Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/2162 E. 2022/1424 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/2162
KARAR NO : 2022/1424

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BALIKESİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/637
KARAR NO : 2022/12
KARAR TARİHİ : 10/01/2022
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 07/02/2022
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16405-04389-31499] UETS
DAVALI : … – … – Şahsi Süt Mamülleri – Çanakkale Yolu Üzeri Uğur Toplu Sanayi Sitesi No:8/2 Ayvalık/ BALIKESİR
VEKİLİ : Av. … –
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 20/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/10/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahkemenin görevsizliğine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle 10/04/2016 vade tarihli ve 50.000,00.-TL bedelli bononun düzenlendiğini, davalı borçlu tarafından düzenlenen bononun tanzim tarihinin 91 yaşında olan davacının yaşlı olmasından yararlanarak vade tarihinden sonraki bir tarih olan 23/04/2016 yazılmak suretiyle bono vasfının yitirmesine neden olduğunu, bu nedenle alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yapmak zorunda kaldıklarını, davalının haksız ve dayanaksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek Burhaniye İcra Müdürlüğü’nün 2018/344 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatı ile yükümlü tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalının yerleşim yerinin Ayvalık olması nedeniyle icra dairesinin ve mahkemenin yetkili olmadığını, davanın 1 yıllık süre içerisinde açılmadığını, davaya konu bononun ticari bir ilişkiden kaynaklanmadığını, davalıya ait şahıs şirketi bulunmadığı gibi vergi kaydının da olmadığını, bononun davacı ile Şahsi Süt Mamülleri arasında düzenlendiğini, davalının ortağı olduğu bu şirket defter kayıtlarının incelenmesinde herhangi bir ticari ilişki bulunmadığının görüleceğini, davacının Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/258 esas sayılı dosyasında açtığı menfi tespit davasını da takip etmediklerini ve açılmamış sayılmasına karar verildiğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Burhaniye Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 14/05/2019 tarihinde açılan ve ticari karar aşamasına kadar asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılan davanın karardan önceki celsesinde ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği belirtilerek 15/09/2021 tarihli Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı gereğince Balıkesir ilinde Asliye Ticaret Mahkemesi kurulduğu gerekçesiyle dosyanın bu mahkemeye devredilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi ise, somut uyuşmazlıkta kambiyo hukukunu ilgilendiren ihtilaf bulunmadığı, tarafların tacir ve uyuşmazlığın da ticari işletme ile ilgisinin bulunduğuna ilişkin dosyada belge bulunmadığı, uyuşmazlığın nispi veya mutlak ticari dava olmaması nedeniyle mahkemenin görevli olmadığı, dosyanın devir prosedürü ile gönderilmesi ve kesinleşmiş bir mahkeme kararının bulunmaması nedeni ile yargı yeri belirlenmesini gerektirir sebepler oluşmadığından HMK 21 madde kapsamında işlem yapılmadığı gerekçesiyle mahkemesinin görevsizliğine ve dosyanın görevli Burhaniye Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, görevli mahkemenin Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, hatalı görevsizlik kararı verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, icra takibine itirazın iptali istemidir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari davanın düzenlenmiş olup, TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması gerektiği, aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda tarafların tacir olup olmadığı veya davaya konu alacağın ticari işletmeyle ilgili olup olmadığı hususunda bir araştırma olmadığı gibi devir kararı veren Burhaniye Asliye Hukuk Mahkemesi, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun Balıkesir’de ticaret mahkemesi kurulmasına ilişkin kararına kadar genel mahkeme sıfatıyla davaya bakmış, karar sonrası dosyayı resen ele alarak ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılmasına ve devrine karar vermiştir. Takibe konu senedin kambiyo senedi vasfı taşımadığı davacının da kabulünde olup, mahkemece davanın ticair olup olmadığı hususunda bir araştırma yoktur. Ayrıca, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 numaralı kararı ile Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi 1/9/2021 tarihi itibariyle faaliyete geçirilmesine rağmen söz konusu kararda dosyaların yeni faaliyete geçirilen mahkemelere devredileceğine ilişkin bir açıklama bulunmadığından uyuşmazlık konusu olayda dava tarihinin 14/5//2019 tarihi olması da gözetildiğinde dosyanın ilk açılan mahkeme tarafından sonuçlandırılması gerektiğinden davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
HMK nun 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/01/2022 tarih ve 2021/637 – 2022/12 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davacının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılması gerekli istinaf karar harcının peşin alınmış olması nedeniyle bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin, gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 20/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip