Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/3120 E. 2022/1786 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/3120
KARAR NO : 2022/1786

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
M
B.A.M. KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/11/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında malzemeli duvar işçilik sözleşmesi yapıldığını, 08.07.2013 tarihinde teslim edilen şantiye de davacının işi üstlendiğini, davalının projelerde toplam 82.000 m²’lik iş yapılacağı vaadinde bulunulduğu, m² birim fiyatının 10,30.-TL + KDV olarak anlaşıldığını, işin yapılmasına rağmen davalı kooperatiften kaynaklanan nedenlerle zarara uğradığını, yapılan işin 45.000 m² olup, 371.063,07.-TL ödeme yapıldığını, 15.000 m²’lik iş bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, a)İş bedeli, b) Sözleşmeye göre davalıya yüklenilen edimleri zamanında ifa etmemesi nedeniyle işçilere ödenen fazla işçilik bedelinden kaynaklanan zarar, c) Davalının kusuru nedeniyle iş süresinin uzamasından kaynaklanan fiyat artışı sonucu işçilik ve malzeme fiyat farkları, d) Taahhüt edilen 82.000 m²’ye rağmen işin tamamının yaptırılmaması nedeniyle ortaya çıkan fazla işçilik ile stoklanan ve elde kalan malzeme bedeli, e) Davalının kusuru nedeniyle davacı malzemelerinin davalı tarafından kullanılması nedeniyle oluşan zararlardan fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 10.000,00.-TL’nin ticari ve temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
Dava dilekçesinin açıklanması için verilen sürede davacı vekili tarafından verilen 14/12/2016 tarihli dilekçe ile, duvar bedeli olarak 9.750,00.-TL işçilere fazladan ödenmek zorunda kalınan ekstra ücretler için de 250,00.-TL olarak alacak kalemlerini belirlemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının sözleşmenin süre yönündeki 4. maddesine aykırı davrandığını, birim fiyat ve sözleşmeye göre aylık hak edişler yapılarak 371.063,07.-TL ödeme yapıldığını, işin zamanında tamamlanmamasından davacının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporları kapsamında davacı tarafından yapılan 34.492 m² iş bedelinden bakiye 72.210,70.-TL’nin 01/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ıslah dilekçesi ile talep olunan 250,00.-TL’lik kısım bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemizce yapılan inceleme sonucunda “….. mahkemece alınan bilirkişi raporlarında keşif sonucu alınan 29.06.2016 tarihli ilk raporda, inşaat tamamlandıktan sonra proje üzerinden hesaplama yapılmış, rapora itiraz üzerine yeniden yapılan keşif sonucu oluşturulan yeni heyetten alınan raporda ise, ibraz edilen hak ediş evrakları işin miktar ve maliyetinin son hak ediş evrakları ile örtüşmemesi nedeniyle onaylı projeler üzerinden hesaplama yapılmış ise de, bulunan metraj ve bedeli ilk raporda çelişki arzetmektedir. Aynı şekilde, itiraz üzerine talimat mahkemesi aracılığıyla alınan heyet raporu da proje üzerinden hesaplama yapıldığını bildirmiş ise de, ikinci raporla metraj bakımından farklılık bulunmaktadır. Dosyada bulunan raporlarda inceleme proje üzerinde yapılmış olup, her raporda yapılan iş miktarı yönünden farklı miktarlar bildirildiğinden çelişki oluşmuştur. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan işin, metraj ve bedelinin belirlenmesi bakımından hak ediş, belge ve ekleri ile ödemelere ilişkin kayıtlar dosya arasına alındıktan sonra 1. ve 3. bilirkişi heyetinden hak ediş belgeleri de değerlendirilerek 2. bilirkişi heyeti rapor ve proje üzerinden yapılan ölçümler sonucu meydana gelen çelişkilerin nedenleri de açıklattırılarak çelişkinin giderilmesi yönünden ayrı ayrı ek rapor alınmalı, aynı şekilde 2. bilirkişi heyetinden proje üzerinden yapılan hesaplamalar sonucu 1 ve 3. bilirkişi heyet raporları ile var olan çelişkili tespitlerin ve sebep ve nedenlere açıklattırılarak denetime elverişli rapor alınarak mahkemece dosyadaki tüm delillerle birlikte değerlendirilmesi sonucu oluşacak kanaate göre karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle karar kaldırılmıştır.
Dairemiz kararı kaldırılmasından sonra mahkemece, Dairemiz kararı doğrultusunda üç heyetten ayrı ayrı ek rapor alınarak yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü, 72.210,70.-TL’nin davalının temerrüde düşürülme tarihi olan 01.01.2015 tarihiden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline, işçilik ücretlerine ilişkin alacak taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca müvekkilinin tüm yükümlülüklerine yerine getirdiğini ancak, davalının yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, bilirkişi raporlarında proje üzerinden hesaplama yapıldığını, müvekkilinn yaptığı duvar alanının eksik hesaplandığını, yine müvekkilinin oyalandığını, onaylanmış projenin dışında dava konusu inşaat alanında AVM duvarları dışında bir kısım ofis iç duvarlarını da davalının isteği üzerine ek olarak yaptığını ancak bunların davalının isteği üzerine sonradan yıktırıldığını, müvekkilinin yapmış olduğu m² ile hesaplanan m²’ler arasında müvekkili aleyhine yüksek miktarda fark oluştuğunu, m² eksik hesaplandığından alacağında eksik hesaplandığını belirterek kararın kaldırılarak tüm taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekil istinaf dilekçesinde, davacının taahhüt ettiği işi, taahhüt ettiği sürede bitirip teslim etmediğinden sözleşmenin sona erdiğini, davalının fesih anında tamamladığı işin bedelinin tamamen ödendiğini, davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, bilirkişi heyetince inşaatın sonlandırılmış olması nedeniyle duvarın fiilen ölçülmesi mümkün olmadığından bahisle örülen duvarları metrajı fiilen ölçülmediği ve proje üzerinden hesaplama yapıldığını, bu nedenle fiili duruma uygun inceleme yapılmadan raporlar hazırlandığını belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuş ise de, davacı vekilince Dairemizce kaldırılan 12/11/2018 gün ve 2015/25-2018/282 E-K sayılı ilamına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığından bu kararla hüküm altına alınan 72.210,70.-TL miktar davacı yönünden kesinleşmiş olup, davalı yönünden kazanılmış hak oluşturmuştur.
Davalı istinafı yönünden ise, mahkemece Dairemiz kaldırma kararı doğrultusunda, bilirkişi heyetlerinden ayrı ayrı ek raporlar alındığı, raporların birbirini doğruladığı, ek raporlara göre duvar yapım işinden kaynaklı davacının bakiye 72.460,70.-TL alacağının bulunduğunun tespit edildiği, bilirkişi raporları ve dosya kapsamından anlaşıldığı üzere, dava konusu inşaat tamamlanmış olup, yapılan işin fiilen tespiti mümkün olmadığından proje üzerinden hesaplama yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, bu hesaplamaların tarafların keşifte gösterdiği ve üzerinde mutabık kaldığı yerlerin toplamı olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin bu kaleme yönelik talebi 72.210,70.-TL olduğundan taleple bağlılık kuralı gereği mahkemece 72.210,70.-TL alacak yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacı ve davalı vekillerinin istinaf talepleri yerinde olmayıp reddi gerekir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/01/2022 tarih 2021/958-2022/57 sayılı kararı usul esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince taraf vekillerinin istinaf kanun yolu başvurularının ESASTAN REDDİNE,
2-a)İstinaf kanun yoluna başvurun davacı tarafından istinaf kanun yolu başvuru aşamasında harçlar peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
b) İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılması gerekli 4.932,71.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.233,12.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 3.699,59.-TL harcın ilk derece mahkemesince davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Karar tebliğ ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin, gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 10/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip