Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/316 E. 2022/163 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/316
KARAR NO : 2022/163

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/983 D.İş
KARAR NO : 2020/983 D.İş
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 16/07/2021 (talep eden)
İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN : …
VEKİLİ : Av. … – [16596-95278-78902] UETS
KARŞI TARAF : …
VEKİLİ : Av. … – [16916-19889-40295] UETS
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz
B.A.M. KARAR TARİHİ : 15/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/02/2022
İhtiyati haciz kararının kaldırılmasına ilişkin mahkeme ara kararına karşı süresi içerisinde ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati haciz talep eden vekili dilekçesinde, müvekkili şirket ile borçlu şirket arasında düzenlenen 29/05/2020 tarihli protokol ile müvekkili tarafından üretilen 1 adet 3 katlı tıbbi maske imalat makinesi için üretim bedeli olarak 90.000,00 Euro’nun borçlu tarafından müvekkiline ödenmesinin kararlaştırıldığını, 90.000,00 Euro’nun borçlu tarafından ödendiğini ancak aynı protokol ile kararlaştırılan KDV bedeli olan 16.200,00 Euro’nun ödenmediğini, alacağın muaccel olduğunu, borçlu aleyhine pek çok icra takibi yapıldığını, borçlunun mal kaçırma hazırlığı içinde olduğu öğrenildiğini belirterek borçlunun borca yetecek tutarda taşınır ve taşınmaz malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 18/12/2020 tarihli karar ile ihtiyati haciz talep eden tarafından sunulan belgelerin muaccel bir alacağın varlığını gösterdiği ve borcun ödendiğine dair emare bulunmadığı, borcun rehin veya ipotek gibi bir yolla teminat altına alındığına dair bilgide bulunmaması gerekçesiyle talebinin kabulüne, borç miktarının %15’i oranındaki teminat karşılığında borçlunun 154.198,08.-TL (16.200,00.-Euro) borcunu karşılayacak miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının üzerine ihtiyati haciz konulmasına, karar verilmiştir.
İhtiyati haciz kararı borçluya tebliğ edilmemiş, borçlu vekilince 11/01/2021 tarihli dilekçeyle karara itiraz edilmiştir.
Borçlunun itirazı nedeniyle mahkemece duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda 14/01/2021 tarihli ek kararı ile alacağın dayanağı olarak gösterilen faturalara dayalı alacağın varlığı ve miktarının taraflar arasında çekişmeli olup faturanın kesin bir borç ikrarı niteliğinde bulunmadığı gerekçesiyle itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İhtiyati haciz talep eden vekili istinafa başvuru dilekçesinde, muaccel alacaklar için ihtiyati haciz kararı verilmesinde aranan koşulun rehinle temin edilmemiş olması olduğunu, davalının müvekkili şirkete olan borcunda rehin verilmesi gibi bir hususun söz konusu olmadığını, yerel mahkemenin borcun varlığına kanaat getirebilmesi için SMM ve YMMM onaylı cari hesap ekstresi ve faturalar ile protokol asıllarını sunduklarını, Yargıtay içtihatlarıyla da ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğinin sabit olduğunu, yerel mahkemenin ihtiyati hacze yapılan itirazı reddetmesi gerekirken ihtiyati haczin kaldırılmasına karar vermiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin alacağının sadece faturaya dayalı bir alacak olmadığını, müvekkili ile Buron Teknik Metal Makine Ltd. Şti arasında 09/03/2020 tarihinde üç katlı tıbbi maske imalat makinesi üretimi, pazarlanması ve fikri hakları hususunda adi ortaklık anlaşması akdedilerek protokol düzenlendiğini, davalı tarafından protokol hükümlerine uyulmaması ve anlaşmazlıkların ortaya çıkması sonucunda karşılıklı olarak anlaşarak 29/05/2020 tarihli yeni bir protokol akdederek 09/03/2020 tarihli protokolü sonlandırdıklarını, 29/05/2020 tarihli protokolün 1.maddesinde 90.000,00 Euro’nun KDV’sinin protokolün imzalanmasından itibaren 15 gün içerisinde ödeneceğini, ödeme tarihinin kesin olduğunu ve hiç bir ihtar ve ihbara lüzum olmaksızın ödeneceği hususunun açıkça belirtildiğini, protokol gereği ödenmesi gereken 16.200,00 Euro+KDV bedelinin fatura edilerek davalıya tebliğ edildiğini, söz konusu faturanın yeminli mali müşavir ve serbest muhasebeci mali müşavir onaylı olduğunu, faturaya konu KDV alacağının muaccel hale geldiğini ve kesinleştiğini, KDV tutarının müvekkili firmaca ödendiğini, ihtiyati haciz kararı verilmesi için tam bir ispat değil yaklaşık ispatın yeterli görüldüğünü, sunulan belgeler bir bütün olarak ele alındığında, mahkemenin alacağın sadece faturaya dayandığı değerlendirmesinin aksine faturayı destekleyen protokollerin bulunduğunu, onaylı ticari kayıt ve defterleri ile alacağın sabit olduğunu ve faturayı desteklediğinin görüleceğini, alacağının varlığının çekişmeli olduğu yönündeki değerlendirmenin hatalı olduğunu, dosyada mübrez ve sözleşme serbestisi çerçevesinde tarafların özgür iradeleri ile protokol akdettiklerini, ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya uygun olduğunu ve yapılan itirazın haksız olduğunu beyanla, yerel mahkemenin ihtiyati haczin kaldırılması kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Karşı taraf vekili istinafa cevap dilekçesinde, ihtiyati haczin koşullarının oluşmadığını, somut olayda alacağın vadesinin gelmesi bir yana alacağın varlığının dahi şüpheli olduğunu, müvekkilinin karşı taraftan aldığı imalat makinenin arızalı ve ayıplı olduğundan kullanılamadığını, zarara uğradığını, Makine Mühendisleri Odası’nın bilirkişi raporunda, satışı yapılan maske yapma makinesinin eksiklerinin olduğunu, randımanlı çalışmadığını, görselleri ile birlikte ayıplı mal olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirketin mal kaçırma ihtimalinin söz konusu olmadığını, 2003 yılından beri Osmangazi bölgesinde faaliyette bulunan bir şirket olduğunu, müvekkili şirkete karşı salt faturadaki KDV alacağı için ihtiyati haciz kararı verilmesinin ticari itibarını zedeleyici ve şirket faaliyetlerinin kısıtlanmasını, müvekkili açısından tazminat talebi gerektireceğini, hakkaniyete uygun düşmeyeceğini beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir.
Talep, ihtiyati haciz kararının kaldırılması kararına itiraza ilişkindir.
İhtiyati haczin şartları ve etkileri İİK 257. ve devamı maddelerde düzenlemiş olup, 257. maddenin birinci fıkrasında vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları; ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir.
Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir.
Maddenin birinci fıkrasına göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacak rehin ile temin edilmemiş olmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, ihtiyati haciz isteyen karşı tarafla aralarındaki protokol hükümlerine ve faturaya dayanarak KDV bedelinin ödenmediği iddiasıyla ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur.
Taraflar arasındaki protokol hükümleri ve KDV harici 90.000,00 Euro ödemeye ilişkin ödemeler dikkate alındığında ihtiyati haciz talep eden açısından yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği dikkate alınarak ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece kabulüne ilişkin verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmüştür.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ihtiyati haciz kararı verilmesi için gerekli yaklaşık ispat koşulu oluştuğundan itirazın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmadığından ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeple esas bakımından kabulü ile bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararı kaldırılarak aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince KABULÜ ile Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/983 D.İş karar sayılı 14/01/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a-İtiraz eden karşı taraf vekilinin ihtiyati haciz kararına karşı yaptığı itirazın REDDİNE,
18/12/2020 tarihli ihtiyati haczin devamına, gerekli işlemlerin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
3-İhtiyati haciz talep eden tarafından yatırılan istinaf harçlarının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
4-İhtiyati haciz talep edenin istinaf başvurusu nedeniyle yapmış olduğu 11,00.- TL yargılama giderinin karşı taraftan alınarak ihtiyati haciz talep edene verilmesine,
5-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-f hükmü uyarınca kesin olarak 15/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip