Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/350 E. 2022/281 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/350
KARAR NO : 2022/281

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/634
KARAR NO : Derdest
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 06/07/2021
DAVACI : … – -…
VEKİLİ : Av. … – [16175-71183-28202]
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16219-12762-57504] UETS
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
B.A.M. KARAR TARİHİ : 24/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/02/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince ihtiyati hacze itirazın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, faturadan kaynaklanan toplam 1.754.674,01-TL alacaklı olduklarını, davalı tarafın faturaları ticari defterlerine işlediğini ve müvekkili ile arasında bulunan ticari faaliyetin varlığını kabul ettiğini, davalının satış göstermek suretiyle gayrimenkulleri elinden çıkardığını, ihtiyati haciz kararı verilmesini, aksi halde müvekkilinin davayı kazansa dahi alacağına kavuşması imkansız hale geleceğini, davalının Bursa 20.İcra Müdürlüğü’nün 2020/4155 esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, icra takip dosyasında, fatura içeriklerine itiraz edilmekle, davacının faturaya konu hukuki ilişki ve maddi vakıaları ortaya koyarak, anlaşma ve proje metrajlarına uygun miktarda ürün teslim ettiğini ve tutarın da anlaşmaya uygunluğunu ispatlaması gerektiğini, Mudanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/279 D.iş sayılı tespit dosyası ile keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığını, bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan raporda, eksik ve hatalı imalatlar nedeni ile toplamda 103.737,60.-TL sı bir zararın bulunduğunun tespit edildiğini, mimari projeler dikkate alınarak yapılan hesaplamalar neticesinde olması gereken metraj ve tutar üzerinden yapılan hesaplamalar neticesinde 844.927,00-TL, KDV dahil hakkediş hesaplandığını, işin gerçek tutarının bu olduğunu, davacıya iş karşılığı barter/iş karşılığı sistemi dahilinde 2 adet daire verildiğini, her bir daire 303.000,00.-TL olarak toplamda 606.000,00.-TL. olarak kabul ile ticari kayıtlara işlendiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, 17/03/2021 tarihli ara kararında, defter incelemesi ve diğer deliller toplanmadığı için bu aşamada davacının davasında haklı olduğu yaklaşık ispat kuralı uyarınca ispat edilemediğinden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili 02/02/2021 tarihli ihtiyati haciz talep dilekçesinde, davalı borçlu aleyhine yapılan icra takibi tarihinde davalı borçlu üzerine kayıtlı 14 adet taşınmaz mevcut iken bugün sadece 5 adet taşınmazın kaldığını, özellikle davalının Bademli/Mudanya/Bursa’da bulunan taşınmazlarını hızlı bir şekilde muvazaalı biçimde satış göstererek malvarlığını azalttığını, mal kaçırma şüphesinin olması sebebiyle ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin 17/06/2021 tarihli ara kararında, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kesin ispat şartı aranmadığını, bilirkişi raporu, tapu kayıtları ve ödeme belgelerinden yaklaşık ıspat kuralı uyarınca davacının davalıdan 1.057.340,32-TL alacaklı olduğu ve alacağın muaccel olduğu yönünde kanaat oluştuğundan %20 teminat karşılığında davalının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine borca yetecek miktarda 1.057.340,32-TL tutarında ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir.
İhtiyati haciz kararına itiraz üzerine mahkeme 01/07/2021 tarihli ara kararında, bilirkişi raporuna göre davacının düzenlemiş olduğu faturaların her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı defterlerinde 1.537.877,32.-TL alacaklı olduğu, davalı defterlerinde ise 586.577,32.-TL borçlu olduğunun kayıtlı olduğu, yaklaşık ıspat şartı yerine geldiğinden ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacı tarafın ticari defterlerinin HMK 222. madde hükmüne göre usulüne uygun tutulmadığından sahibi lehine delil olamayacağını, ihtiyati haciz kararının neye göre hesaplandığı belli olmayan 1.057.340,32.-TL üzerinden verildiğini istinaf talebinin kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, yüklenicinin bakiye iş bedelinin tahsili nedeniyle başlattığı takibe itirazın iptali davası, talep, borçlunun menkul ve gayrimenkulleri üzerine ihtiyati haciz konulması istemidir.
İhtiyati haczin şartları ve etkileri 2004 sayılı İİK’nun 257 ve devamı maddelerinde düzenlemiş olup, 257. maddenin birinci fıkrasında vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları; ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir.
Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir.
Maddenin birinci fıkrasına göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacak rehin ile temin edilmemiş olmalıdır. Rehin ile temin edilmiş olan bir alacak teminata haiz olduğu için ihtiyati hacze gerek yoktur.
Fakat rehinli malın kıymetinin rehinli alacağı karşılamayacağı tahmin ediliyorsa, karşılanamayacağı (açık kalacağı) tahmin edilen bölümü için, ihtiyat haciz istenebilir. Yine alacağın rehin ile temin edilmiş olmasına rağmen, istisna olarak, ilk önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorunluluğu olmayan hallerde, alacaklı (rehinle temin edilmiş olan alacağı için) ihtiyat haciz isteyebilir (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul 2004, s. 883).
Vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı ihtiyati haciz talep edilebilmesi ise; İİK.’nun 257 maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Söz konusu fıkraya göre, borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, bu hallerde ihtiyati haciz talep edilebilecektir.
Somut olayda, mahkeme ihtiyati haciz talebini tensip zaptı ile reddetmiş, bilirkişi raporu alındıktan sonra davacının yeniden ihtiyati haciz talebinde bulunması üzerine ihtiyati haciz talebini yaklaşık ispat şartı yerine geldiğinden kabul etmiştir. Dosyada bulunan bilirkişi raporunda, davacının düzenlediği faturaların her iki tarafın defter kayıtlarında olduğu ayrıca Ba-Bs formlarındaki tutarlar ile örtüştüğü tespit edilmiş edilmiş olması nedeniyle yaklaşık ispat şartının yerine geldiği ihtiyati haciz kararının dosya kapsamına uygun düştüğü sonucuna varıldığından davalının istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalının istinaf talepleri yerinde görülmemiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/07/2021 tarih ve 2020/634 sayılı ara kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılması gerekli istinaf karar harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin, gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 24/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip