Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/2196 E. 2022/1516 K. 03.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/2196
KARAR NO : 2022/1516

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/263
KARAR NO : 2022/215
KARAR TARİHİ : 02/03/2022
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 03/05/2022
DAVACI : … – … – …
VEKİLİ : Av. … – [16258-52625-44981] UETS
DAVALI ONUSU :Alacak
B.A.M. KARAR TARİHİ : 03/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/10/2022
Mahalli mahkemesince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Bursa 3 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/331 esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde, taraflar arasında Konak Mah. Bölük Sok. No:16 Nilüfer/BURSA adresinde bulunan yapıya ilişkin mimari proje çizimi, dekorasyon planlaması ile birlikte mobilya, mutfak, banyo vb. işlerin yapıldığını, davacının edimini yerine getirmesine rağmen davalı tarafından anlaşılan bedelin bir kısmının ödendiğini, bakiye 380.911,76.-TL alacak bedelinin tahsili için Bursa 17.İcra Müdürlüğü’nün 2021/1307 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına ve dava dilekçesine ekli listede belirtilen anlaşma harici yapılan ek işlerin tespiti ile bedelinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00.-TL nın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, icra takibinden önce işlemiş faizin talep edilemeyeceğini, taraflar arasında neredeyse kaba inşaat halindeki 4 adet dairede yapılması gereken bütün işlerin anahtar teslimi olmak üzere KDV dahil 900.000,00.-TL bedel ile anlaşıldığını, daha sonra davalının mobilya talebi üzerine 1.200.000,00.-TL olarak anlaşıldığını, davacının 1.242.000,00.-TL fatura kestiğini, davalı tarafın davacıya borcun kalmadığını, davacının sorumluluğunu yerine getirmemesi nedeniyle bir takım işlerin farklı kişilere yaptırıldığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 2021/331 esas sayılı dosyada davacının hem Bursa 17.İcra Müdürlüğü’nün 2021/1307 esas sayılı dosyasında itirazın iptalini hem de beyan edilen ve listesi verilen anlaşma harici yapılan ek işlerin tespiti ve ticari reeskont faizi ile tahsilini talep ettiği, arabuluculuk tutanağının sadece Bursa 17.İcra Müdürlüğü dosyasına ilişkin olduğu, davacının anlaşma dışı yapılan ek işlere ilişkin 1.000,00.-TL’lik kısmi davası yönünden yargılamanın ayrı bir esas numarası altında görülmesine yarar bulunacağı gerekçesiyle ek işlerle ilgili davanın tefrikine karar vermiş, tefrik kararı üzerine 2022/263 esasa kaydedilen dosyada ise talep edilen hususta zorunlu arabuluculuğa gidilmediği gerekçesiyle davanın 6102 sayılı Kanun’un 5/A maddesi ve 6325 sayılı Kanun’un 18(A) 1-2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, dosyanın ayrılmasını gerektirecek bir hususun bulunmadığından tefrik kararının yerinde olmadığını, dava değeri kadar vekalet ücreti verilmesi gerekirken 150,00.-TL vekalet ücreti takdirinin yerinde olmadığını, davacı tarafından açılan ek işlerin tespiti talebini kabul etmediklerini ve iki dosyada hakkında da aynı anda karar verilmesinin usul ekonomisine uygun olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece 10/05/2022 tarihli ek karar ile gerekçeli kararın davalı vekiline 17/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 09/05/2022 tarihli dilekçesi ile istinaf talebinde bulunduğu ancak 6100 sayılı HMK’nun istinafa ilişkin 343 ve devamı madde hükümleri doğrultusunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerinde talepte bulunulmadığı gerekçesiyle davalının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili 18/05/2022 tarihli istinaf dilekçesinde, gerekçeli kararın 17/04/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, istinaf talebinin ise 03/05/2022 tarihinde yapıldığını, istinaf dilekçesi süresinin son günün 1 Mayıs Pazar tarihine denk geldiğini, 2, 3 ve 4 Mayıs 2022 tarihlerinin ise ramazan bayramına denk gelmesi nedeniyle sürenin 05/05/2022 tarihine uzadığını, istinaf dilekçesinin 03/05/2022 tarihinde verildiğini ve aynı gün istinaf harç ve giderlerinin yatırıldığını belirterek, yerel mahkeme ek kararının kaldırılarak istinaf talebinin kabulüne, yerel mahkeme asıl kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesinde yapılan ek işlerin tespiti ile bedelin tahsili istemidir.
