Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/478 E. 2022/403 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/479 – 2022/335
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/479
KARAR NO : 2022/335

BONUSU : İhtiyati Haciz
B.A.M. KARAR TARİHİ : 01/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/03/2022
İhtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine ilişkin mahkeme kararına karşı süresi içinde ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati haciz isteyen vekili talep dilekçesinde, borçlu şirketin başka şirketten aldığı ihaleye konu koltukların bir kısmının üretilmesi için ihtiyati haciz isteyen alacaklı şirket ile anlaşma yaptığını, alacaklı şirketin borçlunun istediği koltukları imal edip fatura ve sevk irsaliyeleri ile teslim ettiğini, taraflar arasında cari hesap ilişkisi kurularak cari hesap hususunda mutabakata varıldığını, kısmi ödemeler yapılmasına rağmen borcun tamamının ödenmediğini, 1.419.404,31.-TL borç olduğunu belirterek teminat karşılığında borçlunun borca yetecek tutarda taşınır ve taşınmaz malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 31/3/2021 tarihli karar ile alacaklının dayandığı yazılı belgelerin muaccel bir alacağın varlığını gösterdiği, borcun ödendiğine dair bir emare bulunmadığı, alacaklının borçlulardan 1.419.404,31-TL alacaklı göründüğü, borcun vadesi geçtiği halde ödenmediği, borcun rehin veya ipotek gibi bir yolla teminat altına alınmadığı gerekçesiyle teminat karşılığında ihtiyati hacze karar verilmiştir.
Borçlu şirket vekili 9/4/2021 tarihli dilekçesi ile mahkemenin yetkisiz olduğunu, Sakarya mahkemelerinin yetkili olduğunu, alacaklı olduğunu iddia eden şirkete borçlarının olmadığını, tüm ödemelerin eksiksiz yapıldığını, ihtiyati haciz isteyenin edimlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini, ihtiyati haciz isteyenin kendisine teslim edilen kalıpları, kaynak fikstürleri kötüniyetli olarak teslim etmediğini, mal kaçırma durumlarının olmadığını, teminatın düşük belirlendiğini belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir.
Borçlunun itirazı üzerine duruşma açılarak yapılan inceleme sonucunda 23/6/2021 tarihli karar ile borçlu ile TÜVASAŞ arasındaki sözleşmedeki yetki sözleşmesinin ihtiyati haciz isteyen yönünden geçerli olmadığı, borçlunun yetki itirazının yerinde olmadığı, alacağın hesap mutabakatından kaynaklandığı, borç içeren söz konusu belgenin itiraz eden şirketin yetkili temsilcisi tarafından imzalandığı, ihtiyati haciz kararının belirtilen belgeye dayanılarak verildiği, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi içinde işin bütün olarak kaç Türk Lirasına mal olduğunun ve alacaklının ne miktarda alacağının bulunduğunun belirli olmadığı, itiraz eden tarafından sunulan dekontların 26/10/2020 tarihli hesap mutabakatındaki alacağın bulunmadığı yönünde ihtiyati haciz kararının verilebilmesi açısından yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde bertaraf edici olmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Aleyhine ihtiyati haciz kararı istenen vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemenin yetkisiz olduğunu, taraflar arasında düzenlenen taahhütnamede ihtiyati haciz isteyenin borçlu şirket ile TÜVESAŞ arasında imzalanan sözleşmeye taraf olduğunu açıkça zikrettiğini, ayrıca TÜVESAŞ ili imzalanan sözleşmenin her sayfasını da imzaladığını, mahkemenin taraflar arasında yetki sözleşmesi bulunmadığına ilişkin gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati haciz isteyen şirketin zikredilen sözleşmenin tarafı olduğunun kabulünün gerektiğini, borcun muaccel olmadığını, koltuk bedellerinin ödendiğini, Hüroğlu firmasının kalıpları, teknik çizimler, 2D-3D resimler, kaynak fikstürleri, proje ve belgeleri teslim etmediğini, kalıpların, fikstürlerin, belge, proje ve resimlerin teslim edilmesi halinde non recurring cost bedellerinin ödeneceğinin ihtar edilmesi üzerine kötüniyetli olarak ihtiyati haciz istenildiğini, teslim edilmeyen malların parasının istenildiğini, non recurring cost kapsamındaki 2D-3D resimlerin, kaynak fikstürlerinin, test belgelerinin, mühendislik hizmetlerinin teslim edilmeyeceğini açıkça belirttiklerini, karşı tarafa borç bulunmadığından muaccel olmamış bir alacak için ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İhtiyati haciz isteyen vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı verdiği cevap dilekçesinde, ihtiyati haciz isteyen ile TEVASAŞ arasında imzalanan sözleşme olmadığını, alacaklının borçlu ile TÜVESAŞ arasında imzalanan sözleşmenin tarafı olmasının mümkün olmadığını, bu sözleşmedeki yetki şartının alacaklıyı bağlamadığını, taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığını, yetki sözleşmesi de yapılmadığını, mutabakatnamenin imzalanması ile borcun kayıtsız şartsız kabul edildiğini, bu belgeden sonra taraflar arasında mal alışverişi olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmeye göre non recurring cost kapsamındaki 3D ve 2D resimlerin, test belgelerin, kalıplarının, kaynak fikstürlerinin ve mühendislik hizmetlerinin mülkiyetinin alacaklı şirkete ait olduğunu, alacaklı şirketin bunları borçlu şirkete teslim etme gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını, non recurring cost bedelinin faturalarda borçluya yansıtılmasına rağmen bu faturalara itiraz olmadığını, borçlunun da kendilerinden aldığı ürünleri TEVASAŞ’a faturalandırırken non recurring cost bedellerini faturaya yansıttığını, alacağın muaccel olduğunu, faturalara itiraz edilmediğini belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
Talep ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddi kararının kaldırılmasına ilişkindir.
Alacaklının talebi üzerine karşı taraf aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmiş, bu karara yapılan itiraz üzerine yapılan duruşmalı inceleme sonucunda itirazın reddine karar verilmiş, bu karar için istinaf talebinde bulunulmuştur.
İhtiyati haczin şartları ve etkileri 2004 sayılı İİK’nun 257. ve devamı maddelerde düzenlemiş olup, 257. maddenin birinci fıkrasında vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları; ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir.
Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir.
Maddenin birinci fıkrasına göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacak rehin ile temin edilmemiş olmalıdır.
Somut olayda alacaklı eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlık nedeniyle mutabakat belgesine dayanarak talepte bulunmuştur. Alacaklıya ait olduğu iddia edilen sözleşmedeki imzanın alacaklı yönünden geçerli olup olmadığının yargılama sırasında belirlenebilecek bir durum olması ve 2004 sayılı İİK’nunun 258/1. maddesinde düzenlenen yaklaşık ispat kuralının gerçekleştiği yönünde yeterli koşul bulunmaması nedeniyle mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden borçlunun istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle karşı taraf vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/03/2021 tarih ve 2021/269 – 2021/269 D.İş sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince karşı taraf vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran karşı tarafça yatırılması gerekli 97,70.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,90.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 37,80.-TL harcın ilk derece mahkemesince karşı taraftan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin, gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 01/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.