Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/707 E. 2022/771 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/707
KARAR NO : 2022/771

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/452
KARAR NO : 2019/1293
KARAR TARİHİ : 24/09/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 28/11/2019 (davalı)
DAVACI ın İptali
B.A.M. KARAR TARİHİ : 19/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/05/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında akdedilen anlaşmaya göre müvekkilinin ticari bina inşaatı mimari projesinin çizim işi sebebiyle davalı şirkete tahsilat makbuzu karşılığında 45.000,00.-TL ödeme yaptığını, davalının fiyat teklifinde belirtilen sürede taahhüt ettiği işi tamamlamadığını, müvekkili şirket tarafından davalı şirketten sözlü görüşmelerde de cevap alınamaması nedeniyle davalıya sözleşmenin feshedildiğine ve yapılan ödemenin iadesine dair ihtarname gönderildiğini, ödemenin yapılmaması üzerine müvekkili tarafından davalı şirket aleyhine Bursa 3. İcra Dairesi’nin 2017/687 esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı şirketin davacı sıfatının gerek huzurdaki davada gerek icra takibinde bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında dava konusu sözde alacağın temelini oluşturan olaylara dair bir ilişkinin mevcudiyetinden bahsetmenin mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından …’a Harun Dervişoğlu proje adı ile bir teklifte bulunduğunu, iş bu teklif kapsamında teklife konu ( yapılacak – üstlenilecek ) işler açıkça yazılarak işin süresi, bedeli ve ödeme şekli tartışmaya mahal vermeyecek bir şekilde belirtildiğini, ilgili teklif kapsamında müvekkil şirkete 30.09.2015 tarihinde Mehmet Ağaç tarafından 10.000,00.-TL tutarında bir ödeme gerçekleştirildiğini sözleşme tarihinde gerçekleştirileceği belirtilen 45.000,00.-TL’ lik ödemeden bakiye kalan 35.000,00.-TL ise 10.12.2015 tarihinde gerçekleştirilerek sözleşme ilişkisi” … ve ilgili sair muhataplar ( davacı şirket ile değil )” bu tarihte tesis edildiğini, ilgili teklifte işin süresi 120 gün olarak belirtildiğini, bu sürenin müvekkili şirketin işe başlaması için kendisine sağlanması gereken ( evrak, doküman, bilgi, belge v.s. ) asgari şartların sağlanması sonrası teklif kapsamında yapmayı taahhüt ettiği işlere başlaması ile işlerin muhataplarına teslimi arasındaki azami süreyi ifade ettiğini, müvekkilinin sözleşme ile üstlendiği edimlerin tamamını eksiksiz ve süresinde ifa ederek üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmiş olmasına rağmen muhatapların müvekkili hakkında asılsız ve mesnetsiz iddialar ortaya atmak suretiyle sözleşmeden bakiye kalan bedeli ödemediğini belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı ile davalı arasında Bursa İli Osmangazi İlçesi Geçit Mahallesi 6362 ada 1 parsel üzerinde kurulacak ticari bina inşaatı mimarı projesinin çizilmesi sebebiyle anlaşmaya varıldığını, işin 120 gün içerisinde bitirileceğinin taahhüt edildiği, davalının taahhüt ettiği projeleri zamanında yerine getirmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının Bursa 3. İcra Müdürlüğü’nün 2017/687 esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına, alacak likit olduğundan asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 9.000,00.-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Davalı vekili istinafa başvuru dilekçesinde, yerel mahkemece husumet itirazlarının dikkate alınmadığını, davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği vakıanın temelini oluşturan akdi ilişkinin davacı şirket ile kurulmadığını, söz konusu mimari proje teklifinin davacı şirkete değil …’a sunulduğunu ve … tarafından kabul edildiğini, icap ve kabule dair bir ibare bulunmadığını, 10.000,00.-TL’lık ödemenin Mehmet Ağaç tarafından yapıldığını, sözleşme ilişkisinin” davacı şirket ile değil … ve ilgili sair muhataplarla ” tesis edildiğini, kabul etmemekle birlikte davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabul edilmesi halinde yerel mahkemece teknik değerlendirmeden yoksun ve eksik tanzim edilmiş bilirkişi raporlarını esas alarak müvekkilinin asli edimini yerine getirmediğinden bahisle haksız bir karar verildiğini, proje çizimi için gerekli olan gayrimenkulün kotlu krokisinin müvekkili şirkete teslim edilmemesi nedeniyle proje çizimi işine başlanamadığını, sözleşme konusu işe teslimi elzem belgelerin karşı tarafça teslim edilmesi sonrasında başlanmasının hayatın olağan akışına ve mimarlık mesleği uygulamalarına uygun bir durum olduğunu, projeleri süresi içerisinde ilgili kuruluşlara ibraz ettiklerini, projelerin işverene tesliminin gerektiği gibi bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkili şirket tarafından tamamlanmış bir ifaya rağmen çok sonra hukuka aykırı olarak sözleşmenin feshinin haksız olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, iş teklifinin şirket müdürü olan …’a yapıldığını, ödemelerin bir kısmının müvekkili şirket ortağı yetkilisi tarafından, kalan kısmın ise müvekkili şirket tarafından yapıldığını, işin sözleşmede öngörülen süre içerisinde teslim edilmediğini, projelerin müvekkili şirketi veya şirket yetkililerine tevdi edilmediğini beyanla davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ödenen bedelin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali istemidir.
Davacı taraf, davalı ile Bursa İli Osmangazi İlçesi Geçit Mahallesi 6362 ada 1 parselde kurulacak 8.000m²’lik ticari bina inşaatı mimari projesinin çizim işi sebebiyle sözleşme yapıldığını, ancak söz konusu projelerin davalı tarafça süresinde teslim edilmediğini ileri sürmüş davalı taraf ise, davacı şirket ile aralarında akdi bir ilişkinin bulunmadığını, akdi ilişkinin” … ve ilgili sair muhataplarla” kurulduğunu savunmuştur.
Davalı, davacı ile aralarında akdi ilişki bulunmadığını istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de, 29/07/2015 tarihli proje fiyat teklifine ilişkin belgede proje adının Harun Dervişoğlu olup, …’ın davacı şirketin yetkilisi olduğu, dosyadaki mevcut tahsilat makbuzlarından 35.000,00.-TL’lik ödemenin davacı şirket tarafından yapıldığı, 10,000,00.-TL’sinin ise “Dervişoğlu Geçit Avansı” açıklamasıyla davacı şirket ortağı tarafından yapıldığı, davalının davacı şirket tarafından yapılan ödemeleri ihtirazı kayıt koymaksızın kabul etmesi nedeniyle davacı şirketle mimari proje çizimi konusunda anlaşma yapıldığı sabit olup, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.
Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme sözleşmesidir. Bu sözleşmede, yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmek, iş sahibinin karşı edimi ise, kendisine tamamlanarak teslim edilen eser sebebiyle bedel ödemektir. Yüklenicinin eseri üretip teslim etme ana borcuna bağlı yan borçlarından biride genel ihbar borcudur. Sözleşmesine dayanan ilişkilerde eserin tamamlanarak teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü yükleniciye, bedelin ödendiğini ispat yükümü ise iş sahibine aittir. Teslim hukuki işlem olmayıp eylemdir. Teslimin varlığı her türlü delille, tanık delili ile de kanıtlanabilir.
Davalı taraf istinaf dilekçesinde, ihtilaf konusu işe dair teklifte işin süresinin 120 gün olarak belirtildiği, belirlenen bu sürenin müvekkili şirketin işe başlaması için kendisine sağlanması gereken asgari şartların sağlanması sonrası teklif kapsamında yapmayı taahhüt ettiği işlere başlaması ile işlerin muhataplarına teslimi arasındaki azami süreyi ifade ettiğini, proje çizimine başlanılması için kotlu krokinin müvekkili şirkete 25/02/2016 tarihinde teslim edildiğini, teslim süresinin bu tarihten itibaren hesaplanması gerektiğini ve süresi içerisinde ilgili belediyeye projelerin teslim edildiğini ileri sürmüştür. Yüklenici olan davalı işinin ehli, iş sahibine göre konusunda uzman olup, yüklenicinin proje çalışmasına başlayabilmesi için imar durumu, tapu çapı, aplikasyon krokisi, kotlu kroki ve gerekli diğer resmi belgelerin hazır olması gerektiğini bilmesi gerekir. İş sahibi tarafından temin edilmesi gereken evrak ve belgeler hakkında iş sahibine yüklenicinin genel ihbar borcu uyarınca gerekli belgelerin temini hususunda ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiğine dair dosyada mevcut delil bulunmadığı gibi projenin işverene teslim edildiğine dair belgede bulunmamaktadır. Projelerin işsahibine teslim edildiği hususu davalı tarafça ispat edilememiştir. Davalı tarafın projelerin başka bir yerde kullanıldığı iddiası da bulunmadığından yerel mahkemece delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2019 tarih ve 2017/452-2019/1293 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılması gereken 3.153,23.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 788,30.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 2.364,93.-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Karar tebliğ ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin, gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 19/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip