Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2023/595 E. 2023/1120 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/595 – 2023/1120
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2023/595
KARAR NO : 2023/1120

YAZIM TARİHİ : 14/07/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı tarafından düzenlenen 17 adet faturadan atık su bedeli tahsil edildiğini, davacıya ait aboneliğin bulunduğu yerde davalıya ait kanalizasyon hattının bulunmadığını, tahsil edilen atık su bedelinin yönetmeliğe ve kanuna aykırı olduğunu, toplam tahsil edilen bedelin 52.921,55.-TL olduğunu, bu bedelin iadesi için ihtarname gönderildiğini, ihtarname cevabında talebin kabul edilmediğini, konu ile ilgili emsal Yargıtay kararının bulunduğunu belirterek ödenen bedelin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, 6102 sayılı Kanun’un 5/A maddesi gereğince dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olmasının dava şartı olduğunu, davacı tarafça arabuluculuk yoluna başvurulmaksızın dava açıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu alacağın tahsili talebi ile önce Bursa 14.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldığını ancak mahkemece görevsizlik kararı verildiğini, bunun üzerine 18/01/2023 tarihinde ticari olarak arabuluculuk başvurusu yapıldığını, görüşme sonucunda tutanağın tanzim edildiğini, görevsizlik kararı nedeniyle dosyanın Bursa Asliye Ticaret Mahkemeleri nezdinde tevzi edildiğini ancak dosya numarasının bildirilmemesi nedeniyle son tutanağın sunulamadığını, kendilerine tutanağın sunulması için süre dahi verilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, kendileri ile iletişime geçilmeden tek taraflı olarak toplantı gününün belirlendiğini, tutanağın açıkça hukuka aykırı olduğunu, arabuluculuğun 6 hafta içerisinde sonuçlandırılmasının gerektiğini ancak davalının haberi olmaksızın ilk oturumda tutanağın imza altına alındığını belirterek davacının istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini istemiştir.
Uyuşmazlık, abone sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin istirdatı istemidir..
Asliye hukuk mahkemesinin görevsizlik kararı üzerine görevli ticaret mahkemesine gönderilen dosyada mahkemece taraflara herhangi bir tebligat yapılmadan dosya üzerinde yaptığı inceleme ile arabuluculuk dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HMK m. 114 maddesinde dava şartları belirlenmiş olup, 115 maddede ise, dava şartlarının incelenme usulü düzenlenmiştir. Anılan Yasa’nın 118-140 maddelerinde ise davanın açılması, dava dilekçesinin davalıya tebliği (HMK m. 122), cevap süresinin beklenmesi (HMK m 127), cevap verilmesi halinde davacıya tebliği (HMK m.126), davacının cevaba cevap verme süresinin beklenmesi, verildiğinde diğer tarafa tebliği (HMK m.136/1), davalının ikinci cevap süresinin beklenmesi ve verildiğinde diğer tarafa tebliği (HMK 136/1) zorunlu olduğu belirtilmiştir. Dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğini öngören aynı Kanun’un 138. madde hükmü, dilekçelerin karşılıklı verilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Bu hüküm hakime, ön inceleme duruşması yapmaksızın karar verebilme yetkisi tanır. Ön inceleme duruşması yapmaksızın dosya üzerinden karar verilebilmesi için de davanın ön inceleme aşamasına getirilmiş olması gereklidir. Kanun’un 137. maddesinin (1.) fıkrasında, ön incelemenin dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılacağının açıkça öngörülmüş olması karşısında, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden gözetileceğine ilişkin 115/1. madde hükmü de bu hususlarda davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden karar verilebileceğine izin verir tarzda bir yoruma elverişli olmamasına rağmen mahkemece usule ilişkin bu koşullar yerine getirilmeden ve görevsizlik kararı ile gönderilerek esas alan dosyada taraflara herhangi bir tebligat yapılmadan ve genel mahkemede açılan davanın arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı gözetilerek taraflara bu hususta gerekli süreleri verilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden davacının bu husustaki istinaf nedenleri yerindedir.
Somut olayda, 10.1.2023 tarihinde Bursa 14. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmış bu mahkemece, 11/01/2023 tarihinde uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ve bu karar 9.2.2023 tarihinde kesinleşmiş, görevli mahkemeye 10.2.2023 tarihinde gönderme yazısı yazılmıştır.
Karardan sonra davacı vekilinin 18.1.2023 tarihinde arabuluculuk başvurusu yaptığı ve 27/01/2023 tarihinde anlaşmama tutanağının düzenlendiği anlaşılmıştır.
07.06.2012 tarih ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile bazı hukuki uyuşmazlıklar yönünden, bir yandan tarafların iradeleriyle kendi çözümlerini üretebilmeleri ve daha hızlı sonuç elde edilebilmeleri, öte yandan da mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yine mahkemeler aracı kılınarak bazı tür hukuk uyuşmazlıklarında alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak “Arabuluculuk” müessesesi benimsenmiştir.
Hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yöntemi ile çözülmesi ihtiyari olmakla birlikte, 6325 sayılı Kanun’da 06.12.2018 tarihli ve 7155 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle bazı tür uyuşmazlıklar için mahkemeye başvurmadan önce bir dava şartı olarak “zorunlu arabuluculuk” şartı getirilmiştir. Bu bağlamda aynı kanun ile 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayla ilgili asliye hukuk mahkemesince 10/02/2023 tarihinde görev nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin karar kesinleşerek görevli mahkemeye gönderildiği ve bu tarihten önce davacı tarafın arabuluculuğa başvurduğu ve sonuçlandığı görülmekle istisnai olarak görevsiz mahkeme aşamasında bu eksikliğin giderildiği ve görevli mahkeme olan ticaret mahkemesinde davanın esasına girilmeden arabuluculuk işleminin tamamlandığı anlaşıldığından ( Y.17. HD. 4.2.2021 T, 2020/3187-2021/762 sy.k) davanın esastan görülmesi gerekirken davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi Yasa’nın uygulanmasındaki amaca da uygun düşmeyeceğinden davacı vekilinin istinaf nedenleri yerindedir.
HMK nun 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK nun 353/1.a.4 hükmü uyarınca kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/02/2023 tarih ve 2023/150 – 2023/144 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 12/07/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.