Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/2909 E. 2022/1636 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2909 – 2022/1636
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/2909
KARAR NO : 2022/1636

NUSU : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 18/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/10/2022
Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan dava nedeniyle istenen ihyati haciz talebinin reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı şirket ile … Turbo Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 23.03.2021 tarihinde Araç Motor Değişimine ve Araç Teslimine ilişkin protokol imzalanmış ve bu anlaşma çerçevesinde davacı şirkete ait 16 GM 722 plakalı Range Rover marka aracın motor ve bazı parçaları davalı tarafından değiştirildiğini, aracın ilk olarak 29.12.2021 tarihinde otobanda seyir halindeyken arızalandığını, durumun derhal davalıya bildirildiğini, arızanın giderildiği söylenerek teslim edildiğini, araçta oluşan arızanın niteliği, neden kaynaklandığı, tamiri için yapılan işlemler, değişen parçalar vb. gerekli bilgiler davalıdan talep edilmesine rağmen bilgi verilmediğini, 08.02.2022 tarihinde araçta aynı arızanın tekrar meydana geldiğini, aracın motorunun kilitlenmesi sonucu aracın çalıştırılamadığını, ihtarname ile davalı şirkete bildirildiğini, araçta oluşan arızanın, ayıbın ve kaynaklarının net olarak tespit edilebilmesi için doğrudan yetkili servis olan Bursa Teknik Otoya çekici vasıtasıyla götürüldüğünü, taraflar arasında imzalan protokolün 6. uyarınca davalı taraf garanti yükümlülüğü kapsamında davaya konu araçta meydana gelen arızanın tamir işlemlerini gerçekleştirmekle yükümlü olduğunu, tespit yaptırıldığını, sürücü hatası olmadığının tespit edildiğini, motor değişiminin Ali Aladağ’a yaptırıldığını, davalı şirketçe, imzalanan protokolde belirtilen yükümlülüklere, TTK 23-c maddesi,TBK 223 maddesi ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırı davranılmasından ötürü müvekkil şirketin uğradığı dava konusu aracın motorunun değiştirilmesi, araç yoksunluk tazminatı, aracın çekici vasıtası ile servise götürülmesine ilişkin çekici bedeli, değer kaybı, katlanılan ilave masrafların dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tazminini talep ettiklerini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacı şirkete verilmesine, tesis edilecek kararın infazının mümkün hale gelebilmesi ve davalı şirketin mal kaçırma ihtimaline binaen, davalı şirketin taşınır ve taşınmazlarına dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalı şirketin garanti şartnamesi kapsamında “motordan” kaynaklı bir arıza olması durumunda kendilerine bilgi verilmesi gerektiğini, çekici masrafları da dahil tüm masrafların davalı şirket tarafından karşılanacağını, gerekli müdahale ve onarımların yapılacağının davacıya defaatle ilettiğini, davacı firmanın bu şartnameye aykırı olarak aracı farklı servise götürdüğünü, motoru açtırarak müdahalede bulunduğunu ve davalı şirketi devre dışı bıraktığını, garanti kapsamında onarım veya değişim talep etmesinin mümkün olmadığını, delil tespiti raporunun itiraza uğramış olması nedeniyle delil olarak kullanılamayacağını, rapordaki motor yenileme ücretinin fahiş olduğunu, araçta bir değer kaybı meydana gelmediğini, Range Rover model araçların motorlarında üretimden kaynaklı ayıplara sık rastlandığını, imalat hatası olup olmadığı, kullanılan benzin, motor yağı, aracın kullanım sıklığı, periyodik bakımların “kapsamlı” şekilde yapılıp yapılmadığı gibi motorun performansını ve ömrünü etkileyen bir çok faktörün göz ardı edildiğini, davacıya 06/04/2022 tarihinde tebliğ edilen cevabi ihtarda itiraz edildiğini, araç yoksunluk tazminatı talep edilemeyeceğini, alacağı bulunmadığından ihtiyati haciz talebinin yerinde olmadığını, davanın ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, araç üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması zorunlu olup, bu aşamada ayıbın varlığı, niteliği, davalının sorumlu olup olmadığı ve zararın miktarı konularında yaklaşık ispata elverişli delil bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, Bursa 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/18 Değişik İş sayılı dosyasında delil tespiti yaptırıldığını, raporda onarımın tekniğine uygun olmadığını, motor arızasının sürücü hatasından kaynaklanmadığını, ayıbın gizli ayıp sayılacağını, motorun yenisi ile değiştirilmesi sonucuna varıldığını, davalının ayıbı gidermemesi nedeniyle üçüncü kişiye tamir ettirildiğini, üçüncü kişiye yapılan ödemenin zararı yaklaşık olarak ortaya çıkardığını, ayıbın giderilmiş olması nedeniyle inceleme yapılmasının fiilen mümkün olmadığını, ayrıca protokolde davalı şirketin ayıptan sorumlu olduğunun açıkça hüküm altına alındığını, ayıbın giderilmemiş olması nedeniyle kararın infazında güçlük yaşanabileceğini, mal kaçırma ihtimalinin bulunduğunu beyanla kararın kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesi talep etmiştir.
Davalı istinafa cevap dilekçesinde, arızanın meydana gelmesinde davalı şirketin kusurunun bulunmadığını, davalı şirketin alacaklı sıfatı bulunmadığını, cebri icra talebinde bulunamayacağını, ve cevap dilekçesindeki beyanları tekrar ile yaklaşık ispat ölçüsünde dahi delil bulunmadığından istinaf isteminin reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, araç tamirinin ayıplı olduğu iddiası ile zararın tazmini; talep, davalının taşınır, taşınmazlarına ihtiyati haciz konulması istemidir.
İhtiyati haczin şartları ve etkileri 2004 sayılı İİK’nun 257. ve devamı maddelerde düzenlemiş olup, 257. maddenin birinci fıkrasında vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları; ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir.
Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir.
Maddenin birinci fıkrasına göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacak rehin ile temin edilmemiş olmalıdır.
2004 sayılı İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır.
Somut olayda, davalı tarafından davalının aracının tamir edilerek teslim edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmayıp, davacı aracın tamirinin gereği gibi yerine getirilmediğini, arızanın iki kez tekrarladığını, tamirin gereği gibi yapılmadığından dava dışı şahsa tamir ettirildiğini beyanla ödediği bedeli talep etmiş, davalı ise tamirin ayıplı olmadığını, arızanın tamirden kaynaklanmadığını, tespitin delil niteliği bulunmadığını savunmuştur. Tamirin gereği gibi yapılıp yapılmadığının yargılama sonucu belirlenecek olması nedeniyle muaccel bir alacak bulunmamaktadır. Alacağın varlık ve miktarı yargılamayı gerektirmektedir. Davacı tarafından dosyaya tespit raporu sunulmuş ise de, tespit davalının yokluğunda yapılmıştır. Tek taraflı düzenlenen rapora göre yaklaşık ispat şartının yerine geldiği kabul edilemeyeceği ve davalının kaçma ve alacaklılarından mal kaçırma hazırlığı içerisinde olduğuna ilişkin herhangi bir delil sunulmadığından ihtiyati haczin koşulları oluşmadığı gerekçesi ile talebin reddine dair verilen karar usul ve yasaya uygun olup davacının istinaf nedenleri yerinde değildir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/08/2022 tarih ve 2022/918 sayılı ara kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatırılması gerekli harç peşin alındığından bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin, gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 18/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.