Davalı vekili istinaf dilekçesini 3.5.2022 tarihinde vermiş, gerekçeli karar ise, 17.4.2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Kararın tebliği tarihine göre, iki haftalık istinaf süresi 1 Mayıs Pazar günü bitmiştir. Ancak son günün tatil gününe gelmesi ve akabinde başlayan Ramazan Bayramı dikkate alındığında süre 5 Mayıs’ta bitmesine rağmen mahkemece hatalı hesaplama yapılarak sürenin geçtiği gerekçesiyle verilen ek karar yerinde olmadığından kaldırılmasına karar verilerek işin esasını incelenmesi gerekmiştir.
Davacı tarafından iki taleple birlikte açılan Bursa 3 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/331 esas sayılı dosyasında icra takibine konu edilmeyen sözleşme dışı yapılan ek işlerle ilgili talebin tefrikine karar vermiş, tefrik kararı sonrası aynı mahkemenin 2022/263 esasına kaydedilmiştir. İstinafa getirilen karar tefrik sonucu ayrı esasa kaydedilen ve arabuluculuk dava şartı yokluğundan ret kararı verilen dosyadır. HMK 168 maddesi uyarınca verilen tefrik kararları nihai bir karar olmadığından yalnız başına istinaf edilemeyeceği gibi temyiz de edilemez. Ancak asıl karara birlikte istinaf veya temyiz edilebilir. Mahkemece, iki talepten birisi hakkında arabuluculuk başvurusu yapıldığı, diğer hakkında yapılmadığı belirtilerek tefrik kararı verilmiş, tefrik edilen dava da bu gerekçeyle usulden reddedilmiştir. Davalı tefrik kararından önce verdiği cevap dilekçesinde anlaşma dışı yapıldığı iddia edilen işlerle ilgili talebin itirazın iptali davası ile ilgisinin bulunmadığını ve kabul etmediklerini bildirmiş, 11.12.2021 tarihli dilekçesinde ise, davanın itirazın iptali davası olduğunu, icra takibine konu edilmeyen hususların iş bu davada dinlenilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca zorunlu arabuluculuk dava şartını yerine getirmediğini ve ek işlerle ilgili tespit talebinin iş bu davada dinlenemeyeceğini bildirmiştir. Mahkemece 17.12.2021 tarihli celsede ara kararı ile davalı vekilini itirazının değerlendirildiği ve iki davanın bir arada görülmeyeceği ayrı ayrı bakılmasında hukuki yara olduğu gerekçesiyle tefrik kararı vermiştir. Davalı vekilinin daha önceki beyanları ve dosya kapsamına göre tefrik kararı ile ilgili istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Davalının diğer bir istinaf nedeni ise, verilen usulden ret kararında dava değeri kadar vekalet ücreti verilmesi gerektiği hakkındadır. Dava değeri fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 1.000,00.-TL olarak gösterilmiştir. AAÜT 7/2 hükmü ve 13/2 hükmü gereği dava değeri olarak gösterilen miktar itibariyle vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde yazılı miktara karar verilmesi doğru görülmediğinden davalı vekilinin bu husustaki istinaf nedeninin kabulü ile dosyadaki mevcut delil durumuna göre bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/03/2022 tarih ve 2022/263 – 2022/215 sayılı kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davanın 6102 Sayılı TTK’nun 5/A maddesi, 6325 Sayılı Kanunun 18 (A) 1-2 maddesi gereği davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
b)Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 80,70-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
c)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2. Ve 13/2 hükmü uyarınca belirlenen 1.000,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
d)Tefrik sonrası eldeki dava için yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
e)Artan gider avanslarının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,
3-İstinaf başvuru aşamasında başvuruda bulunan davalı tarafından yapılan toplam 161,40.-TL istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce yapılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 03/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan


Üye


Üye


Katip