Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/2216 E. 2022/1412 K. 28.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/2216
KARAR NO : 2022/1412

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/618
KARAR NO : –
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 26/05/2022
DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … – [16354-53477-01088] UETS
DAVALI : … – -…, …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 28/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/08/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sırasında mahalli mahkemesince verilen ihtiyati tedbir ara kararına dair süresi içinde davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili şirketin inşaatının malzemeli elektrik işlerinin yapılmasıyla ilgili olarak müvekkili şirket ile 55.000,00 TL bedele anlaştığını, davalının iş sözleşmesinde yazılı işlerin hiçbirini yapmadığını, işleri yapmadığı için de müvekkili şirkete fatura düzenlemediğini, sözleşme gereği işlerin yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi için İstanbul Anadolu 19. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/87 D. İş sayılı dosyası ile davalı tarafından sözleşmede düzenlenen işlerin hiçbirinin yapıldığının tespit edildiğini, müvekkilinin davalıya sözleşme kaynaklı bir borcunun olmadığını, İİK 72. maddesi 3. fıkrası gereği müvekkilinin Bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün 2022/442 Esas sayılı dosyasıyla icra takibine konu edilen 06/02/2021 tanzim tarihli 01/04/2021 vadeli ve 55.000,00 TL tutarlı senet nedeni ile kendisine açılan icra takibine konu borcu icra veznesine ödediğini belirterek icra veznesine ödediği tutarın davalı alacaklı …’a ödenmemesi için %15teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, icra dosyasındaki hacizlerin kaldırılmasını, müvekkili şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitini, icra takibinin müvekkili şirket yönünden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı 26/05/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde; taraflar arasında yapılan sözleşmenin Armutlu’da yapılacak işler için olduğunu, işi tamamlayıp davacıya teslim ettiğini, yapmış olduğu işin fotoğraflarını ve ruhsat fotokopilerini dosyaya delil olarak sunduğunu, 55.000,00 TL’lik senedin teminat senedi olduğunu, ancak daha önce davacı tarafından verilen 20.000,00 TL’lik iki adet senedin imzalarının sahte olduğunu, bu nedenle bu senetleri icra veremediğinden dolayı 55.000,00 TL ‘lik teminat senedini işleme koyduğunu, taşeron ekibi olarak çalıştığını, işçilik yaptığını, bu nedenle fatura veremediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından 23/05/2022 tarihli ara karar ile harca esas değerin %15’i oranında teminat mukabilinde icra veznesine yatan paranın alacaklısına ödenmemesi yönünden ihtiyati tedbir uygulanmasına dair karar verilmiştir.
Davalı 26/05/2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde; davacının vermiş olduğu senedin teminat senedi olduğunu, aralarında yapılan sözleşmenin başka yere ait olduğunu, bilirkişi tarafından verilen raporun davacının başka inşaatına ait olduğunu, rapor verilen inşaatla ilgili bir sözleşmesi olmadığını belirterek mahkemece verilen 23/05/2022 tarihli ihtiyati tedbire dair ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili davalının istinaf dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davalının mahkemeye senedin kendisine başka bir iş nedeniyle teminat olarak verildiğini ileri sürdüğünü ancak bununla ilgili mahkemeye belge sunmadığını, davalının senedi başka bir iş nedeniyle teminat senedi olarak aldığı iddiasının doğru olmadığını, davalının iş sözleşmesinin altındaki kısmı keserek senede dönüştürüp bunu takibe koyduğunu, müvekkili şirketin İstanbul Pendik adresinde inşaatında herhangi bir iş yapmadığını ikrar ettiğini, davanın sübuta erdiğini belirterek davalının istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Geçici Hukuki Koruma türlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 sayılı HMK’nın 389 – 399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 389. maddesinde ihtiyatin tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir.
İhtiyati tedbire itiraza ilişkin HMK’nın 394. maddesinde uygulanacak usul kısaca şu şekilde açıklanmıştır: Aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına karşı tedbirin uygulanması sırasında hazır olunması halinde tedbirin uygulanmasından itibaren, hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz üzerine mahkeme duruşma açarak tarafları davet eder ve itiraza ilişkin bir karar verir.
Buna göre HMK’nın 394/4. maddesinde, tedbir kararına itiraz üzerine mahkemenin ilgilileri dinlemek üzere davet edeceği, gelmedikleri takdirde dosya üzerinde inceleme yaparak kararını vereceği belirtilmiş olup, itiraz üzerine incelemenin duruşmalı yapılması zorunlu olduğundan, mahkemece öncelikle, duruşma günü verilerek ilgililer dinlenmek üzere usulen davet edildikten sonra gelmeseler dahi itiraz sebepleri incelenerek sonucuna göre gerekçeli karar yazılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir.
İstinaf yoluna başvurulabilecek kararlar ise HMK’nın 341. maddesinde düzenlenmiş olup 1. fıkrası “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir” hükmünü içermektedir.
Geçici hukuki koruma tedbiri olan ihtiyati tedbire yönelik kararlardan, HMK 391/III. maddesi gereğince “tedbir talebinin reddi halinde” ve yine 394/V. maddesi gereğince “karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına yapılan itiraz üzerine verilen kararlara” karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir.
Mahkemece istinafa konu edilen ara kararında, karara karşı HMK’nın 394. maddesi uyarınca itiraz yoluna gidilebileceği gösterilmesi gerekirken istinaf kanun yolu gösterilmiş, aleyhine tedbir talep edilen yan tarafından da karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ancak yukarıda da açıklandığı üzere esasen ihtiyati tedbir talebinin kabulü kararına karşı HMK’nın 394. maddesi gereğince tedbir kararı veren mahkemede itiraz yolu gidilebileceği öngörülmüş olup davacı yan tarafından yanılgılı değerlendirme ile karara karşı istinaf yoluna gidilmesi mümkün değildir. Ayrıca tedbir talebinin kabulü kararına karşı itiraz usulü yerine kanun yolu olan istinaf yoluna başvurulmuş olması söz konusu talebe istinaf niteliğini kazandırmayacaktır. Kanun yolundaki yanılgı ilgili tarafa tanınan bu imkandan yararlanmasını önlemez. Kaldı ki somut olayda bu yanılgının nedeni ilk derece mahkemesidir.
Sonuç olarak davalının ihtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik talebi, 6100 sayılı HMK’nın 394. Madde kapsamında ihtiyati tedbir kararına itiraz olup,23.05.2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin gerekçeli ara kararına karşı istinaf kanun yolu değil, itiraz yolu açık olduğundan, bu kararda kanun yolu başvurusunun ilk derece mahkemesince hatalı olarak gösterilmesi nedeniyle davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş ise de, dilekçenin içeriği itibariyle itiraz niteliğinde olduğu ve mahkemece kanun yolunun hatalı gösterilmesinin tarafın talep hakkını ortadan kaldırmayacağı gözetilerek bu talebin itiraz olarak değerlendirilerek ilk derece mahkemesince incelenmesi gerektiğinden istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2022 tarih ve 2022/618 esas sayılı ara kararına yönelik istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinin HMK 352. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
3-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin, gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 28/07/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip