Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/477 E. 2022/405 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/477
KARAR NO : 2022/405

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/738
KARAR NO : —
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 12/10/2021 (davacı)
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – [16864-68473-73508] UETS
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – [16929-29383-19295] UETS
DAVA : Alacak

B.A.M. KARAR TARİHİ : 08/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2022

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan asıl davanın yapılan yargılaması sırasında mahalli mahkemesince davacının ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında 05.02.2018 tarihli İnegöl Mobilimo AVM’deki tüm ahşap işlerinin yapılması hususunda eser sözleşmesinin mevcut olduğunu, müvekkili şirketin sözleşme gereği üstlenmiş olduğu tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen davalı şirketin bakiye borçlarını ödemediğini, İnegöl 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/41 değişik iş sayılı tespit dosyasından alınan bilirkişi raporuna göre müvekkili şirketin toplamda 1.421.507,00.-TL alacaklı olduğunu, ödenmeyen alacağın tahsili için Bursa 19. İcra Müdürlüğü’nün 2021/561 esas sayılı takip dosyasında davalı ve dava dışı Genç Çelebiler AŞ hakkında takip başlatıldığını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu beyanla, davalının icra dosyasındaki takibe yapılan itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, davalı tarafın menkul, gayrimenkul malları, 3.kişilerdeki hak ve alacakları ile istihkaklarına İİK’nun 257.maddesi gereği ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde, davanın kısmi dava olarak açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın üstlendiği edimi ayıplı ve eksik olarak yerine getirdiğini, bu hususların davacı tarafa ihbar edilmesine rağmen bu zamana kadar davacı tarafça giderilmediğini, İnegöl Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/31 değişik iş sayılı tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunda yapılan işte ciddi nitelikte ayıp ve eksik olduğunun belirlendiğini, müvekkili şirketin işin süresinde bitirilmemesi nedeniyle davacı şirket uhdesinde hak ve alacağının mevcut olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı lehine alacak hesaplanması yapılması halinde eksik ve ayıplı işler ve işin geç tesliminden kaynaklı oluşan zarara yönelik takas ve mahsup talebinde bulunduklarını beyanla açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 30/09/2021 tarihli ara kararıyla alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirmesi ve yaklaşık ispata elverişli delil sunulmadığından davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yasaca aranan koşulun yaklaşık ispat olup, sunulan sözleşme, tespit sonucu alınan bilirkişi raporu, ticari kayıt ve belgelerle yaklaşık ispatın yerine getirildiğini beyanla ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılarak davalının menkul ve gayrimenkul malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları ile istihkaklarının haczine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, yüklenicinin bakiye iş bedelinin tahsili nedeniyle başlattığı takibe itirazın iptali davası, talep, borçlunun menkul ve gayrimenkulleri ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları ile istihkakları üzerine ihtiyati haciz konulması istemidir.
İhtiyati haczin şartları ve etkileri 2004 sayılı İİK’nun 257 ve devamı maddelerinde düzenlemiş olup, 257. maddenin birinci fıkrasında vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları; ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir.
Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir.
Maddenin birinci fıkrasına göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacak rehin ile temin edilmemiş olmalıdır. Rehin ile temin edilmiş olan bir alacak teminata haiz olduğu için ihtiyati hacze gerek yoktur.
Fakat rehinli malın kıymetinin rehinli alacağı karşılamayacağı tahmin ediliyorsa, karşılanamayacağı (açık kalacağı) tahmin edilen bölümü için, ihtiyat haciz istenebilir. Yine alacağın rehin ile temin edilmiş olmasına rağmen, istisna olarak, ilk önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorunluluğu olmayan hallerde, alacaklı (rehinle temin edilmiş olan alacağı için) ihtiyat haciz isteyebilir (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul 2004, s. 883).
Vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı ihtiyati haciz talep edilebilmesi ise; İİK.’nun 257 maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Söz konusu fıkraya göre, borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, bu hallerde ihtiyati haciz talep edilebilecektir.
Somut olayda, alacağın varlık ve miktarı yargılamayı gerektirir nitelikte olup, muaccel bir alacak mevcut değildir. Davacının davalının mallarını kaçırma ya da kendisinin kaçma teşebbüsünde bulunduğuna dair bir iddiası bulunmakla birlikte bu yönde bir delili bulunmamaktadır. İİK 257. maddesi gereği ihtiyati haczin koşulları oluşmamıştır. Bu nedenle mahkemece ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup davacının istinaf nedeni yerinde değildir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/09/2021 tarih ve 2021/738 esas sayılı ara kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılması gereken 97,70.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30.-TL’nin mahsubu ile 38,40.-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Karar tebliğ ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin, gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 08/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip