardan olmayıp her iki tarafın da ticari işletmesi ile alakalı da değildir.
Bu durumda uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olmadığından asliye hukuk mahkemesinde davanın görülüp sonuçlandırılması gerektiği, mahkememizin görevsiz olduğu, görevli mahkemenin Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114 ve 115 mad. gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
Tarafların görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli DİYARBAKIR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair; tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.17/11/2021

Katip Hakim