Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/512 E. 2022/337 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/512 – 2022/337
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/512
KARAR NO : 2022/337

B3/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/03/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı şirket ile 05/10/2020 tarihinde elektrik aboneliği sözleşmesi tanzim ettiklerini, aboneliğinin başladığı tarihten ilk fatura tarihi olan 04/12/2020 tarihinde kadar herhangi bir üretim faaliyetinin olmamasına rağmen davalı şirketçe müvekkiline 102.859,24.-TL tutarında fatura gönderildiğini, davalı şirketin devam eden aylarda da müvekkiline kullanılan elektriğe oranla fahiş miktarlarda fatura gönderdiğini, davalının yaklaşık üç ay önce elektriği kestiğini, davalı şirketin hukuka aykırı olarak elektrik sağlamayı sonlandırması nedeniyle davacı şirkete ait fabrikada üretimin durduğunu başta kira, giderleri, personel giderleri gibi yüklü miktarda sabit giderler, ticaret yapılan firmalara verilen taahhütlerin gecikmesi, fabrikada herhangi bir üretim olmaması nedeniyle herhangi bir kazanç sağlanmaması gibi hususların her geçen gün müvekkilini iflasa bir adım daha yaklaştırdığını belirterek müvekkilin daha fazla telafisi güç zararlarla karşılaşmaması adına ivedi olarak davalı şirketçe elektrik hizmetinin yeniden sağlanması ve elektrik sayacının açılması yönünde teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, vazgeçme nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde, davanın 04/10/2021 tarihinde açıldığını, davalı tarafça cevap süresinde cevap dilekçesi verilmediğini, davayı geri alma taleplerini 19/10/2021 tarihinde sunduklarını, davalı vekilinin 16/12/2021 tarihinde vekil kaydı yaptığını, davalı tarafın kabul beyanından önce kendisini vekil ile temsil ettirmediğini, dava dilekçesine süresi içerisinde cevap vermediğini, yargılama aşamasına geçilmediğini, davalı vekilinin lehine sadece kabul beyanı sunarak ancak yargılama sonunda hak etme ihtimali bulunan vekalet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu beyanla hükmün vekalet ücretine ilişkin kısmının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davada, davanın sonucunu etkileyecek “geri alınmaya yönelik kabul beyanı” müvekkilince dosya arasına sunulduğundan vekil olarak yargılama sürecine aktif katkısının bulunduğunu, HMK’nun “Vekâlet ücretinin taraf lehine hükmedilmesi” başlıklı 330.maddesi hükmü ve geri alınma beyanı uyarınca mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilebilmesi için karşı tarafın geri alma beyanına karşı açık rıza ve kabulünün zorunlu olduğu dikkate alındığında ve dosyada bu işleminde vekil aracılığıyla yapıldığı gözetildiğinde dosyada salt ön inceleme duruşmasının yapılmamış olması veya davaya cevap verilmemiş olmasının vekiller aracılığıyla dosyanın takibinin yapılmadığı anlamına gelmeyeceğini beyanla davacı tarafın usul ve yasaya aykırı istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Davanın geri alınması” başlıklı 123 üncü maddesi “Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir. Bu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, davalı taraf vekili aracılığıyla sunduğu dilekçede davanın geri alınmasına muvafakat ettiğini bildirmiştir. Davanın geri alınması için davalının açık muvafakatinin gerektiği ve muvafakate ilişkin beyanın davalının vekili aracılığıyla sunulması nedeniyle yerel mahkemece davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinde avukatlık ücretinin avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade ettiği, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin, 1.maddesinin birinci fıkrasında mahkemelerde, tüm hukuki yardımlarda, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sonlandıran her türlü merci kararlarında ve ayrıca kanun gereği mahkemelerce karşı tarafa yükletilmesi gereken avukatlık ücretinin tayin ve takdirinde, Avukatlık Kanunu ve işbu Tarife hükümlerinin uygulanacağı, 6. maddesinde, anlaşmazlık davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda anlaşmazlık ön inceleme tutanağı imzalanmadan önce davanın geri alınmasıyla giderildiğinden AAÜT’nin 6.maddesi uyarınca vekalet ücretinin tarifeyle belirlenen ücretin yarısı olan 2.550,00.-TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemece 5.100,00.-TL vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olup, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmüştür.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kazanılmış haklar da gözetilerek HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/10/2021 tarih ve 2021/900-2021/1251 sayılı kararı hakkındaki davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KARARIN DÜZELTİLEREK ESAS HAKKINDA YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davanın geri alınması nedeniyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
b)Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 59,30.-TL harç başlangıçta alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
c)Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
d)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.550,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
e)Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların davacı tarafa iadesine,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan toplam 238,20.-TL istinaf giderinin ilk derece mahkemesince davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tebliği, kullanılmayan gider avansı, harç tahsil ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile 01/03/2022 tarihinde karar verildi.