Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/2485 E. 2021/1439 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 7. HUKUK DAİRESİ
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
7. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : ………….
KARAR NO : ………………..

BAŞKAN :…………..
ÜYE : ………
ÜYE : ………..
KATİP : ………….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/801
KARAR NO : —
KARAR TARİHİ : 20/05/2021
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 31/05/2021
DAVACI : ………….
VEKİLİ : A………………..
DAVALI : …………..
VEKİLİ : Av. ………………..
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
B.A.M. KARAR TARİHİ : 05/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/10/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sırasında mahalli mahkemece davalının ihtiyati haciz kararının kaldırılması talebinin kısmen kabulüne dair verilen ara karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında alt yüklenicilik sözleşmesi yapıldığını, davacının edimini sözleşmeye uygun olarak yerine getirmesine ve sözleşmede ücretin Euro cinsinden belirlenmesine rağmen davalının faturaları fatura kesim tarihindeki kur değerlerini esas alarak Türk Lirası cinsinden hazırlayıp göndermesi ancak ödemeleri fatura kesim tarihinde yapmaması nedeniyle kur farkından kaynaklanan ücretin eksik kaldığını, kur farkının tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşmaya varılamadığını belirterek icra takibine yapılan itirazın iptaline, takip sonrası faizin değiştirilmesine, takibin devamına, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, kur farkı alacağının talep edilmesi için gerekli olan şartların bulunmadığını, fatura konusu malların satışının Türk Lirası ile yapılıp faturaların da Türk Lirası olarak düzenlendiğini, davacının talebinin yasal dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 20/4/2021 tarihli dilekçesi ile davalı şirketin banka hesaplarının tamamı ile taşınır taşınmaz ve sair tüm mal varlığı üzerine en azından 104.741,97 Euro tutarındaki alacak için ihtiyati tedbir konulmasını, 21/4/2021 tarihli dilekçesi ile de aynı mal ve alacaklar üzerine ihtiyati haciz konulmasını istemiştir.
Davacı vekilinin talebi üzerine 24/4/2021 tarihli ara karar ile dosya içerisinde mevcut ve toplanan deliller kapsamında alacağın varlığı ve miktarı ile ilgili yaptırılan incelemede göz önüne alınarak yeterli kanaat oluştuğu gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulü ile 116.649,23 Euro karşılığı olan 754.720,51.-TL’nın %15’i tutarında nakdi teminatın ya da kesin-süresiz-muteber bir banka teminat mektubunun sunulması halinde şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İİK’nun 257/1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir.
Davalının 5/5/2021 tarihli dilekçesiyle karara itiraz etmesi üzerine 18/5/2021 tarihli duruşma ara kararı ile ihtiyati hacze itirazın kısmen kabulü ile yaklaşık ispat kuralı gereğince dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporları değerlendirmelerine ve incelenen kayıtlara göre 104.741,97 Euro karşılığı 677.680,53.-TL üzerinden ihtiyati haczin devamına, 11.907,26 Euro karşılığı 77.039,98.-TL tutarında ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş, ayrıca bu hususta 20/5/2021 tarihinde ara karar yazılmıştır.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, önceki savunmalarını tekrarlayarak ihtiyati haczin kabulüne ve bu karara karşı itirazlarının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişiler tarafından yapılan işlemin matematik hesabı olduğunu, davacının alacağının varlığına delil olamayacağını, taraflar arasında kur farkına ilişkin sözleşme bulunmadığını, davacının fatura tarihinden 3-4 yıl sonra kur farkı istemesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, tahsilat anında kur farkından doğan alacağın saklı tutulduğunun belirtilmediğini, mutabakat metinlerinin imzalandığını belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili davalının istinaf başvurusuna karşı verdiği cevap dilekçesinde, ihtiyati haciz kararının alacaklarının yaklaşık olarak ispat edilmesi ve alacağın tehlikede olması nedeniyle yerinde olduğunu belirterek davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, kur farkından kaynaklanan alacağa ilişkin itirazın iptali davası, istinaf konusu yapılan talep ise ihtiyati haciz kararının kabulüne ilişkin karara yapılan itiraza ilişkindir.
Davacının talebi üzerine bilirkişi raporu esasa alınarak davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmiş, davalının itirazı üzerine yapılan inceleme sonucunda itirazın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı itirazın reddine ilişkin karar yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.
İhtiyati haczin şartları ve etkileri İİK 257. ve devamı maddelerde düzenlemiş olup, 257. maddenin birinci fıkrasında vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları; ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir.
Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir.
Maddenin birinci fıkrasına göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacak rehin ile temin edilmemiş olmalıdır.
Kur farkından kaynaklanan alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi, davacının bilirkişi raporu düzenlendikten sonra bu rapora dayanarak ihtiyati haciz talebinde bulunması, dosyada iki ayrı bilirkişiden alınan rapor olması, raporlara taraflarca itiraz edilmesi gözetildiğinde 2004 sayılı İİK’nunda düzenlenen yaklaşık ispat koşulları oluşmadığından davalının ihtiyati haciz kararına karşı yaptığı itirazın tümden kabulü gerekirken kısmen itirazın kısmen kabulü yerinde olmadığından davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmüştür.
HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, mahkemece ihtiyati hacze yapılan itirazın kabulüne kararı verilmesi gerektiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince KABULÜ ile Bursa 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ………..tarih ve………… Esas sayılı ihtiyati hacze karşı itirazın kısmen kabulüne dair ara kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
Davalı aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının KALDIRILMASINA,
İhtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin işlemlerin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
4-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-f hükmü uyarınca kesin olarak 05/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

.
Başkan
.

………
Üye
………..

…………..
Üye
……………

…………..
Katip
……………